İsveç rivyerası GÖTEBORG

Geçmişte Vikinglerin bu bölgede yaşadıkları biliniyor ama Göteborg’un şehir olarak gelişmesi 1600’lerden sonra olmuş. Şehre davet edilen Hollandalılar da katkıda bulunup Amsterdam’daki gibi kanallarla süslemişler Göteborg’u. 

Otomotiv, rulman ve fotoğraf makinesi endüstrilerinin toplandığı Göteborg aynı zamanda İsveç’in telekom merkezi. Şehrin limanı İskandinavya’nın en büyüğü. Gemilerin yanaştığı rıhtımların toplam uzunluğu yaklaşık 20 kilometre. Ticari amaçlar için inşa edilen limanda yolcu terminali de bulunuyor.
Şehrin kıyısına kurulduğu Göta Nehri’nin üzerinde İsveç’in en uzun asma köprüsü Alvsborgsbron yer alıyor. Yürüyerek keşfedebileceğiniz Göteborg’da iki ana meydan var: Kültürel merkez olan Götaplatsen ile resmi ve ticari binaların çevrelediği Gustav Adolfs Torg. Bu ikisini birleştiren caddeye Kungsportsavenyn ya da kısaca bulvar anlamına gelen Avenyn diyorlar. Avenyn ağaçlarla bezenmiş şık bir bulvar ve şehrin kalbinin attığı yer.

VİKİNG GEMİSİ GİBİ KİLİSE

Götaplatsen’ın tam ortasındaki, ünlü heykeltıraş Carl Milles’in eseri olan Poseidon Çeşmesi tüm güzelliğiyle gelenleri selamlıyor. Burada ayrıca Göteborg Senfoni Orkestrası’na ev sahipliği yapan Konser Salonu ve 1925’den beri hizmet veren Röhsska Sanat Müzesi bulunuyor. Heykelleriyle göz dolduran müzede ünlü İsveçli sanatçılar dışında Monet, Renoir, Matisse, Gauguin, van Gogh ve Picasso gibi büyük ustaların eserleri yer alıyor. Belediye Tiyatrosu ve kütüphane de Götaplatsen’ın görkemine katkıda bulunuyor.

Şehirdeki egemen mimari anlayışını yansıtan Belediye Binası, Gustav Adolfs Torg Meydanı’nda. Göteborg’un tarihini, kültürünü merak ediyorsanız Şehir Müzesi sizi bekliyor. Eski East India Company binasına kurulmuş. İsveç’in en büyük müzesi olma özelliğine sahip. Göteborg Denizcilik Müzesi, 12 geminin birleştirilmesiyle oluşmuş. Bunların dışında görülmeye değer diğer yerler Tradgardsföreningens Parkı, Londra’daki Kristal Saray’ın benzeri olarak 1878’de yapılan Palmiye Evi... Alışverişe meraklıysanız, Göteborg Garı’nın karşısındaki Nordstan adeta bir şehir gibi; İskandinavya’nın en büyüklerinden biri.
1802’de yapılan Domkyrkan isimli katedral dışarıdan bakıldığında sıradan görülse de içine girenleri etkiliyor. Feske Körkan, balık kilisesi anlamını taşısa da aslında bir balık pazarı. Kiliseye benzeyen bu yapı sabahın erken saatlerinde tuttukları taze balıkları şehre getiren balıkçıları ağırlıyor. Masthuggkyrkan ise ahşap tavanı bir Viking gemisini andıran ilginç bir kilise. Yakınlardaki Kronhusbodarna’da 20’inci yüzyılda inşa edilmiş binalar hoş bir şekilde restore edilmiş. Butik ile hediyelik eşya dükkanı olarak kullanılıyorlar. Vasa bölgesi de küçük dükkanlar ve kafelerle dolu.

ŞEHRİ TRAMVAYLA TEKNEYLE KEŞFEDİN

Göteborg spor düşkünlerine de ilginç gelen bir şehir. Önemli stadyumlardan Ullevi ile 1990’lara kadar Avrupa’nın en büyük kapalı spor salonu olan Scandinavium şehrin zenginliğine katkıda bulunuyor.

Mevsim yazsa Göteborg’u en keyifli keşfetme yollarından biri üstü açık tramvayla şehri dolaşmak ya da bir tekneyle Göta Nehri üzerinde, kanallarda gezinmek. Önceliğiniz plajlarsa Kattegat Körfezi’nde yer alan ve Göteborgs Skargard diye geçen adalara gidin. Brannö, Styrsö ile Vargö en iyilerin arasında. Göteborg ve Helsingborg arasında da kalesiyle bilinen Varberg isimli bir sayfiye kasabası var. Küçük Londra olarak geçen Göteborg’a yolunuz ağustosta düşerse Caz Festivali’ni kaçırmayın. Malmö ile Göteborg arasında bulunan ve İsveç Rivyerası olarak adlandırılan sahil şeridi ülkenin en güzel kıyılarına sahip. Yolunuz düşerse Göteborg size sürprizlerini bonkörce sunacak bir şehir, İskandinavya’nın bu mütevazı güzelini şimdiden listenize koyun, pişman olmayacaksınız.

GÖRMEDEN DÖNMEYİN

* Skansen Kronan’e çıkıp, panaromik şehir manzarasını seyredin. Haga bölgesindeki bu kale özellikle Danimarkalılara karşı şehri korumak için 1697’de yapılmış. Tepeden şehrin ve limanın hoş bir görüntüsü var. 17’inci yüzyıldan kalma Elfsborg Kalesi de görülmeye değer. Yazın limandan kalkan teknelerle kaleye gidebilirsiniz.
* Avrupa’nın en büyük botanik bahçesi Göteborg’da. Dünyanın değişik köşelerinden getirilen 16 bin çeşit bitkinin yer aldığı bahçeler 175 hektarlık alana yayılmış. Sadece orkide çeşidi bin 500’ün üzerinde.
* Ahşap mimarinin ve taş işçiliğinin güzel örnekleriyle dolu olan Haga Nygatan bölgesinde sanat galerileri ve kitapçıları gezin. Kafelerde oturup çevreyi seyredin.
* Liseber Lunaparkı, İsveç’in en fazla turist çeken yerlerinden biri. Özellikle çocuklarıyla seyahat eden aileler İskandinavya’nın en büyük lunaparkında çok güzel vakit geçirebilir. İçinde restoranların olduğu park şehrin merkezine yürüme mesafesinde.

DOÇ. DR. HARRY TZİMİTRAS

42 kez gitsem de bu şehre doyamıyorum

Yunan akademisyen, Yardımcı Doçent Harry Tzimitras, Türk - Yunan ilişkileri konusunda önde gelen uzmanlardan. Sekiz yıldır Türkiye’de yaşıyor, Bilgi ve Koç üniversitelerinde uluslararası hukuk dersi veriyor. Tzimitras, Göteborg’a tam 42 kez gitmiş ve her seferinde yeni güzelliklerini keşfetmiş: “500 bin nüfuslu Göteborg, Türkiye standartlarına göre orta ölçekli bir şehir. Beni en çok etkileyen tarafı farklı kimliklere sahip olması. Hem İskandinavya’nın hem de İsveç’in en önemli kültürel, artistik ve entellüktüel merkezlerinden. Şehirde 25 tiyatro ve 18 müze bulunuyor. Açık fikirli, atılımcı ve gönlü genç insanlar, kültürlerini şehrin zenginliği için seferber eden göçmenlerin de desteğiyle sıradışı bir atmosfer yaratmışlar. 50 binden fazla üniversite öğrencisi ve büyük bir akademisyen ordusu da şehre katkıda bulunuyor. Göteborg deyince aklıma ilk gelen, sıfat ahenk. En yaşanabilir şehirlerden biri. Çok iyi bir şehir planlaması var. Kanallar üzerine inşa edilmiş 20 köprü ve 20’den fazla park çok hoş bir kombinasyon oluşturuyor. Slottsskogsparken bana göre şehrin en güzel parklarından.

 tonguc@saffetemretonguc.com