Güncelleme Tarihi:
Onur Baştürk: “Burası Türkiye” diye bir klişemiz var ya. Maalesef bu klişe hakkını veriyor çoğu zaman ve ben diyorum ki, Gündeş’in ne Günay’daki sahnesi etkilenir ne de albüm çalışması.
Zaten Zarrab’ı Amerika’da bıraktıktan sonra buraya dönüp normal hayatına devam etmedi mi Gündeş? Bundan sonra da devam edecektir. Hiçbir açıklama yapmadan. Millet de koşa koşa gider sahnesini izlemeye.
Melike Karakartal: Ebru Gündeş evlilik sözleşmesi imzalayarak akıllılık etmiş, kendi emeğiyle kazandıklarına el konulmamasını sağlamış oldu. İtibarını yönetmesi gereken bir dönem geçiriyor.
İleride nasıl hatırlanmak istiyorsa öyle yapacaktır tahmin ediyorum.
Davranışları, açıklamaları ve tercihleri belirleyecek toplumun gözündeki yerini.
Hiç etkilenmemesi imkansız ama bunun ölçüsünü kestirmek, bundan bir sene sonrasını görmek şimdilik biraz zor.
Burcu o genci affetmeli miydi
Burcu Kara, kendisine sosyal medyadan “muşamba surat”, “vicdansız”, “nohut kafa”, “çirkin” diyen 23 yaşındaki genç bir kadını mahkûm ettirdi. Kadın 1740 lira para cezasını 10 taksitte ödeyecek. Bu sözler davalık olmalı mı, yoksa Burcu fazla mı hassas davranmış...
Onur Baştürk: Burcu Kara’ya yapılan yorumlar gerçekten kötüymüş de, bloklamak diye daha kolay bir yöntem var. Değer mi mahkemeyle uğraşmaya?
Melike Karakartal: Sosyal medyanın en olumsuz yönlerinden biri, bu mecrayı hakaret ve küfürle kendi içindeki öfkeyi boşaltmak için kullananlar. Görmezden gelmek her zaman doğru değil, bazen de bu yapılanın suç olduğunu, yanlış olduğunu hukuk yoluyla anlatmak gerekiyor. Başka da bir yolu yok bunun, çok iyi yapmış.
Ömür Gedik: Burcu iyi yapmış. Önüne gelen istediği gibi hakaret edememeli. Bu tip hakaretler de duygusal şiddet sonuçta.
Cengiz Semercioğlu: Burcu hamilelik, annelik dönemi hassasiyetiyle hareket etmiş bence. 23 yaşında bir genç insanın sözlerini bu kadar ciddiye almamalıydı.
Sosyal medyadaki yorumlar fazlasıyla kıyıcı ama bu kadar alıngan da olmamak lazım. Eğer o arkadaş öğrenciyse, Burcu’dan özür dilediyse ve buna rağmen ceza aldıysa bana ulaşsın, ben 5 taksitini ödemeye hazırım.
İkisine de tebrikler
Cem Yılmaz’la Ahu Yağtu, birlikte Barselona’ya gitti. Oğulları Kemal için yaz tatilinde de, kış tatilinde de birlikteler. Nasıl buldunuz?
Onur Baştürk: Bence şahane. Çocukları için beraber tatile gidiyorlar. Her boşanan çiftin yapabileceği bir şey değil.
Cengiz Semercioğlu: Ben Cem Yılmaz’ın babalığını da, ayrıldığı eşi Ahu’yla kurduğu ilişkiyi de, oğluyla geçirdiği kaliteli zamanı da hep takdir ediyorum. Bunlar güzel örnekler. Kanlı bıçaklı ayrılan, kirli çamaşırları ortaya dökenler bakıp ders alsın.
Melike Karakartal: Son derece sorumlu ve sağlıklı bir davranış, her ikisini de tebrik etmeli.
Boşanmaların illa kötü sonuçlar doğuracağı, sağlıksız ve mutsuzluk sağlayacağı konusu bir dayatma aslında, böyle örnekler aksinin de mümkün olduğunu kanıtlıyor.
Ömür Gedik: İkisinin hayatında da birileri yok bildiğimiz kadarıyla. Bu tatil kimseyi üzmez yani. Ayrıca onlar artık arkadaş gibi oldular. Çocukları için bir araya geldikleri belli.
Haftanın fotoğrafı
Bekir Aksoy’un sosyal medyada paylaştığı, yıllar önce çekilmiş bu fotoğrafta Yonca Evcimik, Tarkan, Hülya Avşar ve Safiye Soyman var. Kim en çok değişmiş?
Cengiz Semercioğlu: Benim anlamadığım kral koltuğunda oturan neden Bekir Aksoy? Ne ilginç bir kompozisyon bu! Bu fotoğrafta en çok değişenler; 1- Tarkan, 2- Yonca, 3- Bekir, 4- Safiye, 5- Hülya. Bu arada iyi ki değişmişler, özellikle ilk üç isim.
Onur Baştürk: Herhalde en az değişen Bekir Aksoy. Diğerleri bayağı değişmiş. Özellikle de Tarkan ve Yonca Evcimik.
Melike Karakartal: Ne harika bir fotoğraf! Safiye Soyman ve Hülya Avşar’da zaman durmuş gibi resmen! Bugün nasıllarsa fotoğrafta da öyleler.
Ömür Gedik: En az değişenler Safiye Soyman ve Hülya Avşar.
‘Yıkılmadım, ayaktayım’ pozu
Merve Özbey ve Ece Sükan, ilişkileri bittikten hemen sonra sosyal medyada iddialı pozlar paylaştı. Ayrılık ya da boşanma, kadınların cesur pozlar verme isteğini tetikliyor mu?
Ömür Gedik: Tabii ki tetikliyor. İlişki esnasında yapamadıklarını finalinde yapıyorlar. O hırsla yenilenmiş ve gündemde de kalmış oluyorlar.
Onur Baştürk: Ece’nin pozu bana normal geldi. Sırf boşandığı için o pozu paylaştığını sanmıyorum. Merve Özbey’inki ise sırf “Sevgilimden ayrıldım, yıkılmadım ayaktayım, üstelik de seksiyim” pozu ise maalesef olmamış. Seksi değil, zorlama olmuş. Seksapellik başka bir şey.
Melike Karakartal: Tetiklemese bile ayrılıktan sonra verilen ilk cesur poz illa böyle yorumlanıyor. Kişiye göre değişir bence. Ece Sükan’ın pozu kendi tarzından uzak değil, Merve Özbey ise pek zarif görünmüyor açıkçası.
Bu fotoğrafta biraz “Harikayım, yıkılmadım, hayat devam ediyor ve ben şahaneyim” mesajı var.
Cengiz Semercioğlu: Bundan doğal ne olabilir? Kadın-erkek fark etmez, elbette bir ilişki içindeki insan dışa dönük olmaz ama ilişkisi yoksa dışa dönüktür.
Kadın için de geçerli bu, erkek için de. Kendini göstermek ister, daha çok dikkat çekmek ister.
Sadece sosyal medyada değil, işyerinizdeki, mahallenizdeki ilişkisi bitmiş erkek ya da kadınlara bakın, farklı bir şey göremezsiniz.
Başkası olsa sıkıcı derdik
Geçen hafta ilk Onur (Baştürk) yazınca öğrendik Tarkan’ın “Beni Çok Sev” klibinde eşi Pınar’ın oynayacağını. Peki klibinde eşiyle birlikte oynaması Tarkan adına doğru bir adım mı?
Onur Baştürk: Elbette ilgi çekecektir eşinin oynaması. Üstelik düğünlerini yeniden canlandırmaları. Hayranlarının da bundan mutsuz olacağını sanmam. Ama “büyük resme” bakınca Tarkan’ın düğün şarkısına bir de düğün klibi çekmesi bana “fazla” geldi.
Cengiz Semercioğlu: Araya karıştırılmış orijinal düğün enstantaneleri var mı acaba merak ediyorum. Ben olsam eşime bir armağan olarak, kimsenin anlamayacağı bir-iki kare mutlaka koyardım. Ben Tarkan’ın bu klibi bize değil, eşine ve evliliğine çektiğini düşünüyorum.
Kusura bakmayın da Tarkan’ın da bu kadar lüksü olsun.
Ömür Gedik: Bence çok doğru karar. Bu yıl herkes “Tarkan’ın evlendiği şarkıyla evleniyoruz” diyecek. Stratejik olarak bu yerinde hareket, şarkıyı düğün şarkısı olarak çok daha köklendirdi.
Melike Karakartal: Tarkan hayatını hayli kapalı yaşıyor, bu klip özel hayatına çok yaklaşacağı için ilgi çekecektir ama o da Tarkan olduğu için... Başka bir isim olsa sıkıcı olarak değerlendirilebilecek bir durum aslında.
Türkiye’yi müthiş bir şov bekliyor
Pantene Altın Kelebek’e sadece 6 gün kaldı. Magazin Konseyi, yılın yaklaşan en büyük ödül törenini değerlendirdi.
Herkes bunun farkında. İster olumlu ister olumsuz yorum yapılsın, gece merakla takip edilecek.
Cengiz Semercioğlu: Size bir şey söyleyeyim mi, hiçbir yıl bu kadar çok davetiye isteyen olmamıştı benden. Pazar günkü ödül törenine fazla davetiye bulabilmek için arayan ünlüleri söylesem ağzınız açık kalır.
Bu ilgi bile Altın Kelebek’in Türkiye’nin en büyük ödül töreni olduğunu göstermeye yeter. Pazar günü yine Türkiye, Pantene Altın Kelebek’e kilitlenecek.
İstanbul’un kuaförleri, modacıları, makyözleri kusura bakmasınlar o gün fazla mesai yapacak.
Hele sahnedeki sürprizleri açıklasak, davetiye için eminim hepimizin telefonları 10 kat fazla çalmaya başlar.
Pazar akşamı Türkiye’yi müthiş bir şov bekliyor.
Ömür Gedik: Beni o geceki canlı yayın ve performanslar şimdiden heyecanlandırıyor. Bütün sektörün kalbi orada atacak. Bir de bu aralar kiminle konuşsam törende ne giyeceğini düşünüyor.
Kırmızı halı da tam bir geçit töreni olacak gibi duruyor.
Melike Karakartal: Benim için Altın Kelebek Ödülleri’nin en önemli özelliklerinden biri bir gelenek olması, “Türkiye eğlence ve müzik sektörünün tarihi” anlamını taşıması...
Böyle bir değerin bir benzeri daha yok.
Türkiye’nin eğlence ve müzik sektöründeki son 44 yılın kaydıdır Altın Kelebek.
Emeği geçen tüm meslektaşlarıma ve mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, bu yıl daha büyük bir heyecanla hepimiz orada olacağız.
Tuğba müsterih olsun
Nur Yerlitaş’ın şehitlerle ilgili sözleri affedilir gibi değil ama Tuğba Ekinci’nin fırsatı kaçırmayıp soluğu savcılıkta almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onur Baştürk: Yine o klişeyi kullanacağım ben ya; “Burası Türkiye, olur öyle!” Yani Ekinci’ye mi kaldı savcılığa gitmek? Zaten bin pişman olmuştur Nur Yerlitaş. Ne gerek var üstüne üstüne gitmeye? Herkes bir garip valla.
Cengiz Semercioğlu: Ceza sahasında karambol olur, top ayaktan ayağa seker, birine çarpıp gol olur ya, Tuğba Ekinci de top bana çarpıp gol olur mu acaba diye düşünüyor. Küçük hesaplar, şık değil.
Mutluluğun formülü sosyal medya diyeti
Yasemin Özilhan ve İzzet Özilhan, mutluluklarını korumak için akşam evde belli bir saatten sonra sosyal medyaya bakmama kararı almışlar. Bu sosyal medya diyeti çiftler için iyi bir mutluluk formülü olabilir mi?
Cengiz Semercioğlu: Teb-rik-ler. Çok doğru bir karar bu... Ha 3 saat TV’de dizi izlemişsin, ha o kadar sosyal medyaya takılmışsın ne farkı var? Daha da önemlisini söyleyeyim: Belki akşam eve girdiğinde kapatmak mümkün değil ama çiftler yatağa girerken mutlaka telefonu kapamalı. Akıllı telefon ve sosyal medyanın evliliklerde cinsel hayatı bitirdiğini uzmanlar söylüyor artık.
Onur Baştürk: Böyle bir kural ya da yasak getirmek ilk başta gerçekten işe yarayabilir. Çiftler birbirlerine daha çok zaman ayırmış olurlar, filan. Ama unutulmamalı ki, her kural bir süre sonra illa ki çiğnenir. Hele ki konu sosyal medya olunca, bakmadan durmak mümkün mü?
Ömür Gedik: Kesinlikle doğru karar. Ama bana uygula deseler hayatta yapamam. Ben onların kararının da geçici olduğunu düşünüyorum. Üç gün sonra akşamları ellerinde telefonla Instagram’a bakarken yakalanırlarsa şaşırmam.
Melike Karakartal: İkisini de tebrik ediyorum, sosyal medya çağında mutluluğun formülünü bulmuşlar. “Diyet” sayılmaz bu, telefona bakma alışkanlığı kolayca bağımlılığa dönüşüyor, herkes sosyal medyayla olan ilişkisini yönetmeli.
Aşk fotoğrafı mı bu?
Adriana Lima ve Metin Hara. Bir aşk fotoğrafı mı bu? Paylaştıkları son kareyi nasıl buldunuz?
Onur Baştürk: “Ayakkabımı çıkarmasaydım, bitmiştin sevgilim” pozu bence. Bu çiftin fazla “prodüksiyon” duran pozlarından ultra sıkıldım ben.
Ömür Gedik: Ben ilk günden beri inanıyorum bu aşka. Bakın devam ediyor. Hâlâ mı sorguluyoruz!
Cengiz Semercioğlu: Nedense o klasik Volkswagen minibüsün arkasından biri çıkıp “ce-eee her şey şakaydı” diyecekmiş gibi geliyor bana hep. Vallahi artık şüphesiz inanmak istiyorum bu aşka ama bu fotoğraflar ortaya çıktıkça “Yahu bir Truman Show’un içinde miyiz acaba” diye sorup duruyorum kendime...
Melike Karakartal: Adriana Lima ilk defa güzelliği yerine iç dünyasıyla daha çok ilgilenen bir erkekle karşılaştığını düşünüyor, o yüzden en azından Lima tarafından bakacak olursak aşk fotoğrafı.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR