Paylaş
TARİH, 5 Mart 2016... Almanya’nın en büyük maçı ‘Der Klassiker’de bitiş düdüğü henüz çalmıştı. Dortmund 90 dakika boyunca kalenin önüne otobüs çekmiş, Bayern de bu direnci kıramamış ve tabelayı bozamamıştı. O günlerde Bayern’i çalıştıran Guardiola, hakemin bitiş düdüğüyle beraber sahaya daldı ve Kimmich’e ‘girişti’! Evet, kelimenin tam anlamıyla ‘girişti’ genç oyuncuya. Fiziksel değildi bu ‘girişme’. Ama sert vücut dili, keskin jest ve mimikler, saha içinde dakikalarca süren ders, pek alışık olduğumuz türden bir durum değildi. Kimmich şaşkındı. Guardiola ise kararlı. Tezi her neyse, bunu sahanın içinde, milyonların gözünün önünde Kimmich’e kabul ettirmek istiyordu.
Maç bitti, basın toplantısına da yan yana çıktı bu ikili. Gazetecilerin Joshua Kimmich’e ilk sorusu “Bir orta saha oyuncusu olarak” diye başlayınca Pep söze girdi: “Joshua’ya orta saha oyuncusu olduğunu söyleyip durmayın. Onun mevkiinin ne olduğuna siz karar veremezsiniz. Joshua bir savunma oyuncusu. Evet, sorunuzu tekrar sorabilirsiniz”
Kimmich o gün 21 yaşını doldurmuş, Bayern’de sürekli oynayan, Alman Milli Takımı’nın da bir parçası olan saygın bir gençti. Yani 17’lik bir bebe değildi Pep’in yanındaki. Üstelik Pep, ayrılık için gün sayıyordu o sıralarda. Aradan 3 yıl geçti. Kimmich bugün 24 yaşında bir sağ bek. Artık kimse ona bir zamanlar orta saha oyuncusu olduğunu hatırlatmıyor, çünkü dünyanın en iyi sağ beklerinden biri. Bu sezon Bayern’le Bundesliga+Şampiyonlar Ligi’nde 32 maçın 28’inde sağ bek oynadı. 13 asist yaptı. Bundesliga’nın asist kralı. Hatta uzun bir süre Avrupa’nın da asist kralıydı.
ZINCHENKO GELiYOR
TARİH, 12 Mart 2019... Pep bu kez Bayern’in değil, City’nin hocası olarak Schalke’yi darmadağın etmiş. Medyanın karşısındaysa bu kez Ukraynalı bir genç öğrencisi var: Oleksandr Zinchenko... 22 yaşında bir orta saha oyuncusu. En azından Pep’le tanışana kadar kendini öyle tanımlıyordu. Ukrayna Milli Takımı’nda da sekiz ya da on numara olarak forma giyiyor ve 23 maçta 2 golü var. Ama Pep, onu City’de sol beke evirdi. Son 33 günde 8 maça sol bek olarak çıktı. Chelsea’ye karşı 2 asist yaptıktan sonra önceki gün Devler Ligi’nde Schalke’yi de boş geçmedi. Yetenekli, çabuk, driplingci. Bana sorarsanız birkaç yıl içinde dünyanın en iyi sol beki olacak.
10 NUMARA NEYSE DE...
TÜRK futbolunda bir bek sorunu var. Gökhan-Caner’in arkasından o seviyede bir bek daha gelmedi. Trabzon’da Rusya karşısına Fenerbahçe’nin üçüncü sağ beki Şener’le, Stockholm’de İsveç önüne Galatasaray’ın üçüncü sol beki Ömer Bayram’la çıktık maalesef. O zaman insan şunu düşünmeden edemiyor: Bizim deneyimli teknik adamlarımız kendi Kimmich’lerini, Zinchenko’larını bulamazlar mı? Eljif’ten, Muhayer’den, Celil’den, Berkay Sefa’dan bir tane bek çıkmaz mı mesela? Ya da bambaşka isimlerden? Güneş, Terim, Yanal gibi deneyimli hocalar, kariyerinin sıradan bir orta saha oyuncusu olarak geçeceğini hissettiği bir gençten üst düzey bir bek çıkaramazlar mı? Üst düzey bir santrfor çıkarmak zor. Belki on numara da öyle. Ama bek çıkaramıyor oluşumuzun üstünde daha fazla kafa yormamız gerek sanki.
HAFTANIN SORUSU
TOTTENHAM Menajeri Pochettino, hakem Dean’le girdiği diyalog sonrası 2 maç ceza aldı. Southampton maçında tribündeydi. Maç önü ve devre arası soyunma odasına girebiliyor, maç sırasında telefonla iletişim kuruyor ve sonunda medyaya demeç veriyor. Ne dersiniz, oradaki uygulama mı doğru, buradaki mi?
HAFTANIN POZiSYONU
LİVERPOOL-Burnley maçında bir kornerde Tarkowski, Alisson’un omzuna bastırarak faul yaptı. Hakem görmedi, golü verdi ve Klopp isyan etti: “Altıpasta bir kaleciye böyle davranamazsınız...” Faul isyanında haklı ama belli ki Türkiye’deki yaygın yanlış algı, İngiltere’de de var.
iNGiLTERE, VAR’A GEÇMEDiĞiNE PiŞMAN
HAFTA sonu City-Watford maçında Sterling’in attığı ilk gol ortalığı karıştırdı. Agüero pası verdiği anda Sterling aktif alanda. Ancak araya rakip Janmaat girip topa dokununca kafalar karıştı. Yardımcı hakem bayrağı çekti ama orta hakem Tierney golü verdi. Oysa Janmaat topa dokunmadan önce Sterling ikili mücadeleye girmişti, yani ofsayt fiili oluşmuştu. Aynen Serdar-Saadane, Kane-Mustafi pozisyonları gibiydi bu da. Ancak hakemin yanlış gol kararı sonrası Pep’in yorumları, her şeyden güzel:
1- HAKSIZ bir gol attıysak kamuoyundan özür diliyorum. Buna ihtiyacımız yok.
2- SEZON başında biz VAR lehine oy kullandık ama çoğunluğu sağlayamadık. VAR bir mecburiyetti oysa, bir opsiyon değil.
3- IFAB, ofsayt kuralı üzerine yeniden düşünmeli. Bu kural fazla karmaşık. Biz bir pozisyonu yarım saat izleyerek ancak çözdük, hakemler saniyeler içinde nasıl çözebilirler ki?
Paylaş