Güncelleme Tarihi:
RT'nin Interfax'tan aktardığına göre Rusya'nın başkenti Moskova'da bulunan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, ülkesinin Rusya'nın kimyasal silahları uluslararası denetime açma teklifini kabul ettiğini açıkladı.
Muallim, yaptığı açıklamada, "Dün Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la bir dizi faydalı müzakerede bulunduk ve kendisi kimyasal silahlarla ilgili bir girişim sundu. Akşam saatlerinde Rusya'nın bu girişimini kabul ettik" dedi.
Suriye Dışişleri Bakanı, anlaşmanın "Amerikan saldırganlığının dengesini bozmak" için tasarlandığını da sözlerine ekledi.
Suriye devlet televizyonuna konuşan Suriye Başbakanı Veil Nadir el Halki de "Suriyelilerin kanının dökülmesine engel olmak için" Rusya'nın girişimine destek verdiklerini söyledi.
İLK YORUM LONDRA'DAN
İngiltere Başbakanı David Cameron ise bu gelişme üzerine bir açıklama yaparak, kimyasal silahların teslimiyle ilgili teklifin samimiyetini ispatlama sorumluluğunun Rusya ve Suriye üzerinde olduğunu belirtti.
Teklifle ilgili yanıtlanması gereken ciddi sorular olduğunu vurgulayan Cameron, Suriye'nin kimyasal saldırısına yanıt verme sürecinin sonsuza kadar uzatılamayacağını ifade etti.
Savunma Bakanı Philip Hammond da "Uzun vadede Suriyelilerin elindeki kimyasal silah deposu sorununu çözecek her türlü seçeneği destekleriz. Tarih bize oyalama taktiği olabilecek şeylerden uzak durmamız gerekdiğini gösteriyor. Bunun samimi ve iyi niyetli bir teklif olduğuna ve bir yere varabileceğin dair çok hızlı ve çok net kanıtlara ihtiyacımız var" diye konuştu.
BEYAZ SARAY İKNA OLMUYOR
Bu arada MSNBC'ye açıklama yapan Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Beyaz Saray'ın Suriye'nin Rusya'nın teklifini kabul etme konusunda ciddi olduğunu teyit etmek istediğini zira gelen açıklamalardan şüphe duymak için birçok sebep olduğunu belirtti.
Carney, liderlerle ve Kongre üyeleriyle oylama takvimi üzerine görüşmelerini sürdürdüklerini ancak Kongre'nin onayının zaman alacağını söyledi.
Sözcü, ABD Başkanı Barack Obama'nın bu akşam yapacağı konuşmada neden Kongre'nin askeri operasyon yetkisi vermesi gerektiğini açıklayacağını da sözlerine ekledi.
AB ÖNERİYE DESTEK VERDİ
Rusya'nın, Suriye'deki kimyasal silahların denetlenmesi yönündeki teklifine Avrupa Birliği'nden destek geldi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın Sözcüsü Michael Mann, "Teklifi ilgiyle inceliyoruz. Suriye'de şiddeti azaltacak her öneriyi memnuniyetle karşılıyoruz. Kimyasal silahların kullanım dışına çıkarılması hayati" dedi.
Bu ciddi teklifin tüm taraflarca dikkate alınması ve gereğinin yapılması çağrısında bulunan Mann, AB'nin de üzerine düşen katkıyı vermeye hazır olduğunu vurguladı. Sözcü, "Bu tür süreçlerde herkes hızla sürece bağlılığını bildirmeli ve elbette biz de rolümüzü oynamaya istekliyiz" ifadesini kullandı.
OBAMA İLE PUTİN GÖRÜŞMÜŞ
Bu arada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü de kimyasal silahların uluslararası denetime verilmesi fikrinin geçtiğimiz hafta G20 zirvesi sırasında Putin ile Obama arasında görüşüldüğünü açıkladı.
Sözcü Dimitri Peskov, "Mesele görüşüldü" derken konuyu kimin gündeme getirdiğini açıklamadı. Peskov iki lider arasındaki görüşmeyle ilgili başka detay vermedi.
“KOZMETİK BİR YÖNTEM”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün gece katıldığı bir televizyon programında, Suriye'deki kimyasal silahların uluslararası denetime bırakılması teklifinin Türkiye'yi tatmin etmeyeceğini söylemişti.
Davutoğlu, "Bugün böyle kozmetik bir yöntemle eğer geçmişte uygulanan o büyük suçu unutturmak adına nerede olduğunun tespit edilmesi bile aylar alacak olan bir kimyasal silahlar envanterinin çıkarılması veya devri gibi konuyla zaman kazandırılmaya çalışılırsa, Beşar Esad'ın bundan sonraki katliamlarına yeşil ışık yakılmış olur” demişti.
Bu konuda uluslararası toplumun caydırıcılıktan vazgeçmemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Bunu yapmak zaten bir sorumluluktu. Şu anda da kim kimyasal silahların yasaklanmasına üye değilse yapması gereken bir sorumluluğu yerine getirmemiş demektir. Bunu yapmak, dediğim gibi bir taraftan da zımnen suçu kabul etmektir. O da işin ayrı bir boyutu. Yani bunu yapalım ve 'siz bizi cezalandırmayın' demek aslında bir suç işlediğini kabul etmek demek" değerlendirmesinde bulunmuştu.