Paylaş
‘Doğru oyun’u kitap gibi oynayan Başakşehir adım adım gidiyor şampiyonluğa.
Dünkü maçı 3 perdede incelemek gerek. Birinci perdenin galibi, zaten esami listesinde yazıyordu! Trabzon sahaya 11 kişiyle çıktı sadece, Karaman’ın bir 12’nci adamı bile yoktu. Pereira sakatlandığında Kamil’i sağ beke, Abdülkadir Ömür’ü merkeze kaydıran çaresizlik, Trabzonspor’un kadro sığlığının özeti gibi. Başakşehir’se tam 21 kişiyle çıktı maça. Adebayor’lu, Elia’lı, Napoleoni’li, Attamah’lı Başakşehir kulübesinden bir takım yaratsanız, onlar da muhtemelen ligin üst sıralarında olurlardı.
İkinci perde, yani maçın ilk yarım saati, keyif takımının kontrolündeydi. Trabzonspor maça önde baskıyla başladı, Başakşehir savunmasını defalarca hataya zorladı. Dakikalar 20’yi gösterdiğinde şutlarda 8-0, kornerlerde 4-1 öndeydi Trabzon. Ama topu çerçeveye dürtemedikleri için bu baskı bir şey kazandırmadı bordo mavililere.
Üçüncü perde, yani son 1 saat ise, klasik bir Başakşehir senaryosuydu. İlk 3 şutlarının ikisi gol oldu. Birinci golü eski bir Barcelona’lı, ikinci golü eski bir Real Madrid’li attırdı. Skoru yapan da eski bir Manchester City’liydi. Ana temaları güzel oyun değil, doğru oyun olan takım kazandı dün. 32 yaş ortalamalı, diğerinden çok daha deneyimli ve kaliteli olan takım.
Clichy’nin golü öncesi faul var
Hakem kararını tartışmak için değil, ‘VAR’ın görev tanımı’nı konuşmak için değinmek istedim bu pozisyona. Clichy’nin golü öncesi Arda’nın Abdülkadir’in ayağına bastığına şahit olduk. Abdülkadir düştü, Clichy kazandı, Robinho’nun asistiyle golü de yaptı. Ancak akla şu soru geliyor: VAR, her golü otomatik olarak inceliyor. Ve bence pozisyon Abdülkadir’in top kaybıyla başlıyor. Kaybın nedeni de bir faul. Dolayısıyla golün iptali gerekmez miydi mantık olarak? VAR masasındaki Aydınus ve ekibine acaba pozisyon farklı açılardan sunuldu mu? Onlar basmayı gördü mü? Merak ediyorum doğrusu.
Maçın adamı: Arda Turan
Paylaş