Güncelleme Tarihi:
S: Efes Pilsen yönetiminin Fenerbahçe Ülker ile oynanan final serisinde sizi yalnız bıraktığını düşünüyor musunuz?
C: Düşünmüyorum desem yalan olur. Bir önceki sezonki gibi değildik. Bunun nedeni de şuydu: Bizim play off oynadığımız dönemde Türkiye sporunun gündeminde Efes Pilsen kapatılıyor mu, kapatılmıyor mu? sorusu vardı. Bu bir tesadüf müydü, yoksa bilinçli olarak mı yapılmıştı bilmiyorum ama şimdi düşününce bilinçli olarak yapıldığına inanıyorum. Bu soru bomba etkisi yaratmıştı. Bu dönemde yönetimde hiç kimsenin öncelikli konusu şampiyon olmak değildi. Böyle olduğu zaman psikolojik olarak yönetim pasif duruma geçti. Bir önceki sene daha birlik ve bütünlük vardı. Ben Efes’e geldiğim gün ortaya çıkan tek bir sonuç vardı, biz son 3 senedir Fenerbahçe’ye karşı maç kazanamadık. Herkeste şu düşünce vardı; ''Fenerbahçe federasyonla çok yakın. Turgay Demirel’e seçimi Aziz Yıldırım kazandırdı. Federasyonlar, hakemler Fenerbahçe’nin yanında.'' Böyle olunca üzerinizde psikolojik baskı oluyor ve mücadeleye 3-0 yenik başlıyorsunuz. İlk geldiğim gün bu sözü verdim. Ergin Ataman’ın olduğu yerde mücadele vardır. Ben şampiyon olmaya geldim, siz yeter ki saha içerisinde mücadele edin, ben size saha dışında da gerekli bütün desteği vereceğim dedim. Bunu tek başına yapmaya çalıştığınız zaman bir yere kadar oluyor. Son sene ben biraz yalnız kaldım. Tabii doping olayıyla ilgili tezahüratlarda da, bu artık bende hele ki son maçta oturdum yerime. Ben şunu beklerdim 15 bin kişi bana dopingci diye bağırdıklarında Efes Pilsen Yönetimi'nin “Bir dakika” demeleri lazımdı. Sonuçta ben Efes’in antrenörüyüm. Konu zaten açık, böyle bir şey olmadığı kanıtlanmış Türkiye’de, FIBA’ da. Şimdi ben merak ediyorum Turgay Demirel’e veya Fenerbahçe Ülker antrenörüne ''Dopingçi'' dense ne yapılır. Bana yaptıkları gibi tepkisiz kalmayacaklarından eminim. Ben buna engel olmaya çalıştım sonra da sanki ben olay yaratmaya çalışıyormuş gibi imaj yaratıldı.