Lizbon üzeri Amsterdam!..

İşte iki farklı Benfica değerlendirmesi...

Uğur Vardan (Radikal Gazetesi Spor Müdürü): Lizbon üzeri Amsterdam!..
Doğrusunu söylemek gerekirse en zor kurayı çekti Fenerbahçe ama herkesi ortak paydada buluşturan o görüşü de dillendirmek gerek: Bu aşamadan sonra zaten hepsi zordu. Evet, kâğıt üzerinde Basel daha kolay görünüyordu ama İsviçre takımının da ilk kez bu seviyelerde dolaşması, her şeyden önce diğerlerine göre kapalı kutu olması belki Sarı-Lacivertlileri daha çok zorlayacaktı. Benfica hiç değilse göz önünde olan bir takım, Ama bu göz önündelik meselenin kolaylığı anlamına gelmiyor.
Portekiz futbolu tıpkı bizim ligimizde olduğu gibi ana aktör sayısının az olduğu, Benfica ve Porto’nun başı çektiği, genellikle Sporting Lizbon ve Braga’nın ‘En iyi yardımcı’lara aday olduğu bir futbol iklimine sahip. Tek farkları var; bizim büyüklerimizin Avrupa üzerinde atladıkları eşik sayısı çok az; oysa Benfica ve Porto zaman zaman kıtanın en iyi takımları olmuşlar. Nitekim bugünün en iyi teknik direktörlerinden Mourinho ve en iyi oyuncularından Ronaldo’nun Portekizli olması da bir tesadüf değil.
Benfica özeline gelirsek boğucu ve yıpratıcı bir f utbol oynuyorlar. Lizbon ekibinde çok sayıda hücumcu var. Dolayısıyla en problemli yanları futbol gelenekleriyle orantılı olarak defansları. Kadrosunda dikkat edilmesi gereken oyuncuların başında, Fenerbahçe’nin zaman zaman ilgilendiği spor basını tarafından sıkça dillendirilen Paraguaylı Oscar Cordozo geliyor. Brezilya doğumlu ve İspanya pasaportlu Rodrigo da tehlikeli bir isim. Keza Braga’dan transfer edilen Lima da etkileyici bir forvet. Orta sahanın yıldızları Gaitan, Nolito, Salvio, Matiç dikkat edilmesi gereken isimler. Defansı ise yine Fenerbahçe’nin eski gözdelerinden Brezilyalı Luisao toporlıyor, eski Real’li Garay da ona yardımcı oluyor.
Sonuç? Kâğıt üzerinde evet zor bir rakip. Ama Lazio da, Marsilya da zordu. Fenerbahçe estetiği ön plana çıkarmayan sonuca yönelik oyununu bir kez daha iki maça yaymak zorunda. Ve mutlaka evindeki ilk karşımaşmada, rövanşa umut taşıyan bir netice alması gerekiyor. Skibbe döneminin Galatasaray’ı son derece akılcı bir oyunla Benfica’yı Luz (Işık) Stadı’nda 2-0 yenmişti. Benzer bir mantıkla Fenerbahçe’nin de bu işin üstesinden gelmesini beklemek futbolseverlerin hakkı. Ee ne diyelim, Amsterdam yönündeki son durak Lizbon olsun…

Burak Kuru (Radikal Gazetesi Spor Servisi): Uzak değil, meşakkatli ihtimal

Halihazırda Portekiz liginin takipçisi Porto’nun 4 puan önünde lider durumda bulunan Benfica, Fenerbahçe gibi 3 kulvarda yoluna devam ediyor: Portekiz Ligi, Portekiz Kupası ve Avrupa Ligi. Ancak tek bir fark var: 4 kupada mücadele ederken, Portekiz Ligi Kupası’nda penaltılarda Braga’ya boyun eğerek yarı finalde elendiler.

Yarı finale geliş serüvenleri ise daha da farklı: Şampiyonlar Ligi’nde, Barcelona, Celtic ve Spartak Moskova’nın bulunduğu grubu üçüncü tamamlayıp, Avrupa Ligi’ne dahil olan kafilede yer aldılar. Devler Ligi’nde son maçta Nou Camp’ta Barcelona’dan 1 puan yerine galibiyet koparabilseler turu atlayacaklardı. Ancak o gün kale direklerine takılmaları onları bugün Fenerbahçe’nin karşısına çıkardı.

Avrupa Ligi’nde de görkemli sayılabilecek bir tablo çizdiler. Bayer Leverkusen’i deplasmanda 1-0, içeride 2-1 yenip elediler. Bordeaux’yu evinde 1-0, dışarıda da 3-2 mağlup edip safdışı bıraktılar. Son olarak da Newcastle United’ı, içeride 3-1, deplasmanda 1-1’lik skorlarla kupa dışına ittiler. Bu sezonki Avrupa macerasında ülke içi performansından farklılıklar gösteriyor ‘Kartallar’. Portekiz Ligi’nin 25 haftası geride kalmışken yedikleri gol sayısı attıklarının yanında ‘devede kulak’: 68 kez rakip ağları sarsarken, 15 kez topu filelerinden çıkardılar... Fakat Avrupa’da savunmaları biraz daha savruk: 6 tanesi Şampiyonlar Ligi olan 12 Avrupa maçında 10 gol yediler (5 Devler Ligi, 5 Avrupa Ligi).

Rakamların söyleyeceği çok şey var elbette. Klişe değerlendirme kıstasına sığınarak söylersek, Fado’nun başkentinden gelen ekibin değeri temsilcimizden fazla: 162.75 milyon euro değerli Benfica, 146.75 milyon euroluk Fenerbahçe’den, 16 milyon euro ağır geliyor.

Peki sahaya yansıyan bu kadarla mı kalıyor? Ona bakacak olursak, Oscar Cardozo-Rodrigo Lima ikilisi korkutucu bir tablo çiziyor. Bu sezon toplamda 53 golü bulunuyor (Cardozo 28, Lima 25). Onlara arada Rodrigo Moreno da katılıyor: 31 maçta 11 golü mevcut. Onun dışında da yaz aylarında gazete sayfalarımızı süsleyen futbolcuların bir kısmına halihazırda sahip durumdalar. Arjantinli savunmacı Ezequiel Garay, Uruguaylı mevkidaşı Maxi Pereira, bir başka Güney Amerikalı defans Luisao savunma hattında tanıdığımız ve saygı duyduğumuz, bu da yetmezmiş gibi sitayişle andığımız isimler. Arjantinli Pablo Aimar, bu sezon ‘o eski halinden uzakta şimdi’ desek de hatırımızdan silinmeyen bir ‘sanatçı’. Arjantinli Eduardo Salvio ve ‘toprağı’ Nicolas Gaitan ise korkmamız gereken, ancak korkularımızın boşa çıkmasını umacağımız isimler. Cardozo-Lima ikilisinin ise Benfica cephesinde ‘dosta güven, düşmana korku’ salan isimler olduğunu belirtmiştik.

Kadro değerlendirmesi dışında futbolun bütün güzelliğini barındıran sayısız faktörden bazılarına da bakabiliriz. Her iki ekibin de bu sezon ‘meşgul’ bir fikstüre sahip olmasından ötürü üç kulvardaki iddiaları stratejilerinde önemli değişiklikler yapacak. Söz konusu Avrupa Ligi’ni kazanmak ise gerisi teferruattır elbette ama Benfica’nın 2009-2010 sezonundan sonra tekrar yaklaştığı Portekiz Ligi şampiyonluğu iddiası onları heveslendiriyor. Bu iddialarını sürdürmek için ise önemli maçları var: 25 Nisan’da İstanbul’da oynanacak ilk maç öncesi 21 Nisan’da Lizbon derbisine çıkacaklar. Sporting, şampiyonluk iddiasını yitirse de Avrupa Ligi sıralamalarına kalabilmek için bu karşılaşmayı hayati önemde görüyor elbette. Sözkonusu mücadele Benfica’nın sahasında oynanacak. 2 Mayıs’taki rövanş öncesi de bir diğer Avrupa Ligi bileti peşindeki Maritimo’ya konuk olacaklar 28 Nisan tarihinde...
Ezcümle, Estadio da Luz’da maçlar öncesi Kartal uçurarak taraftarını selamlayan Benfica’nın sonunun, bir diğer Kartal uçuran Lazio’yla aynı sonu paylaşmasını dilerken, turun ‘uzak ihtimal’ olmadığını, Amsterdam’a varmanın meşakkatli ancak mümkün bir durum olduğunu söyleyebiliriz.