GeriSeyahat Kapalai’de altı gün
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kapalai’de altı gün

Kapalai’de altı gün

Malezya’nın Borneo Adası’nda bir tatil köyü Kapalai. Celebes Denizi’nin ortasında, anakaraya 20 kilometre uzaklıkta, mercan kayalarının sığlığına kazıklar üstüne kurulmuş.

Canlı çeşitliliği açısından dünyanın en zengin sularıyla çevrili. Dalgıçların, sualtı fotoğrafçılarının cenneti Kapalai’de konaklayanlar, Sipadan Adası’nda da dalış yapabiliyor. Okurumuz Ebru Özdayı, bayram tatilinde gitti. Dalış yaptı, fotoğraf çekti, evlenme teklifi aldı. Bu mutlulukla izlenimlerini yazdı.

Google’ın harita arama sayfasına, “Sipadan Kapalai Dive Resort” yazınca denizin ortasında sadece bir nokta gösteriyor. Ne bir ada ne de bir kara parçası. Celebes Denizi’nin ortasında sadece bir nokta! İşte Kapalai dalış merkezine seyahat, denizin ortasındaki bu “hiçbir yerdeki” belirsiz noktayı keşfetme isteğiyle başladı.

Kapalai’ye dalış merkezi demek haksızlık olur. Borneo Adası’nın doğu sahilindeki Kapalai, sığlık mercan kayalığının üzerine kurulu bir tatil köyü. 1995 yılında denizin üzerine inşa edilen beş ahşap evle dalış turizmine başlayan Kapalai, bugün 59 evle hizmet veriyor. Celebes Denizi’nin ortasında hiçbir kara bağlantısı bulunmayan bu tatil köyü, bembeyaz kumu, masmavi denizi ve sualtı güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor.

HER TÜRLÜ KONFOR VAR

Bu tatil köyünde ilkel şartlarda tatil yapacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Odalarda her türlü konfor düşünülmüş. Yüksek tavanından sarkan pervane, konforlu bir yatak, sıcak su, size ait bir teras, denize karşı banyo keyfi yapabileceğiniz bir küvet, çay ve kahve yapabileceğiniz su ısıtıcı, buzdolabı. Açık ahşap pencerelerden sızan güneş ışıklarıyla güne başlıyor, gece hafif esen rüzgâr ve dalgaların sesiyle uykuya dalıyorsunuz.

Kapalai tatil köyü, sadece dalıcı olanlar değil, dalıcı olmayanların da keyifle tatil yapabileceği bir yer. TV ve oyun odalarında vakit geçirebilir, mercan kayalıklarında şnorkelle sualtının güzelliklerini keşfedebilir, akşamları iskeledeki şezlonglarda güneşin batışını izleyebilir, sık sık gelgitlerle alçalan ve yükselen sularda yüzebilir, yürüyüş yapabilirsiniz. Farklı lezzetlere açıksanız, Asya mutfağının baharatlı et ve sebzeleri, enfes meyveleri sizi bekliyor.

MUSON MEVSİMİNDE SULAR BULANIK

Kapalai’de soğuk havlular, portakal suları ve sıcak bir gülümsemeyle karşılanıyoruz. Tatilimiz süresince yapacağımız tüm dalışların bizim sorumluluğumuzda olduğuna dair standart kâğıtlara imza attıktan sonra ilk oryantasyon dalışı için hazırlıklara başlıyoruz. “Jeti” olarak adlandırdıkları iskeleden mavi sulara doğru atlıyoruz.
İlk dalışımız, yapay resiflerin çevresinde gezinen şimdiye kadar hiç görmediğimiz canlılar ve balık sürülerine rağmen hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor. Nedeni, suyun çok bulanık olması. Bu durumun sürekli mi yoksa mevsimsel bir durum mu olduğunu anlamak oldukça güç. Dalış rehberlerine sorduğumuzda iki gün önce yağmur yağdığını, birkaç güne düzelebileceğini öğreniyoruz. Bir yandan Muson yağmurları dolayısıyla mevsimsel bir durum olabileceğini ya da Japonya’da meydana gelen tsunaminin etkili olmuş olabileceğini kendi aramızda konuşuyoruz. Dalış rehberleri bu konuda fazla açıklama yapmıyor. Yine de moralimizi bozmuyoruz, önümüzde 6 gün ve sayısız dalış bizi bekliyor.

 GÜNDE ÜÇ KEZ DALIŞ

Kapalai dalış merkezi, günde üç kez konuklarını tekneyle dalışa çıkarıyor. Siamil ve Mabul adalarına ve Kapalai çevresindeki noktalarda dalışlar yapılıyor. Tekne dalışlarının yanı sıra Kapalai kıyında “jeti”den sınırsız dalış yapabilirsiniz. Dünyanın benzersiz dalış noktalarından biri olan Sipadan Adası’na ise iki kez gidiyorsunuz ve günde dört dalış yapıyorsunuz. Ancak Sipadan Adası’na gitmek hiç de kolay değil. Adaya özel izinlerle giriş yapılıyor. Günde belirli sayıda dalış merkezine ve sınırlı sayıda dalıcıya izin veriliyor. Kapalai sizi Sipadan’a götürmek için gerekirse başka dalış merkezleri aracılığıyla izin alıyor. Ancak yine de adaya gitmeniz garanti edilmiyor. Gitseniz bile grubunuzla ya da dalış eşinizle gidemeyebiliyorsunuz.

DERİNLERDEKİ RENKLİ CANLILAR

Siamil, Mabul ve Kapalai çevresinde yaptığımız dalışlar oldukça keyifliydi. Suyun bulanık olma durumu yer yer değişse de sualtında gördüğünüz canlılar bize eşsiz dalışlar yaşatıyor. Pasifik sularında görülen ve oldukça zehirli olan bir çeşit mürekkepbalığı Flamboyant Cuttlefish , hayvanlar dünyasındaki diğer hiçbir canlıda bulunmayan özelliği sayesinde görüş yeteneği en gelişmiş canlı olarak bilinen Mantis Karides, şimdiye kadar hiç görmediğimiz renklerdeki deniztavşanları, karideslerle simbiyotik yaşam süren mürenler ve balıklar, sadece alacakaranlıkta yuvalarından 20-30 santimetre yükselerek altı saniyede çiftleşen mandarin balıkları, her yerde karşımıza çıkan caretta’lar, mercanların üzerinde yaşayan ve neredeyse görülemeyecek kadar küçük olan pigme denizatları, kurbağaya benzeyen frogfish’ler, anemonların arasında Anemon balıklarıyla birlikte yaşayan şeffaf karidesler, aslan balıkları ve envai çeşit canlı... Benim gibi makro çalışan fotoğrafçı dalıcılara enfes pozlar veriyorlar.
Bu seyahati unutulmaz kılan başka bir olay ise, sevgilimden evlenme teklifi almamdı. Beklemediğim anda gelen bu teklife, sanki “hiçbir yerde”ymişiz gibi hissettiren denizin ortasındaki Kapalai’de, Hint Okyanusu’nun ve ziyaretçilerinin huzurunda “Evet” dedim. Her yerde ve sonsuza dek...

ÜÇ BİN TÜR BALIK VE MERCANLA BAŞ BAŞA

Sipadan, Kapalai’ye yarım saat mesafede. Adaya gitmek için tekne saat 05.30’da hareket ediyor ve tam vaktinde hazır olmanız gerekiyor. Bu kadar erken gitmemizin amacı, güneşin doğmasıyla birlikte avlanmaya çıkan balık sürülerini yakalayabilmek...
Dünyanın en zengin deniz habitatlarından birine sahip olan Sipadan, deniz altında faaliyet gösteren bir yanardağ bacasının üzerinde büyümeye başlayan mercanların binlerce yıl gelişmesiyle oluşmuş Malezya’nın tek okyanus adası. Suları 3 binden fazla balık türü ve mercana ev sahipliği yapıyor. Tüm dalıcılar için adeta bir cennet...  Eskiden turistik konaklamanın da olduğu ada, Malezya ve komşu ülke Endonezya arasında yaşanan, mahkemeye kadar taşınan anlaşmazlıklar sonrasında sadece özel izinle misafir dalıcıları kabul ediyor. 2000 yılında 21 kişinin Filipinli İslamcı teröristler tarafından rehin alınması gibi tatsız olaylarla da anılan ada, bugün askerler tarafından korunuyor. Ada, sabah saat 06.00’da resmi izin kâğıtlarımızla bizi kabul ediyor.

BEYAZ KÖPEKBALIKLARI AKYALAR POZ VERİYOR

Sipadan, sabahın saat 05.00’inde yataktan kalkanları hayal kırıklığına uğratmıyor ve sürüyle balık bizi karşılıyor. Türkiye sularında da sıklıkla rastladığımız, ancak böylesine kalabalık sürülerini görmediğimiz akya ve baraküdalar, dev boyutlu bir çeşit papağan balığı olan Bumphead Parrotfish sürüleri, caretta’lar çevremizde yüzüyor. Her dalıcının görmek için büyük heyecan duyduğu beyaz köpekbalıkları çevremizde sakince dolaşıyor ve kendisini görüntülemek isteyen fotoğrafçı dalıcılara poz veriyor... Sipadan sularında, çevrede daldığımız diğer bölgelere nazaran görüş daha net. Ancak yine de daha önce buraya defalarca gelmiş olan dalıcı arkadaşlarımız, görüşün eskiden çok daha iyi olduğunu ve ilk kez bu durumla karşılaştıklarını söylüyorlar. Suyun bulanıklığına rağmen bu dalış cennetinde unutulmaz dalışlar yapıyoruz.

CUMARTESİ YOLA ÇIKTIK PAZARTESİ GÜNÜ VARDIK

İstanbul’dan, Malezya’nın ıssız bir köşesi olan Kapalai tatil köyüne gitmenin oldukça zaman aldığını söylemek gerek. Kuala Lumpur’a 10 saatlik ve akabinde Tawau’ya 2.5 saatlik uçak yolculuğu yapıyorsunuz. Tawau Havalimanı’nda sizi Kapalai tatil köyünün yetkilileri otobüsle karşılıyor ve 1 saate yakın yolculukla Semporna’ya ulaştırıyor. Tur programına göre Semporna’da otelde bir gece geceledikten sonra ertesi sabah Kapalai’ye gidiyorsunuz. Tatil köyünün Semporna’da bulunan iskelesinden sizi alan tekneler 45 dakikalık oldukça süratli bir yolculuğun ardından sizi rüya adaya ulaştırıyor. Cumartesi sabahı başlayan yolculuğumuz pazartesi sabahında Kapalai’de son buluyor!

False