Güncelleme Tarihi:
FENERBAHÇE, Galatasaray ve Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden Semih Yuvakuran, Türkmenistan Ligi’nde bir mucizeye imza attı. 12 puan geriden aldığı takımı Balkan’ı, lig liderini de 7-0 yenerek şampiyon yaptı.
Biz de gözlerden uzak bu büyük başarıya imza atan teknik adamımızla samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Öyle şeyler anlattı ki zaman zaman şaşkınlıktan dilimizi yuttuk. Eşi Aycan Hanım, üçüzleri Alperen, Berkay ve Utku ile birlikte yaşadıkları evlerine konuk olduğumuz Yuvakuran’ın açıklamalarını ilgiyle okuyacaksınız...
BAŞKANLAR BİZE ŞANS VERMİYOR
“BENİM teknik direktör diplomam var. Pro A lisansı da alıp dünyanın her yerinde çalışma şansını elde edeceğim. Her şeyi biliyorum diyen kaybeder. Eğer bir şey yapacaksam farklı şeyler öğrenmek için çabalıyorum...
Türkiye’de yaşlı teknik adamlar çoğunlukta. Ama kafaları 10 sene geride bize göre. Araştırmıyorlar, yeniliklere açık değiller. O nedenle takımları alıp küme düşürüyorlar. Sonra işlerine son veriliyor. Hem çalıştırdıkları takımları küme düşürüyor hem de kulübü soyup soğana çeviriyor. Teknik direktörlerin çoğu futbolculardan komisyon alıyor. 10 tane takım düşürmüş adama hala takım emanet ediyorlar. Bize başkanlar şans vermiyor. Lütfen bizim gibi yenilikçi teknik adamların önü açılsın. Yöneticiler de bize inansınlar.”
Tecrübeli dedikleri adam 10 tane kulübü düşürmüş, hala ona takım emanet ediyorlar.
O takımı şampiyon yapsınlar, anırayım!
“TÜRKİYE’de teknik direktörler hep birilerini araya sokup iş buluyorlar. Ya belediye başkanını, ya valiyi, ya kaymakamı araya sokuyorlar. Senin işin olacakken olmuyor. Ben çok iyi bir hocayım demiyorum. Ama şans bulamıyorum ki iyi olup olmadığımı ispatlayayım. Gitsin buradan bir kişi, Türkmenistan’da o takımla şampiyon olsun anırırım… Ben sabahlara kadar ders çalıştım. Bu çocuklara nasıl yeni şeyler verebilirim dedim. Otelden dışarı çıkmadım. Üstelik kimse Türkçe bile bilmiyordu.”
Sadece maçtan 1 gün önce antrenmana çıkıyorlardı
“TÜRKMENİSTAN’da çalıştırdığım Balkan takımı, 10-12 puan geriye düşmüştü. Gittiğimde ilk antrenmanı 9 kişiyle yaptım. ‘Hayırdır’ dedim. Meğerse, futbolcular maçtan 1 gün önce idmana gelirlermiş. ‘Antrenmana gelmeden kimse oynayamaz’ dedim. ‘Herkes aynı kıyafetleri giyecek, yemeklerde kimse erken kalkmayacak. İdmana geç gelen koşacak’ dedim, takım olduk. Mukavelem bitti ama beni bırakmak istemiyorlar. Ancak her şey para değil. Benim de bir ailem var.”
Kocaman henüz bir Terim değil
“AYKUT Kocaman da Fatih Terim de çok önemli iki değer. Kocaman F.Bahçe’yi Avrupa’da zirveye taşıyacak bir teknik adam. Ama daha bir Terim değil.”
Başkan olsam böyle hocayı vururum
“BURADA o kadar korkuyorlar ki bizden anlayamıyorum. Semih Yuvakuran’ın ismi geçiyor. ‘Çok para ister’ diyorlar. Yahu bir teklif getirdiniz mi çok para ister diyorsunuz? Başkalarına benim isteyeceğimin 3 mislini veriyorlar. Adam hem 3 mislini alıyor hem de getirdiği futbolculardan komisyon alıyor. Yani benden çok daha pahalıya geliyor. Bütün yöneticiler de bu tezgaha katılıyor. Adam geliyor. ‘Bana şu lazım, bu lazım diyor.’ Devre arasında başkana gidiyor. 15 oyuncu aldırmış ama ‘Bunları gönderelim, bir o kadar daha oyuncu alalım’ diyorlar. Ben başkan olsam o adamı vururum! Sen benimle dalga mı geçiyorsun derim.”
‘Bakan seni istiyor’ dediler
“BANA Türkmenistan’ın çok iyi bir takımını teslim ettiler. Çünkü bana güvendiler. Bizde yok tecrübeli değilsin, yok şöyle değilsin, böyle değilsin diyorlar. Türkmenistan Petrol Bakanı, aynı zamanda Balkan takımının sahibi. Onunla ortak iş yapan bir Türk iş adamı vasıtasıyla görüştük. Önce 1 hafta onların antrenörlerini eğitmek için gittim ve döndüm. Bir ay geçmedi, telefon geldi. ‘Bakan seni istiyor’ dediler. Oyuncuların da benimle çalışmak istediğini söylediler. Oturduk anlaştık. Balkanabat, petrol çıkan bir çöl. İlk gittiğimde şoka uğradım. 15-20 sene geridelerdi. Şehrin özelliği Türkmenistan’ın önemli futbolcularının hep oradan çıkması. İlk 1 ay çok zorlandım. 50 derecede maç oynadık. Buradan hangi takım oraya giderse gitsin, yarım saat dayanamaz.”
O topun çizgiyi geçtiğini söyletmediler
MEŞHUR 2-2’lik Fenerbahçe-Beşiktaş maçında, topun çizgiyi geçtiğini görmüştüm. Ancak o dönem bir yönetici bunu itiraf etmemem gerektiğini söyledi. Herkes diyor ki ‘top çizgiye vurduğunda goldü.’ Hayır, o an gol değildi. Top bana gelmeden önce içeriden dönmüştü. Herkes top benim ayağımdayken bakıyor. Oysa öncesinde çizgiyi geçmişti.”
Tanju 1 sene dayanamadı ben Fener’de 6 yıl oynadım
“F.BAHÇE’ye transfer olduktan sonra ilk 3 ay çok büyük zorluklar yaşadım. Kimse beni tanımıyordu. Ondan sonra birbirimizi tanıdık. 5.5- 6 sene oynadım. Bu kolay değil. Çünkü Tanju bile Fener’de 1 sene dayanamadı. Taraftar beni çok sevdi. Yüreğinle oynadığın zaman o seyirci sizi bağrına basıyor.”