Paylaş
Hep söylüyorum, kalitesi belki tartışılır ama bu lig çok rekabetçi bir lig. Üç sezondur hiçbir takım maç başına 2,05 puan ortalamanın üstüne çıkamıyor. Bu sezon da durumun farklı olacağını zannetmiyorum. Muhtemelen bu sezon da şampiyonluk için 80 puan yetecek.
TÜM TAKIMLAR YIPRANDI
Ligin dört konvansiyonel büyüğü sezonu çok iyi açmışlardı, ilk 4 hafta sonunda hepsi namağluptu. Ancak ne zaman fikstür yoğunlaştı, Avrupa kupaları start aldı, ligin sertliği de hissedilmeye başlandı. 11 Eylül’den bugüne 14 günde 4 büyükler 16 maç oynadılar, bunların yalnızca 5’ini kazanabildiler. 23 gol attılar, 23 de yediler. Herkesin çok yıprandığı, belli ki milli maç arasına kadar daha da çok yıpranacağı bir süreç bu.
PROBLEMLER ÇOK FAZLAYDI
Ancak dünkü Beşiktaş’ın problemleri, ligin genel rekabetçiliğiyle, yoğun fikstürle açıklanamayacak kadar çoktu elbette. Beşiktaş’ın sakatlarından bir 11 yapabiliyorsunuz ve o 11, muhtemelen dün sahaya çıkan 11’i yenebilecek seviyede.
Süper Lig’in en iyi futbol oynayan takımlarından biri olan Altay da maçın önemli bölümünde Beşiktaş’ın bu eksikliklerini doğru değerlendirdi.
Özellikle Mustafa Denizli’nin Aka-Zeki-ceyhun’lu sert orta sahası Beşiktaş’ı olağanüstü yordu ve sadece ilk 45 dakikada 54 pas hatasına zorladı misafir ekibi.
GENÇLER FENA OYNAMADI
Mustafa Hoca, 70’ten sonra orta sahayı ikiye düşürüp, Pinares ve Paixao’yu sokarak öldürücü darbeyi vurdu maça. Muhtemelen maç öncesi tüm bu değişiklikleri kafasında kurgulamıştı, müsabakayı kafasında oynamıştı. Kulübesinde neredeyse hiçbir hamle oyuncusu olmayan Beşiktaş yorulduğunda oyuncu değişiklikleriyle maçın fişini çekeceğini planlamıştı Mustafa Hoca... Beşiktaş’ta serdar, Rıdvan, can gibi birkaç genç fena oynamadılar ama İzmir’den puan almalarına yetmedi bu performanslar.
Paylaş