Kırmızıyı görünce Denizli'yi çıldırttı

Güncelleme Tarihi:

Kırmızıyı görünce Denizliyi çıldırttı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2009 00:00

Zapotocny, Denizlispor maçında hakem Selçuk Dereli’ye küfür edip oyundan atılınca Mustafa Denizli küplere bindi. Maç sonrası Çek futbolcuyu bir kenara çekip, "Büyük bir kulüpte oynadığını unutuyorsun. Davranışlarına dikkat et. Aksi halde faturasını ağır ödersin" dedi.

Haberin Devamı

Beşiktaş kupasına kavuştu / Video

Beşiktaş otobüsü İnönü Stadı'na böyle gitti / Video

Beşiktaş şampiyonluğunu kutladı -Galeri

İŞTE BEŞİKTAŞ'IN VE TARAFTARLARIN ŞAMPİYONLUK KUTLAMASI / VİDEO

ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ -GALERİ

Beşiktaş taraftarları şampiyonluk sonrası sokaklara döküldü -Galeri

YOĞUN maç trafiği nedeniyle sezon içinde oyun felsefesini futbolcularına tam olarak benimsetemeyen Mustafa Denizli, devre arası kampını bu bakımdan iyi bir fırsat olarak görüyordu. Tecrübeli teknik adam, Antalya’da yapılan kampta mesaisinin büyük bölümünü mental çalışmalara ayırdı.

Siyah beyazlı takım, ikinci yarının ilk lig maçını 24 Ocak’ta Denizlispor ile oynadı. Baskılı oynamasına rağmen rakip fileleri bir türlü havalandıramayan Beşiktaş, Kratochvil’in kendi kalesine attığı golle galip geldi. Tribündeki taraftarlara saç baş yolduran karşılaşmanın en önemli olayı, Zapotocny’nin 77. dakikada hakem Selçuk Dereli’ye bir şeyler söyledikten sonra kırmızı kart görmesiydi. Zapotocny, maçın bitiş düdüğünün ardından Dereli’nin yanına giderek özür diledi. Dereli de yaptığı açıklamada, Çek futbolcuyu küfür ettiği için oyundan ihraç ettiğini söyledi.

Mustafa Denizli maç sonrası barut fıçısı gibiydi. Hiç gereği yokken hakemle diyaloğa girip kırmızı kart gören Zapotocny’ye çok sinirlenmişti. Soyunma odasında Çek futbolcuyu karşısına alıp, resmen tehdit etti:

"Kasıtlı davrandığını sanmıyorum ama çok yanlış yaptın. Büyük bir kulüpte oynadığını unutuyorsun. Her şeyden önce milyonlarca taraftara karşı sorumlusun. Davranışlarına dikkat et. Yoksa faturasını ağır ödersin!"

Sinan Engin gidince gece kulübü kapattılar

8 Ekim 2008’de başkan Yıldırım Demirören’le Anadoluhisarı’ndaki evinde el sıkışan Mustafa Denizli, ertesi gün Nevzat Demir Tesisleri’nde düzenlenen törenle sezon sonuna kadar geçerli bir sözleşme imzaladı. Denizli, menajer Sinan Engin’in aynı şekilde görevine devam etmesini istiyordu. Çünkü takımda futbolcuların her türlü sorunuyla ilgilenecek birine ihtiyaç olduğunu düşünüyordu. Engin’le çalışmak istediğini Demirören’e de söyledi. Fakat Engin, "Ertuğrul Sağlam’dan sonra benim kalmam doğru olmaz. İstifa ediyorum" diyerek görevi bıraktı. Kaleci Rüştü ile birkaç futbolcu Sinan Engin’in kalmasını istedikleri yönünde medyaya açıklama yapmayı düşünüyordu. Ancak, Engin istemediği için bundan vazgeçildi.

Takımda ayrımcılık yapıyordu

Bir tarafta bu gelişmeler olurken, diğer yanda bazı yerli ve yabancı oyuncular menajer Sinan Engin’in ayrılması şerefine bir kutlama yaptı! Ortaköy’de bir gece kulübünü kapatan bu oyuncular sabaha kadar şarkılar söyleyip dans etti. Onlara göre takımda birlik beraberliğin bir türlü sağlanamayışının en büyük sorumlusu Sinan Engin’di. Engin’in futbolcular arasında ayrım yaptığını, dolayısıyla gruplaşmalara yol açıp, herkesi birbirine düşürdüğünü savunuyorlardı. Hatta İbrahim Üzülmez ile İbrahim Toraman’ın Avusturya kampındaki kavgasına, bu oyuncuların takımdan gönderilmesini istediği için, bilerek müdahale etmediğini düşünenler bile vardı.

Yabancılar çok şikayetçiydi

Özellikle de bazı yabancılar çok şikayetçiydi... "Sinan Engin en ufak bir olumsuz olayda bize cephe alıyor, hatta tehdit ediyor. Onu görünce elimiz ayağımız birbirine dolanıyor" diye yakınıyorlardı.

Sinan Engin’i istemeyen futbolcular bunları ifade ederken, Engin bu iddialara şiddetle karşı çıkıp şunları söyledi:

"İyiler hep taşlanır. Hem kupayı hem ligi kazanan bu takımda benim de katkım olduğu unutulmamalı. Ben menajerliği bıraktığımda başkanımız Yıldırım Demirören teşekkür etti. ’Senin sayende bir takım olduk’ dedi. Demek iyi işler yapmışım ki, başkan bunları söyledi."

Başkanım, yöneticiler kampa girmesin

MUSTAFA Denizli, kendisinin de daha sonra birkaç kez ifade edeceği üzere, başkan Yıldırım Demirören’le para meselesini hiç konuşmadı. Demirören’den bir tek özel isteği oldu. Onu da göreve başladığının ertesi günü Demirören’le baş başa kaldıkları bir anda söyledi:

"Başkanım, sizden bir tek ricam var; yöneticilerin kampa girmesini yasaklayın. Yöneticilerimizin iyi niyetle hareket ettiklerini, futbolcularla bir arada olup onların sorunlarıyla uğraşmayı sevdiklerini biliyorum. Fakat, takım olarak bizim kendi kendimizle baş başa kalmaya ihtiyacımız var. Yöneticiler antrenmanlarımızı izleyebilirler, fakat kamplara gelmesinler. Kenetlenmiş bir takım olmak istiyorsak, bunu yapmak zorundayız."

Demirören, Denizli
’nin bu ricasını kırmadı. Yönetim kurulu üyelerine haber gönderip, bundan böyle kamplara gitmemelerini istedi. Yöneticiler de bu karara hemen uydu. Bu değişiklik kısa sürede meyvelerini verdi. Denizli, çok arzuladığı takım birlikteliğini sağlamayı başardı. Asbaşkan Levent Erdoğan 26 Mart’ta medyaya yaptığı açıklamada Denizli’nin talebinin ne kadar yerinde olduğunu şu sözlerle ifade etti:

"Ümraniye’yi tamamen teknik direktörümüz Mustafa Denizli’ye bıraktık. Başarılarımızda bunun büyük payı olduğunu düşünüyoruz. Çünkü sık sık orada gözüküldüğü zaman, oyuncular strese giriyor, rahat hareket edemez hale geliyorlardı. Artık mümkün olduğunca takımdan uzak duruyoruz."

Demirören: Bugüne kadar konuştunuz da ne oldu!

BEŞİKTAŞ, Mustafa Denizli yönetimindeki ilk mağlubiyetini 2 Kasım 2008’de Kayseri’de aldı. Siyah beyazlı takım namağlup lider gittiği Kayseri’de 1-0 yenilince iki unvanını birden kaybetti. Ve tabii Mustafa Denizli aleyhinde mırıldanmalar da başladı. İstanbul’a dönüş yolculuğunda bazı yöneticilerin Denizli’yi eleştirmeleri Yıldırım Demirören’i çok kızdırdı. Hemen tepkisini koyan Demirören, "Kimse takım hakkında konuşmasın. Bugüne kadar konuşuldu da ne oldu! Lütfen biraz sabırlı olun, sezon sonunu bekleyin" dedi.

Yusuf, Denizli’nin telefonlarına çıkamadı, çünkü...

MUSTAFA Denizli, başkan Yıldırım Demirören’le yaptığı transfer görüşmesinde Beşiktaş’ın takviyeye ihtiyacı olduğunu söylemiş, hatta futbolcu ismi de vermişti: "Yusuf Şimşek, Fabian Ernst, Michael Fink, Erkan Zengin."

Demirören
hemen yöneticilere talimat verip, transfer çalışmalarını başlattı. Önce Yusuf’un işi bitirildi. O günlerde Bursaspor ile yollarını ayıran Yusuf, Trabzonspor ile prensipte söz kesmiş, ancak maddi konularda tam olarak anlaşma sağlanamadığı için imzalar atılmamıştı. Menajeri Metin Korkmaz ile birlikte Trabzon’da bulunan Yusuf’u diğer yandan Mustafa Denizli arıyordu. Denizli defalarca cep telefonundan aramasına rağmen Yusuf, telefonu açmadı. Çünkü, daha önce Fenerbahçe’de birlikte çalıştığı eski hocasının kendisini niye aradığını biliyordu; "Beşiktaş’a gel" diyecekti. Ve o da çok sevdiği Denizli’yi kırmaktan korkuyordu.

Metin Korkmaz, futbolcusunun Denizli’nin telefonlarına çıkmadığını öğrenince sordu:

- "Niye telefonu açmıyorsun?"

Yusuf mahcup bir ses tonuyla, "Ağabey benim için söz her şeyden önemlidir. Ben Trabzonspor’a söz verdim" dedi.

Seni çok isteselerdi iki gün bekletmezlerdi

Menajer Korkmaz, "Trabzonsporlular seni o kadar çok isteseydi, istediğin parayı verir, iki gündür bizi Trabzon’da bekletmezlerdi" cevabını verince, Yusuf karar değiştirdi. Hemen Mustafa Denizli’yi aradı. Birkaç dakika sonra da eşyalarını toplayıp, Beşiktaş’a imza atmak üzere yola koyuldu...

Yusuf Şimşek’ten sonra transferi biten ikinci isim Erkan Zengin oldu. İsveç’in Hammarby takımında oynayan futbolcu, 6 aylığına kiralandı. Arkasından Fabian Ernst transferi gerçekleşti. Başkan Yıldırım Demirören ile genel sekreter Kenan Öner, iki gün süren pazarlık sonucunda Alman futbolcunun bonservisini Schalke 04’ten aldı.

Bir yandan da takımda Ernst’e yer açmak için yabancı kontenjanını boşaltmaya çalışan Denizli, sezon başında Ertuğrul Sağlam-Sinan Engin ikilisinin 3 yıllığına 2 milyon Euro’ya aldırdığı Anthony Seric’in gönderilmesini istedi. Hırvat asıllı Avustralyalı futbolcu, gitmemek için direnince Denizli çok sinirlendi. İsyanını şöyle dile getirdi: "Beşiktaş’a hiç yakışmayan bir futbolcu. Yazık..."

Ben gelirim de acaba siz burada olur musunuz!

DEVRE arasındaki Antalya kampının ilk gününde Mustafa Denizli, tüm futbolcuları etrafına toplayıp, "Benim nasıl biri olduğumu sanıyorum öğrendiniz. Bundan sonraki dönemde benimle çalışmak istemeyen olabilir. Buna saygı duyarım. Gitmek isteyen bana gelsin; transferi için gereken her şeyi yaparım" dedi.

Denizli’nin bu sözlerine ilk cevap veren isim Batuhan oldu. Genç futbolcu, "Hocam, ben oynamak istiyorum. Büyük paralara transfer edilen Bobo ve Nobre’yi kesemeyeceğime göre burada durmamın bir anlamı yok. Bırakın sezon sonuna kadar bir kulüpte kiralık oynayayım" diye konuştu.

Denizli, "Gitmeni istemem ama karar senin. Gelecek sezon tekrar beraber oluruz" karşılığını verdi. Batuhan’ın cevabı son derece manidardı:

"Hocam, gelecek sezon ben burada olurum da, siz burada olur musunuz!"

Mustafa Denizli, bu sözlere biraz bozulduysa da Batuhan’ın gençliğine verip, konuyu uzatmadı.

Batuhan’ın peşinden, Ali Tandoğan ve Tuna Üzümcü de oynayabilecekleri bir takıma gitmek istediklerini bildirdi. Denizli, konuşmasında ifade ettiği gibi, takımdan ayrılmak isteyen üç futbolcuya da zorluk çıkarmayıp, gitmelerine izin verdi.

YARIN...

* Kupayı yatağına götürüp, onunla uyuyan yönetici kim?

* Biliyorum, oynamadığın için kuduruyorsun!

* Aziz Yıldırım’a uğurunu bozdurdular.

* Yaptığın hareket kırmızı ışıkta geçmekten beter.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!