Güncelleme Tarihi:
FATİH AKYEL SUÇLAMALARI REDDETTİ
FATİH AKYEL'İN AVUKATINDAN AÇIKLAMA - WEB TV
FATİH AKYEL CEZAEVİNE BÖYLE GÖTÜRÜLDÜ
FUTBOLDA şike iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 46 kişiden adliyeye sevkedilen Tepeciksporlu eski milli futbolcu Fatih Akyel ile bu kulübün başkanı Temel Eyüpoğlu, Konyaspor kalecisi Recep Öztürk ve Ali Rıza Gültekin tutuklandı. İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un antrenörü Arif Erdem ile futbolculardan Kenan Hasagiç ve Taner Gülleri ise serbest bırakıldı. ‘Dolandırıcılık ve çete üyesi olmak’ suçlamasıyla tutuklanan sanıklar Akyel, Eyüpoğlu, Öztürk ve Gültekin akşam saatlerinde Metris Cezaevi’ne gönderildi.
Gol emri Almanya’dan
Almanya’da tutuklu bulunan Nurettin Günay’ın elebaşılığını yaptığı çetenin, Türkiye 2. ve 3. lig takımlarından bazı futbolculara sürpriz maç sonuçları ayarlattığı öne sürüldü. İddiaya göre, yasa dışı bahis çetesi futbolculara 5 ile 10 bin lira arasında para ödeyerek maçları manipüle ettirdi. Türkiye’de ayarlanan maçlara, Almanya’daki çete üyeleri bahis kuponları oynadı. Çete üyeleri, bahisçilerin ‘bomba kupon’ olarak adlandırdıkları kuponlar hazırlayarak milyonlarca Euro’luk vurgun yaptı. Türkiye’de 51 maç üzerinden bahis oynandığı iddia ediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor Antrenörü Arif Erdem ve futbolcu Fatih Akyel’in, şüphelilerin arasında geçen “Arif’le konuştuk. Haberi var” ve “Fatih’le görüştük. Tamamdır” şeklinde konuşmalar olduğu iddiasıyla sorgulandığı öne sürüldü.
2002’deki bütün maçlarda oynadı
ŞİKE soruşturması kapsamında tutuklanan Fatih Akyel, Türkiye’nin en kariyerli futbolcuları arasında yer alıyor. 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olan A Milli Takım’da forma giyen Akyel, elde edilen bu başarının ardından verilen ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’ ödülünü, takım arkadaşlarıyla birlikte almıştı. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan İstanbul Büyükşehir Belediye futbol takımının yardımcı antrenörü Arif Erdem de aynı ödülün sahiplerinden biriydi.
Sihirli sözcük: Limit yok
Avrupa merkezli dev bahis şirketleri şike ve manipülasyona karşı her türlü tedbiri almış durumda. Şüphelendikleri maçı anında bahisten kaldırıyorlar. Asyalı şirketlerde ise her şey serbest. İstediğiniz maça, istediğiniz kadar para basabiliyorsunuz.
BAHİS ve şike skandallarıyla çalkalanan gündemde herkesin aklında bir soru var; bu çark nasıl dönüyor? Ama bu sorunun cevabı, bilenler için çok kolay, uzaktan seyredenler içinse hayli karışık bir görüntü sunuyor önümüze. Ve bu çarkın nasıl döndüğünü anlamak için, önce “nerelerde bu tür skandallar yaşanmaz?” sorusunu cevaplamak gerekiyor.
Avrupalı büyük bahis şirketleri riske girmez
Avrupa’da yer alan William Hill, BetWin ve Ladbrokes gibi büyük bahis şirketleri, şike ve manipülasyon ihtimallerine karşı önlem almak durumunda kalıyorlar. Bunun sebebi ise, risklerini Reasürans şirketlerine satıp, sermaye piyasalarına kotalı olmaları. Ve bu yüzden riske giremiyorlar. Hal böyle olunca da, ister tek maç ister kombine kupon yapın, size belirli bir kota getiriyorlar. Yani, her ligin risk oranına göre günlük bir “kazanç” limiti koyuyorlar ve riskli ülkelerin limitlerini düşürüyorlar.
Mesela Türkiye ligleri üzerine oynanan kuponların toplam kazanç ihtimali 20 bin sterlini geçemiyor. Bu rakam Premier Lig için 100 bine kadar çıkabiliyor. Fakat yıllar önce yaşanan bir istisna da var. William Hill şirketi, özel bir izinle İngiliz bir işadamının İngiltere-Tunus maçına çok yüksek meblağ yatırmasına olanak sağlamıştı. İşadamına da, bahisi kazandıktan sonra parası çantayla verilmiş ve bu site, İngiliz basınında “çok kazandıran” imajıyla yer almıştı. Bunun başka örneği de görülmedi.
Anormal para yatırılan maç bahse kapatılıyor
Ayrıca, eğer bir maça kısa sürede çok fazla para yatırılıyorsa o maçın oranlarında da marjinal değişmeler yaşanıyor. Ve böyle olunca da, şirket o maçı bahislere kapatıyor. Örneğin, X-Y takımları arasında yapılan ve oranları ev sahibi 2,4; beraberlik 3,0; misafir takım 2,9 olan bir maçta ev sahibine 12 saat içinde toplamda 200 bin TL’lik bahis yatırılmışsa, ev sahibinin oranı doğal olarak 1,3’lere kadar düşebiliyor. Ve bu sıradışı görüntü karşısında, güvenlik önlemi olarak şirket bu maçı tamamen bahislere kapatıyor.
Kısaca bahsettiğim bu işleyiş, Avrupa kaynaklı bahis şirketlerinin usulsüz yollara karışmasını engelliyor. Ama Asya’da durum bambaşka...
Asya’da bahis telefonla dönüyor
NÜFUSU çok fazla olan ve kumarın büyük rağbet gördüğü Asya’da görüntü inanılmaz boyutlarda. Birinci ve en önemli nokta şu ki, diğer bütün şirketlerde bahisler internet üzerinden ya da bayilerden oynanırken, Asya’da işleyiş farklı.
Asya üzerinden oynayan kişilerin yapması gereken tek şey var; içerideki kredilerini kullanarak ya da güven ortaklığına dayanarak tek bir telefonla maçları söyleyip, oynayacakları miktarı bildiriyorlar. Fakat bu güven ortaklığını sağlamak o kadar kolay da değil. Yani her isteyen arayıp böyle bir işlem yapamıyor. Telefonla oynayabilecek kadar kredi kazanmanın yolunu da, Asyalı şirketlerin diğer ülkelerde yer alan aracıları, menajerleri ya da illegal bahis ofisleri sağlıyor. Telefonla yapılan bahislerde, güven kredisi olan kişi tercihlerini belirttikten sonra, bahis şirketi “Tamam, kazanırsanız şu kadar para elinizde” diyor ve telefon kapatılıyor. Oyuncu, bahsi tutmasa da oynadığı parayı yatırıyor. Çünkü bu kişiler genellikle bu yolu kullanıyor ve güven ortaklığının bozulmasına izin vermek istemiyor. 100 bin Euro’luk kupon yapan kişi, kaybetse bile maçtan sonra parayı havale ediyor.
Avrupa’daki önlemlerin hiçbiri yok
AVRUPA bahis şirketlerinin aldığı önlemlerin hiçbiri Asya’da yok. İstenilen maça, istenen şekilde, istediğiniz miktarda para basabiliyorsunuz. Limit yok. Maçların kapanma olasılığı yok. Hem zaten, bu tür yollarla oynanan bahislerde genellikle “ters sonuçlar” seçiliyor. Çünkü oranları daha yüksek.
Örneğin; ev sahibi takıma 1,4 verilen bir maçta deplasman ekibine 8,0 veriyor şirket. Favori 1. Fakat, büyük çoğunluk kuponuna bu favoriyi yazarken, manipülasyon yapan kişiler deplasman ekibine yatırıyorlar. Ve eğer manipülasyon tutar ve deplasman ekibi kazanırsa, hem bahis oynayan büyük çoğunluk “banko”dan yatıyor hem de şirket büyük pay kazanıyor bu bahisten. Oyuncunun kazancı da aynı oranda fazla oluyor. Yani, temel hatlarıyla; usulsüz bir “kazan-kazan” sistemi.
Manipülasyon nasıl yapılıyor?
1- Oyuncu önce örneğin 5 maç seçiyor. Bunların en fazla 2-3 tanesini manipülasyon için ayırıyor. Bahis şirketi de işleyişin farkında ve onların güvendiği de “3 maçın manipüle edilme ihtimali çok düşük” anlayışına dayanıyor. Yani burada bahis şirketi de bir nevi “bahis” oynamış oluyor. Ve oyuncunun verdiği maçlar, belirttiği miktarla sisteme giriliyor.
2- Duruma göre ya bahis şirketinin adamları ya da oyuncu, manipülasyon için seçtiği takımlara aracılar yoluyla yöneliyor. Oyunculara para teklif ediliyor ve anlaşma halinde 2. basamak da tamamlanmış oluyor.
3- Bazen, şike yapacak olan oyuncular da “Bu maçta ilk yarı 2 gol yiyeceğimize ben de 20 bin Euro basıyorum” diyebiliyor. Ve bu durum, asıl bahisçi için tam bir güven ortamı doğuruyor.
4- Futbolcuların hiçbiri maçtan önce 1 lira almıyor. Tıpkı oyuncu ve şirket gibi, bütün ödemeler maçlar sonuçlandıktan sonra yapılıyor.
5- Eğer manipülasyonlar başarıyla sonuçlanırsa, hem normal oynayan çoğunluğun parası şirkete kalıyor, hem manipüle yapanlar kazanıyor hem de şike yapan futbolcular. Tek kaybeden, sporun güzel ruhuna inananlar oluyor.
Şirketler kimi seçer
KARA para aklayan Asya piyasasında bahis oynanırken manipülasyonu kolay olan belirli noktalar var;
Avrupa’nın 2. sınıf ligleri; Finlandiya, İsveç gibi...
Diğer ülkelerin alt ligleri.
Manipülasyonda kullanılan futbolcular ise ya bir anda zirveden dibe düşmüş ya da kariyeri boyunca hep alt liglerde oynayıp büyük kazanç sağlayamamış kişiler oluyor.
Genellikle manipüle edilecek takımda oynayan kaleci ve defans oyuncuları satın alınıyor. Böylelikle daha az futbolcuyla daha garanti sonuç alınabiliyor.
En çok oran veren, en uç ihtimaller hedeflenir. Örneğin, ilk yarı 1 maç sonucu 2 ya da ilk yarıda +5 gol olur.