Paylaş
Geçen haftaki Malatya-Sivas maçını izleyebildiniz mi bilmiyorum... Hem 11’e 11’ken, hem de 11’e 10’ken garip bir oyun vardı Malatya’da. Orta sahalar yürüyerek geçildi, bir bu kalede, bir o kalede net pozisyonlar yaşandı maçın büyük bölümünde. Hemen hemen aynı Sivas takımı vardı dün yine sahada. Son derece aç. Her topu direkt hücuma taşımayı deneyen, sürekli gol düşünen bir takım. Tamer Tuna’yı tebrik etmek lazım bu sıradışı tavrı için.
Ancak aynı Sivasspor bu aç görüntüsü sebebiyle bolca da açık vermişti Malatya’da. Eğer Fenerbahçe teknik ekibi geçen haftaki Malatya-Sivas maçını izlediği halde dünkü 11’i seçtiyse enteresan. Malatya’daki maçı izlemedilerse acı... Zira Sivas’ın oyun kurucusu, sağ beki Douglas. Onun olmadığı bir günde siz topa daha fazla sahip olmayı hedeflemeli, soldan hücum edebilecek bir kadroyu sahaya sürmelisiniz. Ancak Cocu, sanki Sivas’ı daha önce hiç izlememiş, Douglas’ı hiç duymamışçasına arka arkaya iki sol bekle çıktı sahaya. Üstelik kulübede oturan tam 4 adam, Valbuena, Alper, Barış ve Ferdi’nin her biri o pozisyonda oynayabilecekleri halde.
Cocu kalıcı olmak istiyorsa artık şunu anlamalı: Süper Lig’de bir İstanbul büyüğünün A planı, uzun santrforuna şişirip serseri top kazanarak hücum etmek olamaz. Bu ligin koşullarında bir büyük takım bunu sıkışan bir maçın son çeyreğinde düşünebilir ama A planı bu olamaz. Dün son yarım saatte orta sahalar yürüyerek geçilmeye başlandığında her 2 takım da bolca pozisyon buldu ama o Rus Ruleti bölümüydü maçın. Her iki ekip de atabilirdi, ikisi de atamadı. Cocu bence o son yarım saate bakıp çok pozisyon ürettiklerini, iyi oynadıklarını filan zannetmemeli.
Tipik bir Anadolu takımı
MAÇIN 65’inci dakikasında istatistikleri inceliyordum. Son yarım saatlik kaos bölümünün hemen öncesiydi. Sivasspor’un ev sahibi olduğu herhangi bir maçta şutlarda 13-3 önde olmasını garipsemezsiniz aslında. Ama misafir ekip Fenerbahçe’yse garipsiyorsunuz biraz. Bu istatistiğe bakınca konuk ekibin bir İstanbul büyüğü değil, tipik bir Anadolu takımı olması lazım diye düşünüyorsunuz otomatikman.
Maçın ilk 65 dakikası itibariyle bireysel performanslara bakıldığında Muhammet Demir ve Emre Kılınç’ın da 4’er şut attıkları görülüyordu. O dakika itibariyle Fenerbahçe’nin takım olarak toplam şut sayısı 3’ken üstelik!
Robinho daha ciddi olmalı
DÜN takımların ve futbolcuların ismini hiç bilmeyen, ilk kez futbol izleyen biri tribünde olsa, herhalde sadece onu ayırt ederdi. Öyle farklı duruyor sahada. Ama biraz daha ciddi olsa, sahadan bir asist-bir golle çıkabilirdi Robinho.
Maçın itirazı
44’ÜNCÜ dakikada Ziya sağdan sola yüksek bir pas atıyor. Sol açıkta topu bekleyen Robinho durarak Şener’i perdeliyor. Kalça çıkmıyor, dirsek yok, tamamen nizami. Sadece alanı kaparak... Ve milli bek Şener kendini yere atıp bu pozisyona itiraz ediyor. Türk futbolunun özeti...
Maçın hamlesi
FENERBAHÇE maça sürpriz biçimde arka arkaya iki sol bekle başlayınca, 20’de Tamer Tuna, Emre Kılınç’ı sağa, Robinho’yu sola çekti. Sivasspor hücumunun aklı olan Robinho, sağ tarafta yalnız kalan Şener’e karşı daha çok alan buldu, çok daha fazla pozisyon üretti.
Maçın rakamı
FENERBAHÇE’nin sadece hava topu alması için en uçta kullandığı İsviçreli santrfor Michael Frey, ilk yüksek topu kazandığında dakikalar 32’yi gösteriyordu! Frey, Fenerbahçe’nin sürekli şişirdiği ilk yarıyı 2 hava topu kazanarak tamamlarken, mevkidaşı Muhammet 4 hava topu aldı.
Maçın doğrusu
SAYISIZ yanlışın bir araya geldiği bir maçta Fenerbahçe’de belki de en doğru gözüken şey, Eljif’in doğal pozisyonunda, yanında bir 6 numara ile özgür oynamasıydı. Cocu’nun orta ikilide Eljif’e yer vermekte ısrar etmesi, yanında Mehmet-Jailson’dan sadece birini kullanması doğru karar.
Maçın adamı: EMRE KILINÇ
Paylaş