Paylaş
O yerli hocaların da oynattıkları futbol da yıllar geçtikçe birbirlerine öyle yakınsıyor ki... Yani Çalımbay’la Özdilek’i ya da Korkmaz’la Kartal’ı birbirinden ayıran nedir, dünya görüşü veya futbol mantalitesi olarak farklılıkları nelerdir deseniz; yanıtlamakta güçlük çekiyoruz artık. Dün Antalya’da 30 dakika futbol oynandı, skor 1-1’e geldi. Orada iki hoca da fişi çekti aslında. Sadece maçın 1-1 tamamlandığının resmi açıklamasını yapmak için son 60 dakikayı bekledik. Hücum deneyen yok. Risk alan yok. Bir oyuncu değişikliğiyle meslektaşını şaşırtan, formasyon değiştiren veya şapkadan tavşan çıkarmaya çalışan yok. Ülke futbolunun özeti gibiydi dünkü maç. Fazlası değildi bence.
Karaman geç mi kalıyor?
GEÇEN hafta Erzurum karşısında Yusuf Yazıcı’yı sokmak için 89’u bekleyen Ünal Karaman çok eleştirilmişti. Ünal Hoca kendini, ağrısı olan birkaç oyuncuyu gözlediğini söyleyerek savunmuştu. Dün de skor berabere, oyun ibresi de Antalya’nın lehineyken ilk değişiklik için 75’i bekledi Ünal Hoca. Eleştiriler haklı galiba.
Kurala dair düşünceler
DÜN ikinci yarının başında Onur’dan Hosseini’nin koluna giden ve VAR’a danışılan pozisyon, öncesinde faul olduğu için serbest atışla devam etti. Benim derdim bu kararla ilgili değil zaten. Karar doğru. Ancak şunu merak ediyorum: Pozisyonun öncesinde faul olmasaydı karar ne çıkacaktı? Muhtemelen Hosseini’nin topla oynama niyeti olmadığı için penaltı düdüğü çalınmayacaktı. Ancak ben takım arkadaşından kola gelen pozisyonlar için IFAB’ın kural değişikliğine gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Rakibin bir müdahalesi yoksa, aynı takımdan iki oyuncu bir hentbol yaratıyorsa bence cezalandırılmalı.
Maçın adamı: DOĞUKAN SİNİK
Paylaş