Güncelleme Tarihi:
Mustafa Denizli, Beşiktaş'ta çalışmanın gizemini en çok Çeşme'de hissettiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Tabii bütün bunların yanında hayat akışıma bakıldığında, Beşiktaş gibi çok değerli camialarda görev yapmak, bunun tamamlayıcı bir unsuru oldu. Çocuk yaşlarda, büyüdüğüm insanlarla bundan 45-50 sene önce konuştuklarımızı bu kadar geç yaşama imkanımız oldu. Onlar çok seviniyor. Bütün grup, Altay'da oynarken benim Beşiktaş'a gitmem için tazyik yaparlardı. Dergi yayınlandığı zaman ligdeki durumumuz ne olacak bilmiyorum, ama inşallah düşündüğümüz yerde olacağız. O daha da keyifli kılacak.”
Teknik direktör Denizli'nin kızlarından Selin Denizli ise kendilerinin taraftar olmadıklarını, taraf olduklarını dile getirdi.
“BİZ FUTBOLUN MÜLTECİSİYİZ”
Selin Denizli, kendilerinin babalarının tarafında olduklarını vurgulayarak, “Dolayısıyla hiçbir zaman taraftar olmadık. Biz o anlamda futbolun mültecisiyiz. Babam neredeyse biz de onun arkasındayız, sığınma hakkıyla... Ama bütün kalbimizle... Ben şu anda 'Bizden daha Beşiktaşlı vardır'a inanmıyorum. En Beşiktaşlıyız” dedi.
Beşiktaş'ın maçları sırasında uğur yaptıklarını anlatan Selin Denizli, şöyle devam etti:
“Mesela şimdi her maç sonrası 89. dakikada ben babama mesaj atıyorum. İletilmiyor, maç bittikten ve epey bir zaman geçtikten sonra iletiliyor. Ama ben biliyorum ki maç sonuyla röportaj arasında mutlaka Lal ve beni arayacak. O mesajı bekleyeceğini biliyorum. Biliyorum ki babam inanmayacağı işin içine girmez, Beşiktaş'a imza attığı gün şampiyonluk balosunda giyeceğim kıyafeti düşünüyordum, beni götürürse giyerim diye... Bizi öyle inandırmış ki...”
Selin Denizli, Beşiktaş'ın her maçında aynı heyecanı yaşadıklarını da belirtti.
“BABAMLA İLGİLİ SÖYLEYEBİLECEĞİM DUYGU, GURUR”
Siyah-beyazlı takımın tecrübeli çalıştırıcısının bir diğer kızı Lal Denizli ise maçları izlerken daha çok oynanan futbola bakmayı sevdiğini ifade ederek, şunları anlattı:
“Eğer izlediğim futboldan zevk alıyorsam, babamın söylediği gibi sahada dönen güzel futbol varsa, kazanmak çok da önemli değil. Yani üç puanı her şekilde alırız. Ama eğer kötü bir futbolla üç puanı alıyorsak, bu babamın mutlu olacağı anlamına gelmez. O yüzden ben biraz da izlerken üç puanı almış olsak bile daha sonraki röportajlarda babamın surat ifadesinden oynanan futboldan mutlu olup olmadığını görmeye çalışıyorum. Babam için evet, üç puan çok önemli ama tabii ki oynanan futbolu yaşamak, eğer öğrettiği gibi, istediği gibi sahada oynanıyorsa babamın suratında bir mutluluk ifadesi oluyor. Ama üç puan almış olsak bile beklediği şekilde oynanmamışsa mutlu olmuyor. Aslında oynamak değil de, o isteği hissetmeyi seviyor babam.”
Lal Denizli, babası ile ilgili söyleyebileceği duygunun “Gurur” olacağını vurgulayarak, “Başarılı bir babanın kızı olmak güzel bir şey. Biz inşallah yolun sonunda, 34. haftada şampiyon olduğumuz zaman 30-40 milyon insanla birlikte sevineceğiz. Ama bunun mimarı bizim babamız olacak. Bu yüzden, insanlar gol atıldığı zaman 'Gol' diye bağırırken, bizde gurur mekanizması harekete geçiyor. Biz 'Oh' oluyoruz. Çünkü babamızın yüzünde mutluluk ve başarı ifadesini görebilmek bizim için hayatın tablosu diyebilirim. Bu, çok önemli bir şey” dedi.