NE yazabilirim? Hayatımda bu kadar aciz, ezik ve savunmasız hissetmedim kendimi. Bütün varlığım, bütün bedenim, bütün sözcüklerim utançla isyan ediyor! Çünkü Hrant Dink’le birlikte insanlığımız, haysiyet ve onurumuz da öldürüldü. Ruhumuzu, inanç ve insanlık ideallerimizi hamamböceği gibi ezdiler!
İnsan, inancı ve düşünceleri için ölümü göze alabilir. Ama hiçbir inanç ve düşünce, insan öldürmenin kaynağı ve faili olamaz. Olmamalı!..
Hrant Dink bir demokrasi, özgürlük ve uygarlık kahramanı ve şehididir. Temsil ettiği değerler karşısında saygıyla eğiliyorum. 10.9.1969 tarihinde "Alandaki Ölüye Adlı" bir şiir yazmıştım. "Alandaki Ölü" bütün dünyada ve Türkiye’de en yüce insanlık ideallerini temsil ettiği için öldürülen anonim bir insanı simgeliyordu. Hrant Dink o ölüdür artık bizim için, Türkiye ve insanlık için... Onunla birlikte biz de öldürüldük!
* * *
"Vaktin hiç kurumaz mürekkebi
hiç durmadan yazar güzel kalemi
bir rüzgár gülü coşkusuyla
yayar utkusunu bir baştan bir başa
eker kendi uygar tohumunu
şaşmaz elleriyle doğaya
vaktin hiç kurumaz mürekkebi,
vaktin hiç kurumaz mürekkebi
ve hiç silinmez masum kan.
Orada senin düştüğün yerde
bir demet kırmızı karanfil var
orada senin düştüğün yerde
hálá sıcak alnı açık kan
bakıyorum ağlıyorum
gözyaşları su ve tuzdan başka nedir ki
hem neye yarar senin düştüğün yerde ağlamak?
Acı çekiyorum, hapiste gibiyim
bıraktığın boşluğu hiçbir şey dolduramaz
düştüğün yerin bile ağladığı söyleniyor
ben de ağlıyorum ama neye yarar?
* * *
Kardeşim Hrant Dink seni koruyamadık, seni savunamadık. Bağışla bizi!..