Progestoronlar testesteronlara karşı!

Güncelleme Tarihi:

Progestoronlar testesteronlara karşı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2011 00:28

Brad Pitt, Fenerbahçe Stadı’nda” dolaşıyor deseler, bu kadar kadın stada akın eder miydi bilmem ama dün Fenerbahçe Stadı’ndaki o muhteşem kadınların ne yaşayan efsanelere, ne de kendilerinden başka kahramanlara ihtiyaçları yoktu zaten.

Haberin Devamı

Kendi efsanelerini kendileri yazdılar,  boynu bükük mabedlerine sahip çıktılar.
Güya seyircisiz maç oynama cezasında,  stada sesi soluğu çıkmayan ve üç-beş çekirdek çitleyen kadının geleceğini düşünenlere cevabı,  41 bin 663 biletle verdiler.
Maçtan önce, “F.Bahçe desibel değil, Sibel rekoru kıracak” ya da “Tarihi bir dır dır yaşanacak” türü  kokuşmuş erkek esprisi yapanlar, maç boyunca bir saniye durmadan takımlarına tezahürat yapan  ve taraftarlık dersi veren kadınlara bir özür borçlu.
Tıpkı benim gibi Fenerbahçeli olmasanız da, bu kadınların taraftarlık hakkını vermelisiniz.

Kameramanların günü

Maç öncesinde herkes merak içindeydi.  Kadınların bir tezahürat trendi var mıydı? Gol kaçırınca “ayyy” deyip tırnak mı yiyeceklerdi? En sevdikleri oyuncu Alex’e faul yapılınca, bugüne kadar isabette kusur etmeyen meşhur anne terliğini sahaya mı fırlatacaklardı? “Yeşil çimen değil, pembe çimen isteriz” mi diyeceklerdi?
Fenerbahçeli kadınların en sevdiği sloganın, “Sarı, lacivert şampiyon Fener”, “İşte şampiyon, işte taraftar” ve “Burası Kadıköy, buradan çıkış yok” olduğunu ve taparcasına sevdikleri Alex’e faul yapılınca, kulakları sağır eden bir “yuhhhhh!” çektiklerini gördük. Fenerbahçeli futbolcuların ayağına her top gelişinde ayağa kalkıp alkışladıkları, atkı sallamaktan bitap düştüklerini de.
Haa, bir de kadınlar küfür etmez mi diyordunuz? İkinci yarıda Trabzonspor’un kulaklarını nasıl da çınlattıklarını duymayan kaldı mı acaba?
Gün, bir taraftan da tribünlerde güzel kadın çekeceğiz diye göbeği çatlayan kameramanların günüydü. Türk futbol arşivine ömür billah yetecek kadar kadın taraftar görüntüleri artık ellerinde.
Ve gelelim zurnanın zırt dediği yere. Ben dahil, dün statta konuştuğum bazı kadınlar, TFF’nin kararını seksist bulduklarını söylüyordu. TFF’ye sorulacak ve cevapları merakla beklenen  sorular vardı.
Bir futbol takımına verilecek en büyük ceza maçlarını sadece kadınların ve çocukların izlemesi midir? Kadın, taraftar değil midir? Federasyonun kafasında yarattığı kadın taraftar imajı dolma, kısır, dizi, vur kafasına al ekmeği imgelerinden mi ibarettir? Eğer öyle değilse, seyircisiz maç oynama cezasındaki,  caydırıcılık bunun neresindedir?
Meselâ, ben  bir G.Saray ve Trabzon taraftarı olarak, sırf Fenerbahçe’ye komplo olsun diye, örgütlediğim diğer kadınlarla, dün erkekler tarafından bol bol geyiği çevrilen, yakışıklı futbolcuların terleyen sırtına havlu koymak için stada girseydim ne karar vereceklerdi? Bizi taraftardan saymadıkları gibi, kadından da mı saymayacaklardı?

Haberin Devamı

Duygu Asena’nın ruhu için

Haberin Devamı

Futbolun sadece futbol olmadığını, dün kadınlar bir kez daha gösterdi. Statta yeri göğü inleten kadınların sesi, aslında sadece bir taraftarlık manzumesi yazan kadınların sesi değildi. O ses çok başka yerlere ulaştı. Hani o meşhur Türk filmindeki replikler gibi;
Bu, kadının yeri kocasının dizinin dibi diyenler için.Bu, sokakta evde tacize uğrayan ve sesini çıkaramayan kadınlar için. Bu, şiddet gören kadınlar için. Bu, en çok da, yıllarca ‘Kadının Adı Yok’ deyip, Türkiye’deki kadın hakları hareketini başlatan ve  “Keşke statta olsaydı da, kadının adının olduğunu görseydi” dediğim Duygu Asena’nın ruhu için.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!