Davutoğlu: Kınıyoruz ama mazeret değil
Güncelleme Tarihi:
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de Türkiye sınırı yakınında gerçekleştirilen ve son 24 saatte basına yansıyan infaz görüntülerini yorumladı. Amerikan Time ve Fransız Paris Match dergilerinde yayınlanan fotoğrafların muhaliflerce gerçekleştirilen infaz eylemlerine ait olduğu belirtilmişti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Conrad Otel'de Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ile görüştü. İşte Davutoğlu'nun Baird'le düzenlediği ortak basın toplantısından satır başları:
DAVUTOĞLU:
- Suriye'de son kimyasal saldırıyla bir insanlık suçu işlendiğini ve sorumluların uluslararası hukuk çerçevesinde hesap vermesi gerektiğini teyit ettik. Suriye'deki katliam durdurulmalıdır ve sorumluları cezalandırılmamalıdır.
- Kimyasal silahların teslim edilmesi, şu ana kadar katledilen 100 bin insanı öldürenlerin sorumluluklarından kaçmalarına imkan tanımamalıdır. Her zaman kimyasal silahların tasfiyesini destekleriz. Ama uluslararası kamuoyunun rejimin zaman kazanma taktiklerine boyun eğmemesini de bekleriz.
- Bir yanlış iş şu veya bu tarafça yapıldığında hiçbir şekilde sessiz kalmadık. O yanlış işe 'yanlış' demekten de çekinmedik. Bugün gazetelerde gördüğümüz bazı resimler bu açıdan da bizim perspektifimizden de şiddetle kınanması gereken tablolardır. Hiçbir şekilde mazur gösterilemez. Bu noktada bizim herhangi bir şekilde çifte standart içerisinde olmamız söz konusu değildir. İnsanlık onuruna ve bu anlamda verilen mücadeleye gölge düşüren her türlü uygulamayı açıktan tenkit ederiz, kabul edilemez buluruz.
- Kesinlikle aşırı grupların uyguladığı bu yöntemlere karşı net bir tutum sergiliyoruz, bunları kabul edilemez buluyor, kınıyoruz. Bunların tekrar etmemesi konusunda bütün Suriye'deki taraflara çağrıda bulunuyoruz. Nasıl kimyasal silah ve diğerlerinin kesinlikle telin edilmesi gerektiği konusundaki açık tutumumuz gibi. Bu açık bir tutumdur. Fakat buradan hareketle kimse Suriye halkının ve masum Suriye sivillerinin şu ana kadar yüzbinlercesinin ölümüne ve milyonlarcasının mülteci haline düşmesine sebep olan uygulamalara da bunlar mazeret teşkil etmez. Ülkemizde bulunan 500 bin Suriyeli kardeşimizin hepsi Suriye rejiminin baskıcı tutumundan dolayı kaçmak zorunda kalanlardır. Geçen hafta Cenevre'de yaptığımız toplantıda da 2 milyona aşkın mülteciye ulaşıldığını BM Mülteciler Yüksek Komiseri söyledi. Bunların hepsi Suriye rejiminin şiddetinden kaçan mültecilerdir. Böyle uygulamalardan hareketle Suriye halkının haklı mücadelesi ve masumiyetine gölge düşürülmemelidir
- Maalesef şu anda muhalefet de Beşar Esad'ı kınayamayanlar da biz savaş istiyormuşuz gibi konuşuyor. Biz savaş istemiyoruz . Şu an bile biz bu basın toplantısını yaparken, rejim hava kuvvetleri şehirleri bombalıyor, on binlerce insan Türkiye'ye kaçıyor. Birçok çocuk yetim kaldı, birçok kadın dul kaldı. Kimse hedef saptırmasın. Herkesin öncelikle vazifesi bu vahşeti durdurmaktır. Bizim yaptığımız 'savaşa dur' çağrısıdır.
BAIRD:
- G20'de daha büyük bir kınama çıkmaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradım. Kimyasal silah kullanımı nedeniyle ölenlerin hesabı sorulmalıdır. Sivil halka karşı bu silahların kullanılması çok kötüydü. Kimyasal silahların kullanımı tamamen yasaklanmalı. Dünyada daha güçlü bir iradeyi ortaya koymamız lazım.