Güncelleme Tarihi:
Ernst Happel Stadı’nın çimlerinde Hırvatistan’a karşı bir mucize gerçekleştiren Millilerimiz, 9 gün sonra yine bu statta oynanacak final maçına gelmeyi çok istemişlerdi. Ancak maalesef tam 4 ay 20 gün sonra özel bir maç için gelebildiler.
Toplam 23 bin seyircinin 17 bininin Türk olduğu göz önüne alındığında Avusturya’nın Türklerin Avrupa Birliği’ne girmemesi konusunda Avrupa’nın en istekli milleti olduğuna çok şaşırmamak gerek. Kendi statlarında misafir olan Avusturyalı seyirciler “bir de Avrupa Birliği’nde olsalar” diye düşünmekten kendilerini alamıyorlardır muhakkak.
H.Deniz Çekin yazıyor |
Maç Avusturya’nın baskılı oyunuyla başladı. Özellikle orta sahada bol pres yapan ev sahibi takım oyuncuları özellikle kaptan Ivanschitz’in yönlendirdiği ataklarla etkili oldu. 6. dakikada soldan Ivanschitz’in kullandığı köşe vuruşunda defanstan çıkarak kendini unutturan Stranzl‘ın kafa şutu Volkan’ın ayaklarından döndü. 16.dakikada defansımız 4’e 2 yakalandı, Ivanschitz’in ara pasında bu sefer soldan kaçan Fuchs‘un şutu son anda kademeye giren Gökhan GÖNÜL’den sekerek kornere çıktı.
Tam oyunda dengeyi kurduk derken, 28. dakikada ani gelişen atakta sağdan Leitgeb’in ortasında Andreas Hölzl sol çaprazdan kafayla Vokan’ın üzerinden topu ağlara bıraktı, 1-0.
38. dakikada ilk defa organize bir atak geliştirebildik ve beraberliği yakaladık. Esmer Türklerden en esmer ikisi olan Mehmet AURELIO ile Kazım’ın yaptığı verkaçta son olarak topu önünde bulan Mehmet AURELIO soldan ceza sahasına girer girmez sert vurdu; 1-1. Bu gol takımımıza hareket getirdi ve 3 dakika sonra öne geçtik. Kazanılan serbest vuruşu kullanan Sabri’nin ortasında Gökhan ZAN topu kafayla indirdi, Tuncay’ın Milli takımdaki gol sayısı forma numarası ile eşitlendi; 17.
İkinci yarıya Mehmet YILDIZ’ın yerine giren Halil’le ve golle başladık. 47. dakikada Sabri orta sahadaki presi sonrası kazandığı topu Halil’e aktardı, Halil de Tuncay’a. Kaptanımız kendisinin 2. takımının 3. golünü çok rahat attı. 53. dakikada Avusturya farkı tekrar 1’e indirdi. Hızlı gelişen atakta ceza sahası dışından Hölzl sağ ayağının içiyle çok güzel vurdu,2-3.
60. Dakikada Kazım’ın sol çaprazdan attığı şutun direkte yarattığı titreşimin yalnızca “öncü” olduğu, 1 dakika sonrasında esas sarsıntıyı yaşatan Tuncay’ın füzesiyle anlaşıldı. Direkten dönen topunu Tuncay kaleye 4. golümüz olarak yolladığında titreşim hala devam ediyordu.
İlerleyen dakikalarda her iki takım da birçok oyuncusunu denedi ve maç da 2-4 sona erdi.
Uzun zamandır bilhassa özel maçlarda tat vermeyen Milli Takımız, havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, kutsal EURO 2008 topraklarına geri döndüğünde bize çok güzel bir maç yaşattı. Özellikle ikinci yarısından çok keyif aldığımız mücadelede Tuncay ve Halil’in performanslarının altını özellikle çizmek gerekir diye düşünüyorum.
Avusturya’yı çalıştıran Brückner, Avrupa Şampiyonası sonrasında Çek Cumhuriyeti Milli Takımı’nı bizden aldığı mağlubiyet sonrası bırakmıştı. O muhteşem geri dönüşten sonra Türk Milli Takımı’na ilk golün atılmaması gerektiğini hala öğrenememesi oldukça şaşırtıcı.