Güncelleme Tarihi:
İskender BAYDAR YAZIYOR |
Maçı kapalı tribünden (Basın tribününe alerjim var) izlemenin avantajıyla, özellikle ilk yarı boyunca Sabri-Keita diyaloğuna yakından tanık oldum.
Hadise özetle şöyle cereyan etti:
Leo Franco topu Sabri’ye yuvarlıyor…
Keita elini kaldırıp topu atması gereken yeri gösteriyor…
Sabri hedefi tutturamıyor…
Keita, adeta bir boy uzayıp topu kontrol ediyor…
Eliyle, Sabri’ye gitmesi gereken yeri işaret ediyor…
Sabri o yeri bir türlü tespit edemiyor…
Ayhan, orta sahadan Sabri’ye açık tarifi veriyor…
Bu arada Keita gaza basarak kaleye yöneliyor…
Ayhan tarif vermeyi sürdürüyor…
Bu arada gol falan oluyor…
En çok Sabri seviniyor.
Ali Sami Yen’in çimleri, Sabri için bir nevi Açık Öğretim Fakültesi Futbol Eğitim Enstitüsü görevini üstleniyor.
+++
Sabri’nin hırsına, Galatasaray aşkına sözüm yok.
Ama, hırsını aklıyla birleştirip, el kol havada yol tarifi yapan Keita ile Ayhan’ı trafik polisliği yapmaktan kurtarsa hem O, hem tribünler daha mutlu olacak.
Benden söylemesi…
+++
Gelelim, futbol otoritelerinin yazmaya tenezzül etmediği, maçtan sarı-kırmızı notlara…
Kapalı, flaş transfer kombinecilerine, Ali Sami Yen’in yazılı olmayan kuralını şu tezahüratla hatırlattı:
“Farkında mısın? Kapalı’dasın… Burada numarana oturamazsın…”
Bu tavır doğru mu?
Tabii ki değil.
Ama, yeni stat açılmadan eski devir kapanmaz.
Gerçek bu.
+++
Polis, emir gereği, girişte tüm bozuk paraları topluyor.
Ne var ki, içeride her şey bozuk parayla alınıyor:
Su 1 TL, çekirdek 2 TL.
Bari topladığınız bozuk para yerine boncuk verin de, millet içeride boncukla alışveriş yapsın.
+++
Eski Açık’ın merdiven boşluklarında rahmetli Alpaslan Dikmen’in posterleri vardı.
Keşke kendisi hala aramızda olsaydı.