Paylaş
Klopp ve Pochettino gibi iki yaratıcı teknik adamın oyun planları ile Trent Arnold, kaleci Alisson ve Lucas Moura’nın performansları 2020’lerin futbolunun nasıl olacağı konusunda bize kılavuz oldu.
MADRİD’deki final beklentileri belki tam olarak karşılamadı ama birçok otorite, 2018-19’un tarihin en iyi Şampiyonlar Ligi sezonu olduğu konusunda hemfikir. Peki Klopp ve Pochettino gibi iki yaratıcı teknik adamla Trent, Alisson, Moura gibi yıldızlardan ne öğrendik o gece? 2020’lerin oyununa da kılavuz olacak bu ‘Futbol 4.0’ ne anlatıyor bize sahi? · 186: Trent’in pas hatası sayısı Liverpool-Barcelona eşleşmesinde en önemli ekstrayı yaratan oyuncu sağ bek Trent Arnold’dı. Liverpool’un iki beki Trent’le Robertson, Premier Lig’in asist rekorunu da tarihe gömdüler. Bunları zaten biliyordunuz, ben size muhtemelen bilmediğiniz başka bir şey söyleyeyim: Trent, bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde en fazla pas hatası yapan oyuncu! Genç İngiliz’in 11 maçta tam 186 pas hatası var. Sanırım buradan çıkarılacak ders şu: Eğer 21 yaşında bir bekin peş peşe iki Devler Ligi finali oynamasını ve bu seviyelerde inisiyatif almasını istiyorsanız, ona hata yapma lüksü tanıyacaksınız.
iSABETiN ÖNEMi
· %76.7: Alisson’un pas isabet oranı Manchester United 1999’da tarihi üçlemeyi yaparken efsanevi kalecisi Schmeichel’ın pas isabet yüzdesi yalnızca %48’di. Bu sezon EPL şampiyonu City’nin kalecisi Ederson’sa tam %71 pas isabetiyle oynadı. Alisson, Devler Ligi’nde bu çıtayı biraz daha yukarı taşıdı, yüzde 77’ye varan bir pas isabeti sağladı. Türk futbolu son dönemde çok iyi kaleciler yetiştiriyor, ulusal takıma 4 iyi kaleci girdi, belki 4 tane de dışarıda kaldı. Elleri harika çalışan bu genç yerli file bekçilerimizin ayaklarını geliştirebilirsek, çok yakında Premier Lig’e-La Liga’ya kaleci ihraç etmemiz hiç sürpriz olmaz.
%64: Liverpool’un finaldeki pas yüzdesi İşte bu enteresan! Kalecisi sezon boyunca yüzde 77 pas isabeti sağlamış bir takımın finalde yüzde 64’te kalıp kazanmasını nasıl açıklamalı? Siz o ezber konuşmalara bakmayın, Liverpool hiç öyle pragmatik/kontratakçı bir anlayışla geçirmedi sezonu. Topu rakibe filan bırakmadı. Topa sahip olma oranı da Tottenham’ın asla altında değil. Ortalama %59 topla oynadılar, ligde yüzde 84,4 pas isabeti sağladılar. Devler Ligi’nde de sezon ortalamaları yüzde 80. Ancak finalde bir B planları olduğunu da gösterdiler. 1’inci dakikada golü bulunca inisiyatif futbolu oynamak anlamsızdı. Topu hiç gevelemeden öne aktarmayı seçtiler. O yüzden de sadece %64 pas isabet oranında kaldılar. Buradan çıkarılacak ders sanırım şu: Evet, bu yılın trendi inisiyatif futbolu. Hemen hemen tüm başarılı takımlar inisiyatif alarak kupa kazandılar. Ancak gerektiğinde de pragmatik bir B planınız olmalı. Liverpool’un finalde yaptığı gibi.
FAUL ARASI FUTBOL
· 10: Finaldeki toplam faul sayısı Şampiyonlar Ligi finalinde toplam sadece 10 faul oldu. İki takım 5’er faul yaptılar. Göztepeli Jerome’un Fenerbahçe, Alanyalı Ceyhun’un Galatasaray maçında tek başlarına ulaştıkları sayı bu! Geçtiğimiz günlerde oynanan bir başka finalde, Gazişehir-Hatay maçında 39 faul yapıldı mesela. Türkiye’de yıllardır ‘faul arası futbol’ izlemeye çalışıyoruz. Üstüne para vererek. Devler Ligi finalinin tansiyonunu sanırım herhangi bir yerel müsabakayla kıyaslayamayız. Ama finalde yapılan toplam faul 10, çıkan kart 0. MHK’nın bu yaz eğitimlerinde bir numaralı gündem maddesi bu olmalı. Önleyici hakemlik yapılmalı artık. Erken kart çıkarmaktan korkmamalı. Niyeti oynatmamak olanı, stratejik faulcüyü erken cezalandırmalı.
HAFTANIN RAKAMI
DEVLER Ligi istatistiklerini incelerken fark ettim: Yüzde 53 ortalamayla grubunun en fazla topla oynayan takımı olan Galatasaray’ın açık oyundaki gol sayısı sadece 1... Porto’ysa çok daha az topla oynayıp 10 duran top golüyle çeyrek finale kadar yürümüş.
HAFTANIN YANITI
MANCHESTER United şöyle bir tweet atıyor: “Alexis Sanchez, 14 Haziran’da start alacak Copa America’da kulübümüzü temsil etmek için Brezilya’ya gidiyor.” Tweetin altında en çok etkileşim alan yanıtsa şu: “Umarız hiç geri dönmez.
Paylaş