Sedat Ergin: IMF'nin hukuka saygısı ne kadar?






Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Türkiye'nin IMF'ye verdiği ‘‘Niyet Mektubu’’nda, 1.5 milyar dolarlık ikinci dilim kredinin serbest bırakılması için karşılanması gereken koşullar arasında Emlakbank'ın tasfiyesi de yer alıyor.

Krediyi onaylayacak olan IMF İcra Kurulu Direktörleri toplantısı için 3 Temmuz tarihi kararlaştırılmıştı.

Emlakbank'ın tasfiyesine ilişkin yasa, TBMM'den 22 Haziran tarihinde geçti. Cumhurbaşkanı'nın onay sürecinde yasanın Köşk'teki 15 günlük bekleme süresi ise 7 Temmuz tarihinde, yani toplantıdan 4 gün sonra doluyordu.

IMF Başkanı Horst Kohler, geçen cumartesi günü yaptıkları telefon görüşmesinde Başbakan Bülent Ecevit'e, Emlakbank yasasının onayının gecikmesinden duyduğu ‘‘kaygıları’’ dile getirdi.

Ecevit, aynı gün Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu'nu arayarak, Köşk'ün onay işlemini geciktirmemesi ricasını iletti.

Cumhurbaşkanı, yasayı 2 Temmuz Pazartesi günü onayladı. Aynı gün, IMF, Türkiye ile ilgili karar toplantısını ertelediğini açıkladı.

* * *

Kohler'in Ecevit'e verdiği mesaj, IMF'nin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bir yasa üzerindeki takdir yetkisine, iradesine açıkça ipotek koymaya çalıştığının bariz bir kanıtıdır.

Çünkü, TBMM'nin kabul ettiği bir yasa, pekálá Anayasa'ya ya da hukukun genel kurallarına aykırı hükümler içerebilir.

Cumhurbaşkanı, bu aykırılıkları tespit ettiği takdirde yasayı veto edip, hükümete geri gönderebilir?

Bu davranış, bir hukuk devletinin işleyişi içinde olağan, hukukun üstünlüğüne inanan insanların saygıyla karşılamaları gereken bir durumdur.

IMF istedi diye, -eğer varsa- hukuka aykırılık görmezlikten mi gelinecektir?

IMF, Türkiye'yi bu çizgiye iterken açıkça hukuksuzluğa göz yuman bir tutum almış olmuyor mu?

* * *

IMF, Türkiye gibi hukuk devleti değil de, bir diktatörün işbaşında bulunduğu bir ülkeyle ilişkisinde bu tutumu sergileseydi, bu belli ölçülerde makul görülebilirdi.

Çünkü, bu kategorideki ülkelerde hukuku, diktatörün ağzından çıkan sözler tayin eder.

Ama IMF'nin bir hukuk devletiyle ilişkisinde ancak bir diktatörlük karşısında kullanabileceği yöntemlere tevessül etmesi, bu kuruluşun bazı ayarlarının iyice bozulduğuna işaret ediyor.

Ecevit'e, Cumhurbaşkanı'nın yasayı bir an önce onaylamasını beklediklerini söyleyen Horst Kohler, bir Alman vatandaşıdır. Almanya, bir hukuk devletidir.

Almanya, AB'nin en güçlü aktörü olarak, tam üye adayı Türkiye'den hukukun üstünlüğünü vazeden Kopenhag ölçütlerine uymasını istemektedir.

O zaman Türkiye, hukuka saygılı davranmayan IMF'nin Alman Başkanı'nı AB'ye mi şikáyet etmelidir.

Kohler, hukuk karşısında düştüğü çelişkiyi, entelektüel dürüstlüğü içinde nasıl izah edecektir?

Yazarın Tüm Yazıları