Paylaş
“Fikstür çekildi” lafını tabii alışkanlık icabı kullanıyoruz, aslında Avrupa’nın hemen hemen hiçbir büyük liginde fikstür çekilmiyor. Fikstür önceden belli ve kulüp temsilcileri sadece ilk hafta tablosundaki yerlerini kurayla tespit ediyorlar. Birinci hafta fikstürü belli olduğu anda zaten 34 haftalık fikstür de belirlenmiş oluyor. Yani fikstür çekimi dediğimiz şey esasında yalnızca bir kâsenin içinde 1’den 18’e kadar topların konulması ve 18 kulüp temsilcisinin sırayla gelip birer top çekmesinden ibaret...
***
Fikstür, otomatik takip esasıyla yapılandırıldığı için, bir sporseverin elinde ilk hafta fikstürü varsa, bütün bir sezonun fikstürüne de sahip demektir. Bu yıl Beşiktaş Alanya’yı, Fenerbahçe Konya’yı, Trabzon Fenerbahçe’yi, Galatasaray da Malatya’yı takip edecek mesela... 18 takımın 17’si ligde aynı sırayı izliyorlar, sadece serbest fikstürü çeken Göztepe’nin programı o düzende gitmiyor (Nedeni tamamen matematiksel). Bu yüzden her takım Göztepe ile içeride karşılaştığı haftadan bir sonraki maçını da iç sahada oynuyor, yalnızca 1 numarayla 18 numaralı topu çekenler hariç...
SERBEST TEHLİKE!
Dikkatli okuyucular anımsarlar, son yıllarda birkaç kez bu konuyu bu sütunda ele aldım. Serbest fikstür çeken ekibin diğerlerine göre ufak bir dezavantajı var. O da şu: Serbest fikstüre sahip ekibin ligin ikinci devresinde deplasmana gittiği 8 ya da 9 takımın (1 ve 18 numaralı iki ekip hariç) 6 veya 7’si, önceki maçını da içeride oynamış oluyor. Yani geçen sezon Kayseri, bu sezon da Göztepe, ikinci yarıda takribi 7 kez, önceki hafta da içeride oynamış bir rakibe deplasmana gidiyorlar. Takdir edersiniz ki, bir önceki müsabakayı evinde oynamış takım, ikinci iç saha maçına daha moralli, motive ve bir seri yakalamak amacıyla çıkıyor. Bu da serbest fikstür ekibi için net bir dezavantaj demek.
Zaten bu konunun bir dezavantaj teşkil ettiği, serbest fikstür çeken ekiplerin performansından da anlaşılabiliyor: 2009’da serbest fikstürlü Konya küme düşüyor. 2010’da Denizli küme düşüyor. 2013’te Mersin ve 2016’da Sivas’ın kaderleri aynı.
***
Bu durum dezavantaj teşkil etsin ya da etmesin, serbest fikstür konusunda beni esas rahatsız eden konu şu: Bu serbestlik, her nasılsa sürekli ligde kalma mücadelesi veren ya da yeni terfi etmiş zayıf ekiplere denk geliyor. Son 10 sezonda serbest fikstür çeken 10 ekipten ikisi yeni terfi edenler, altısı bir önceki sezon son anda ligde kalanlar... 10 yılda sadece 1 kez bir büyük takım çekmiş serbest fikstürü. Özellikle son 4 yıla dikkatinizi çekerim: Göztepe (2. ligden terfi etmiş), Kayseri (bir önceki sezon 15. bitirmiş), Sivas (yine 15.) ve Mersin (ikinci ligden terfi etmiş). İnanılmaz değil mi? Sizce 4 yıl üst üste serbest fikstürün düşeyazana ya da yeni çıkana denk gelmesi tesadüf olabilir mi? Fikstür bizimle alay mı ediyor acaba?
BU BİR TESADÜF MÜ?
FikstürDE derbiler de bir başka kanayan yara. Enteresandır, son 17 sezonun ilk 4 haftalarında yalnızca bir kez İstanbul derbisi oynandı. Yani 21’inci yüzyılda Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray’ın ilk 4 haftada birbiriyle karşılaştıkları tek bir maç var (2013’te)... Bu bir tesadüf olabilir mi? Yoksa derbiler bilinçli olarak ilk haftalara denk getirilmiyor mu?
Yine 21’inci yüzyılda tam 12 kez 16’ncı haftada bir derbi maçı oynandı. Tesadüf olabilir mi?
***
Özetle diyeceğim şu: Bu TFF de, bundan öncekiler de, 18 takımı fikstür çekimine eşit şartlarda sokuyormuş gibi yapıp eşit sokmuyorsa, burada bir adaletsizlik vardır. Acilen düzeltilmelidir.
Ya da TFF, milli maç-bayram seyran-izlenilirlik gibi detayları dikkate alarak fikstür çekimini bazı ön koşullara göre gerçekleştiriyorsa, bunu kamuoyuyla paylaşmalıdır.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş