Paylaş
Bu iki ofansif takımdan birinin sahaya 0-0 için çıkması pek mümkün gözükmüyordu. Beşiktaş’a bu maçta beraberliğin yetmesi avantaj gibi gözüküyor olsa da, dezavantajdı bence bir bakıma. Beşiktaş bence dün bu dezavantajı yaşadı 90 dakika boyunca. Atalanta teknik direktörü Gasperini, Real Madrid’e 1-0 kaybettikleri ilk ayağın sonunda şöyle konuşmuştu: “Bence tablo net. Hesaplamalara filan gerek yok. Madrid’de kazanmak zorundayız. Hepsi bu.” Onlar rövanşı kazanamadılar ama Gasperini’nin o günkü hislerini dün Terim yaşadı bence. Hesap basitti, kazanması gerekiyordu. Başka hiçbir sonuç işine yaramıyordu. Kazanmak için gereken her şeyi yaptı ve kazandı Galatasaray..
SERGEN YALÇIN GEÇ KALDI
Sarı kırmızılılar maça önde baskıyla başladılar ve Vida-Welinton’u sıkça hataya zorladılar. Dakikalar 35’i gösterdiğinde şutlar Galatasaray lehine 4-0, kornerler 3-0’dı. Duran toplar hariç, alışık olduğumuzun çok dışında bir Beşiktaş vardı sahada. Galatasaray’ın ilk devrede skor üstünlüğü sağlayıp, ikinci devrede de fişi çekmesinde tutkusunun-coşkusunun-kazanma isteğinin yanı sıra üç de taktiksel detay öne çıktı bence:
1- Geçen hafta sol çizgi Ömer-Babel’di. Sol iç Emre Akbaba idi. Dün sol çizgide Saracchi-Onyekuru başladı. Sol iç de Gedson’du. Gedson sol içten ara pasıyla ilk golü attırdı. Josef’e ilk devrede kart göstertti. O çizgide etkinliğine alışık olduğumuz Rosier-Ghezzal’i durdurdular, bir de ofansif fark yarattılar orada
2- Duran topları geçen hafta Ömer kullanıyordu. Dün bu görevin Gedson’da olması geceyle gündüz kadar fark yarattı. Gedson sahanın yıldızıydı.
3- Beşiktaş’ın kulübesi çok zayıftı dün. Üstüne üstlük bir de Rıdvan’ı çok geç soktu Sergen Hoca. Terim’inse oyuna sürdüğü herkes fark yarattı. Terim’in ilk 11’i iyi başladı, son 11’i de iyi bitirdi dün doğrusu
Paylaş