Güncelleme Tarihi:
Sıra Aziz başkana olan hasretin bitmesinde…
Belli ki Mersin büyüyü bozmuş.
Ne dediğimi anlamayanlar, bu uzun yazıyı sonuna kadar okurlar…
*
Bu yılın en iyi Fenerbahçe si vardı sahada…
Her fırsatta konuşabilenlerin bile konuşamayacağı bir şeffaflıkta kazandı.
Birde, muhteşem Bursaspor seyircisi vardı…
“Biz daha büyük hedeflere hazırız” dediler…
Bülent Yıldırım; “Emre’nin sabrıyla oynanan oyunların” finalini oynadı…
Cristian’a Fenerbahçeliler,” Cumartesi günü neredeydin?” dediler.
Alex ise “ben oynardım” dedi…
Oyunu başladı ve bitirdi…
Gözümüzün pası silindi…
Ustanın son yılları…
Çok özleyeceğiz..
Ziegler’in, gözünün yaşı dindi.
Fenerbahçelilerin de kupa özlemi…
Vederson’un göz yaşları sanırım çok şeyi ifade ediyordu.
O da bu şike operasyonundan yara alanlardandı.
Sanırım O da;
“Şike, şike” diye haykırmak istedi…
*
Bundan sonraki sözlerim;
Bu “ispat” yılını kupa ile kapayan Aykut hoca ve talebelerine;
3 Temmuzdan sonra en çok üzülen sizdiniz.
Şampiyonlar ligine gidemediniz…
Çalınan sizin alın terinizdi.
“En büyük delilimiz alın terimiz” pankartı ile sahaya çıktınız.
İnandıramadınız.
Haklılar.
Sizin kaleminiz de mikrofonunuz da, kramponlarınız.
“Onlar”, yıl boyu konuştular…
Ama siz ancak sahada konuşabilirdiniz.
*
Dört önemli arkadaşınızı kaybederek mücadeleye devam ettiniz…
Her gün televizyonlarda puanınız silindi, küme düşürüldünüz…
Ama siz sahada konuştunuz.
Süper finalde 12 puan topladınız.
Yetmedi…
Şampiyonluğu son maçta, yarım puanla kaybettiniz…
29 yıldır kazanılamayan Türkiye kupasını kazandınız…
Hem de 50’ci Türkiye kupasını…
Hem de en anlamlı yılda…
*
Siz sahada konuştunuz.
Bize sonucu yazmak düştü;
Sizin, “Kramponlarınız tertemiz”…
“Temiz kramponlar” operasyonu ise… (?)
En azından sahanın içinde…
Gerisi mahkemelerin ve tarihçilerin işidir.
*
“Temiz kramponlar” operasyonunu tarih yazacak…
Artık tarih 50 sene sonra yazılmıyor..
Bizim ömrümüzde sanırım okumaya el verecek…
Hep birlikte okuyacağız…
Ancak ben sahanın içine bakarım demiştim.
Geçen yılda bakmıştım…
Bu yılda baktım…
Gördüğüm şey hep aynı…
Pırıl pırıl tertemiz bir ikincilik ve kupa şampiyonluğu
Buram buram alın teri kokuyor…
Kocaman yüreğinize sağlık…
*
Küçüklüğünüzde hafızalarınıza kazınmıştır…
Hastanelerde güzel yüzlü, oldukça ciddi bir hemşire hanım vardır…
İğne yapacak gibi bir korku verir…
İşaret parmağını dudağının üstüne götürür ve…
“Sus”
İşareti yapar…
10 aydır televizyonlarda, spor programı yapıyoruz diye, “şike” muhabbeti yapanlara:
Bu işareti yaptınız (!)
“Artık susun” dediniz.
*
Yazımızın başında depremin başlangıç tarihi yanlış yazdık…
3 Temmuz dedik…
2006 yılı olmalı.
6 yılda üç büyük deprem…
2006 yılında Denizli’de son maçta kaybedilen şampiyonluk…
2010 yılında Kadıköy’de son maçta kaybedilen şampiyonluk…
Ve 3 Temmuz…
Yıkılmadı…
*
Yıkamayacaklar…
Belli ki 1000 yıl daha yıkılmayacak…
Çocukları, torunları Fenerbahçeli yapmalı…
Biz çok sıkıntı çektik.
Belli ki onlar çekmeyecek…
Güneşli günler görecekler..
Belli ki motosikletlerini maviliklere sürecekler
*
Bu kupa da Metris’e gidiyor…
Metris ise ders vermeye devam ediyor…
Hem de Metris’ den aldığı derslerle…
-----Alkışlayın çocuklar, diyor…
-----Terim’in yeri benim locamdır, diyor…
-----Unutmayınız ki ezeli ve edebi misafirimize göstereceğiniz saygı, Fenerbahçe adı ve tarihinden gelmektedir, diyor.
-----Şampiyonluğu defalarca kaybettik yine edebiliriz ancak büyüklük ve saygımızı kaybetmeye tahammülümüz yoktur, diyor.
Belli ki daha bilge…
Belli ki dünden daha güçlü…
Belli ki çok gururlu…
Bir o kadar da sportmen…
Yine öncü…
Yine lider…
Bizde Fenerbahçeli olmayı bir yana bırakıp bir sporsever olarak;
“İyi ki varsın” diyelim.
Sağ ol…
*
Kupaya olan hasret bitti…
Sıra Başkana olan hasret de…
En güzeli Sezen ustanın “hasret”i ile yazıyı bitirmek de…
Ter döküyor dört duvar ter bense beklerim bir gün mutlaka
Ters dönecek anahtarlar bir gün elbet çıkacaksın ışığa
Sen aydınlığa ben (biz) sana hasret
Gel eritir demirleri bendeki (bizdeki) ateş
*
Yazıyı sonuna kadar sabırla okuyanlar için,
29 yıl sonra bozulan büyünün hikayesi:
1983 yılı Haziran ayında Fenerbahçe Mersin ile kupa finali oynar.
2-0 kazanır ve Türkiye kupası şampiyonu olur.
Bu kupa Fenerbahçe’nin aldığı son kupadır.
Daha sonra 7 kez final oynar ve kaybeder…
O yıl ligden düşen Mersin, kupa finali kaybetmekle ligde kalma umudunu da yitirmiştir.
Neden mi?
Bir yıl önce kupa şampiyonu olan Ankaragücü, Kenan Evren tarafından birinci lige çıkartılmıştır.
Mersin kupa finalini kaybedince ligde kalma ümitleri de bitmiştir…
O sene lig şampiyonu da olan Fenerbahçe’ye kırgındır.
O nu ilahlara havale etmiştir…
Ta ki 29 yıl sonra Mersin birinci lige dönene kadar…
*
Tam 29 yıl sonra;
Mersin, birinci lige döner.
Türkiye kupasını kazandığı için süper lige çıkartılan Ankaragücü 29 yıl sonra küme düşer…
Kanunu çıkartan Kenan Evren ilk kez mahkeme karşısına çıkar…
Fenerbahçe nihayet Türkiye Kupasını 29 yıl sonra kazanır…