Paylaş
Seksenli yıllarda futbolda bir beraberlik kâbusu yaşanmıştı; güzel oyunun kanını emen o sıkışıklık, galibiyete 3 puan devrimiyle aşıldı.
2020’lerin futbolunda da bence bir faul problemiyle karşı karşıyayız ve güzel oyunun bu beladan kurtulması için yeni bir devrime ihtiyaç var...
Türkiye 1. Ligi, 3 puanlı sisteme 1987 yazında geçti. Erzik federasyonunun öncülük ettiği bu devrim öncesi 2 puanlı sistemin son 10 yılı kâbus gibiydi doğrusu: 1979-80 sezonunda oynanan 240 maçın tam 90’ı, yani neredeyse her 5 müsabakanın 2’si beraberlikle sonuçlanmıştı. 2 puanlı sistemin son 10 yılında, yani 1977-87 arası ligdeki beraberlik oranı yüzde 33 seviyelerinde. 2008-2018 dönemindeyse bu oran yüzde 24’lere geriledi. Son 10 yılda hiçbir sezon beraberlik sayısı 85’i (yani yüzde 28 seviyelerini) aşmadı. Bu gelişim, şüphesiz ki 3 puan devriminin ürünü. Yoksa, “yenemiyorsan yenilme”yi matah bir laf zanneden bu nesil, beraberlikten başka bir şey izleyemeyecekti futbolda!
Neyse ki, “yenemiyorsan yenilme”cilerin küme düştüğü bir dönemdeyiz şu anda.
1 SAATTE 6 FAUL!
80’lerde futbolda yaşanan o sıkışıklığın bir benzerine şu sıralar şahit olduğumuzu düşünüyorum ben. Yeni kâbusun nedeniyse stratejik fauller...
Süper Lig zaten stratejik faulcü hoca cenneti! Hakemler seri faul yapan takımları tespit edemediği, sarı kart için aynı oyuncunun peş peşe 3 faul yapması gerektiğini düşündüğü sürece çözülmeyecek bu sorun.
Oysa sorun stratejik faulcü hocalar! Takımca ciddi şekilde uyguluyorlar bu stratejiyi, futbolcular seri biçimde sırayla faul yapıyorlar âdeta.
Premier Lig’de bu sezon maç başına faul ortalaması 22, Bundesliga’da 24 civarında seyrederken Süper Lig’deyse 28’in üstünde... Hafta sonu Malatya, Trabzon’u 5-0 yenerken 60’ıncı dakikada faul sayılarının 17-6 Malatya lehine olması önemli. Ve Boutaib’in tek başına 1 saatte 6 faul yapması da. Ancak faul problemi, kesinlikle sadece Süper Lig’e özgü değil...
MANCHESTER CITY DE FAULCÜ TAKIMLARDAN!
Önceki hafta Premier Lig’in uzaylıları M. City, Southampton’ı 6-1 mağlup etti. Topla yüzde 70’in üstünde oynadılar, rakiplerinin 3 katı pas yaptılar. Ama faul tablosu, tüm bu istatistiklerden daha enteresan: City maçı 14 faulle tamamlarken, Southamptonlılar sadece 9 kez bu yola başvurdular.
Bu tabloyu bu yıl ilk kez görmüyoruz; City son 45 günde oynadığı 5 Premier Lig maçının hiçbirinde rakibinden daha az faul yapmadı. 5-0 yenip sürklase ettikleri Burnley karşısında da faullerde 11-5 üstünlerdi enteresan bir biçimde.
NET BiR CEZA OLACAK
Bir-iki sene içinde futbolun en büyük tartışmasının bu olacağına eminim. Vasat takımlar sahanın her yerinde, büyükler de topu kaybettikleri anda küçük faullerle futbolu öldürüyorlar. IFAB kısa bir süre içinde aynen basketbol gibi futbolda da faulleri saymak zorunda kalacak.
Belli bir sayıya ulaşan takım faulünün de, bireysel faulün de net bir cezası olacak.
Her 3 takım faulüne bir caydırıcı ceza verilmeli belki de, bilemiyorum. Ama şunu biliyorum: Eğer hayata geçerse, “3 faul” cezası, 3 puan gibi bir devrim yaratacak futbolda...
HAFTANIN DETAYI
TFF resmi sitesi, çok güzel bir kaynak. Ancak ufak tefek hatalar da olabiliyor elbette. Örneğin 1986-87 puan durumunda Denizlispor’un 10 galibiyet-15 beraberliği gözüküyor ama gerçekte 11 galibiyet-14 beraberlikleri olmalı. Arkadaşların dikkatine!
2 PUANLI SiSTEM DEVAM ETSEYDi...
Yukarıda okuduğunuz satırlar için 2 puanlı dönemi incelerken, şu sorunun yanıtını da bulmak istedim:
Eğer Süper Lig’in ilk 29 sezonunda da 3 puanlı düzenek uygulansaydı, şampiyonluk sayıları etkilenir miydi?
Cevap, evet, 3 puanlı sistem uygulansaydı tam 4 sezonda şampiyon değişecekti: 1985’te Fenerbahçe yerine Beşiktaş, 1979’da Trabzonspor yerine Galatasaray, 1978’de Fenerbahçe yerine Trabzonspor, 1961’de de Fenerbahçe değil Galatasaray şampiyon olacaktı.
Paylaş