Paylaş
İmkanım olsa tüm Alpler’deki kayak merkezlerini görmek, kaymak isterdim. Ancak sanırım buna ömrüm yetmez. Nedenini hemen birkaç rakamla açıklayayım. 1.128 kayak merkezindeki pistlerin toplam uzunluğu 26 bin 737 kilometre (Türkiye’de ise sadece birkaç yüz kilometre). Liftlerin sayısı ise 8.200. Hepsini göremeyecek olsam da her yıl birine gitmeye çalışıyorum. Üstelik bunu yapmak bir bahanem de var. Dünyada 200 gazetecinin dahil olduğu Kayakseven Gazeteciler Kulübü’nün (SCIJ-Ski Clup Intarnational Journalist) bir üyesi olarak her yıl 10 gazeteciyle birlikte ülkemizi yarışlarda Türkiye’yi temsil ediyoruz. Geçen yıl ki adresimiz Fransa ile İtalya arasındaki Val Cenis oldu. Yarışla ilgili pek detaya girmeyeceğim. Çünkü rakiplerimiz genelde dört yaşından bu yana kayakları ayağından hiç çıkarmayan gazetecilerdi... Sadece sonuncu olmadığımızı söyleyeyim, şimdilik bu yeter...
Ancak kayak merkezinin özellikleri biraz anlatmaya çalışayım.
Yer bahar gök kış
Ülke olarak Fransa sınırlarında ancak biz Torino üzerinden gittik. Çünkü İtalya’ya çok yakın. Havalimanından indikten tam iki saat sonra kayak merkezine ulaştık. Ancak gidince küçük bir hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü gittiğimiz yere bahar çoktan gelmişti. Nisanın başıydı. Ve oteller bölgesinde çimenler görünüyordu. Kar neredeyse hiç kalmamıştı. Şaşırdık... İlk gün şoku atlattıktan sonra liftlere binerek yükselmeye başladık. Oteller bölgesi 1300 metrelerdeydi. Birkaç liftle 2800 metreye kadar çıktık. İki ayrı dünyadaydık sanki... Aşağıdaki baharı yaşarken birden çetin kış şartlarıyla, metrelerce karla karşılaştık. Tüm pistler açıktı. Ve nisan olmasına rağmen binlerce insan pistlerdeydi...
Engellilere engel yok
Burası bir kayak merkezi olmasına rağmen birbirinden güzel 5.800 hektarlık bir alana kurulmuş beş farklı köyden oluşuyor. Toplam pist uzunluğu 125 kilometre. Bunların 73 kilometresi mavi yani kolay pist. 42 km orta seviye ve 10 km’si ise siyah olan zor pistler. Alplerin genelinde bir çıktığınız liftte tekrar binmeden tüm kayak merkezini dolaşmanız mümkün. Burada da bunu doya doya yaşadım. Sabah erkenden yola çıkıp, öğle yemeğini zirveye yakın şalelerde yiyebilir, istediğiniz noktada güzel bir kafeye girip dinlenebilir, akşama kadar birbirinden farklı pistlerde kayabilirsiniz.Ancak benim burada hoşuma giden çok fazla nokta oldu.Birincisi, hayatımda ilk kez yaşlı insanlara yönelik hocalar eşliğinde özel kayaklarla kayak yaptırıldığını gördüm. Bir süre onlarla birlikte kaydım, hem hocalarıyla hem de kayak yapanlarla konuştum.
Yüzlerindeki mutluluğu görmeliydiniz. Bir ampute takımının pistleri nasıl rahat kullandığını, liftlere binerken hiç bir sıkıntı yaşamadığını gördüm. Bir bacağı olmayıp snowboard yapan birini de ilk kez burada gördüm. Protezi, kayağı olsa bile bineceği mekanik tesisler buna uygun olmadığında maalesef hiç bir yerde engelliler kayak yapamıyor. Tüm bunların düşünülmüş olması gerekiyor. Val Cenis’te hepsi de düşünülmüştü... Kolay pistlerin çoğunlukta olması nedeniyle buraya daha çok aileler geliyordu. Her yerde çocuklar vardı... Onlarca eğitmen çocuklara grup eğitimleri veriyordu.
Hedefi 12’den vurun
Askeri bir toplum olmamıza rağmen biathlonda pek iyi değiliz. Halbu ki Türkiye’den hem iyi sporcular çıkacağına inancım hala sonsuz. Ancak bu sporu yapabilecek alan maalesef bir tek Erzurum’da var. O da herkesin kullanımına açık değil. Val Cenis’te hayatımda ilk kez biathlon denedim. Kayaklı koşu yaptıktan sonra silahla ateş ettim. Meğer sandığım kadar zor değilmiş, tabi yarışmıyorsanız...Ayrıca hiç kayak bilmeseniz bile yukarıya çıkıp restoranlarda yemek yiyip muhteşem manzaraları seyredebilirsiniz. Özellikle ‘Canopes des Cimes’ manzara platformuna çıkıp İtalya tarafına bakmak, sislerle kaplanmış Mont Cenis Gölü’nü seyretmek muhteşem bir his... İsterseniz bu zirvede kısa yürüyüşlerde yapabilirsiniz.
Cep yakmıyor
Fiyatlara gelince, aslında Avrupa Alpleri’ndeki kayak merkezleri ile kıyaslandığında fiyatları son derece makul. Ancak malum, kur farkından dolayı bize artık her şey pahalı... Skipass ücretleri günlük yaklaşık 165 TL. Çocuklar içinse 135 TL. Otellerin fiyatları cep yakmıyor. Ancak köylerde kiralanabilir evler de mevcut. Eğer kalabalık birkaç aile gidecekseniz bu evler sizin için en cazip alternatif olabilir. Bessan ve özellikle Bonneval-sur-Arc Alplerin en eski köylerinden. Küçücük taş evleriyle olduğu gibi korunmuş. Köy evleri dağ köylülerinin geçmişte ne çetin koşullarda yaşamış olduğunun göstergesi.Her biri sanki Dağlar Kızı Heidi’nin taş kulübesi. Dağın özellikleri say say bitmiyor. Benim bir hafta boyunca vaktim yetmedi ancak isteyenlere husky köpekleriyle kızak safarisi de seçeneği de mevcut. Ayrıca off-piste kayak, freeride, tur kayağı, heli-skiing de yapabilirsiniz...
Burada çok gece hayatı ve jet-sosyete yok. Dolayısıyla ‘kayak bahane eller havaya’ yapanları göremezsiniz. Burası sadece spor, sağlık, doğa amaçlı gelenlere hitap ediyor. Val Cenis’deki birbirinden leziz yemek işine ise hiç girmiyor. Çünkü zaten kulübümüzün bir de gurme yazarı üyesi vardı, Aylin öney Tan. Bu nedenle bu konuda işi bir bilene bırakıyorum. Bakınız yan sayfaya...
Paylaş