Göztepe dördüncü vitese çıkmadan kazandı

SÜPER Lig’de tüm takımlar aslında fikstürde birbirlerini takip ediyorlar. Yani bir takımın fikstür sıralamasıyla bir diğerininki aynı. Sadece başladıkları noktalar farklı.

18 takımın 17’si aynı çember üzerinde aynı sırayla rakipleriyle karşılaşırken, tek bir tanesinin fikstürü bağımsız. O takım, iki yıldır üst üste Göztepe...

Sarı kırmızılı İzmir temsilcisinin ikinci yıl üst üste serbest fikstürü çekmiş olması, bir tür talihsizlik.

Bu serbest fikstür sebebiyle Galatasaray ve Fenerbahçe’yle üst üste oynama şanssızlığı yaşıyorlar. Bu şanssız fikstüre, antrenör değişikliğine, ideal bir santrforları olmamasına rağmen çabaları yerinde. Mücadeleleri yerinde.

Ancak kaliteleri çok kısıtlı. Fenerbahçe’yi yenerken de vitesi dörde-beşe hiç çıkaramadılar, ikinci-üçüncü vitesteki oyunları bile yetti kazanmaya.

Fenerbahçe’nin iki hafta üst üste yaşadığı mağlubiyetlerin temelindeki faktör, kalite eksikliği... Fenerbahçe’nin ön taraftaki dörtlüsü Ayew, Alper, Dirar ve Slimani’nin hiçbirinden kaliteli diye söz edemeyiz; çalışkan diyebiliriz, yürekli diyebiliriz, savaşçı diyebiliriz. Ama kaliteli diyemeyiz.

Slimani’nin etrafına muhakkak kaliteliler eklemelisiniz, Valbuena’yı, Mehmet Ekici’yi bir şekilde takıma monte etmelisiniz.

Dün gol atamadılar, ama daha da kötüsü, kısıtlı sayıda pozisyon bulabildiler. Topu ‘gol pozisyonu’ diye tarif edebileceğiniz bölgeye de az sayıda taşıyabildiler.

Cocu’nun tercihlerini, doğrularını-yanlışlarını konuşabilecek aşamada değiliz bence. Fenerbahçe’nin öncelikle 31 Ağustos’a kadar bu takıma kalite katacak takviyeleri yapması şart.


KORNERLERE İKİLİ GİDİLMESİ
EĞER savunmayı içten/dıştan farklı orta opsiyonlarıyla yanıltmak için kornerlere iki adam gidiyorsa, bunun bir mantığı var. Ama Eljif oraya sadece şeklen gidiyor ve hep Hasan korneri atıyorsa, bu işte bir yanlışlık var! Futbol, temelinde bir zeka varsa güzel.


DURAN TOP VERİMLİLİĞİ ARTMALI
FENERBAHÇE’de Giuliano satıldı, Valbuena ilk 11’deki yerini kaybetti. Mehmet Ekici forma istikrarı bulamadı.

Farkında mısınız bilemiyorum, hemen hemen bütün duran toplar Hasan Ali Kaldırım’a kaldı. Hasan Ali’nin iyi niyetli çabasını takdir ediyor, saygı duyuyorum.

Ancak bir büyük takım şampiyonluğa oynuyorsa duran toplardan daha fazla üretim almalı. Bunu da duran topun başına geçecek kaliteli ayaklarla sağlayabilirsiniz.

Korner oluyor, Hasan gidiyor. Çaprazdan frikik kazanılıyor, Hasan gidiyor. Karşıdan pozisyonlarda bile Hasan orada!

Mehmet Ekici sırf duran top kalitesinin artması için bile ilk 11’e kazandırılmaya çalışılmalı. Eljif Elmas da idmanlarda özellikle duran top çalışmalı.


MAÇIN SÜRPRİZİ
GÖZTEPE’nin temel taşlarından biri Poko... İlk hafta Malatyaspor karşısında gördüğü kırmızı kartla cezalı duruma düşmüş, Galatasaray’a karşı oynayamamıştı. Ancak dün kadroda olmasına rağmen ilk 11’de başlamaması, bana sürpriz oldu doğrusu.


MAÇIN SORUSU
FENERBAHÇE’nin tüm hazırlık maçlarını izledim. Hatta Feyenoord ve Cagliari maçlarında stattaydım. Cocu, hazırlık döneminde Dirar’ı sağ bek olarak değerlendirmişti. Sezon başlayınca ne değişti ki yeteneği son derece kısıtlı Dirar yine sağ açık oldu?


MAÇIN İÇ SIKINTISI
DÜN akşam iki maçı peş peşe izledik. Osmanlı Stadı’ndaki Ankaragücü-Trabzonspor maçı da korkunç bir zeminde oynandı; İzmir’deki Göztepe-Fenerbahçe müsabakası da. Türk futbolunun kaderi mi bu zeminler sahi? Bir ortak akıl üretilemez mi?


MAÇIN HAREKETİ
36’da hızlı gelişen Fenerbahçe hücumunda Reis Slimani’yi bir darbeyle indirdi; ama Cezayirli santrfor yerdeyken boştaki Alper’e oynayarak net bir pozisyonun üretilmesini sağladı. Islam Slimani’nin belki yeteneği kısıtlı ama arzusu yerinde.


MAÇIN ADAMI: Halil Akbunar