Dışişleri: Roj TV benzeri girişimlerin de engellenmesini bekliyoruz
Güncelleme Tarihi:
Danimarka Mahkemesi’nin ROJ TV’nin lisansını iptal etmesinin ardından Dışişleri Bakanlığı’ndan konuya ilişkin açıklama geldi. Açıklamada karardan duyulan memnuniyet dile getirilirken, ’Bu çerçevede, başta AB üyesi ülkeler olmak üzere, uluslararası toplumun ve medya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin PKK terör örgütü ve yandaşlarının hak ve özgürlükleri istismar eden ROJ TV benzeri girişimlerini engellemelerini bekliyoruz’ denildi.
Dışişleri Bakanlığı, Danimarka mahkemesinin ROJ TV’nin lisansını iptal etmesiyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, karardan duyulan memnuniyet verici olduğu belirtilirken, mahkemenin ROJ TV’nin terör örgütü tarafından finanse edildiğinin ve bunun ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin tescillendiği vurgulandı. Aynı gengellemenin ROJ TV benzeri diğer girişimlere de uygulanmasının istendiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: ’Bilindiği üzere, PKK terör örgütü iltisaklı ROJ TV ile ana şirketi ’Mezopotamya Yayıncılık’ın Kopenhag Şehir Mahkemesi’nde görülen ceza davası neticesinde 10 Ocak 2012 tarihinde açıklanan karar ile Danimarka Ceza Kanunu’nun terörizmi ilerletmeyi yasaklayan 114e. maddesini ihlal etmekten suçlu bulunmuş; gerek savunma gerek iddia makamları karara ilişkin olarak bilahare temyize gitmişlerdi.
Bu çerçevede, 29 Ekim 2012 tarihinde başlayıp, 14 Haziran 2013 tarihinde görülen 36’ncı duruşma ile tamamlanan ve neticesi 3 Temmuz 2013 açıklanan temyiz davasında, Doğu Yüksek Mahkemesi’nin, Kopenhag Şehir Mahkemesi tarafından verilen kararı onaylarken para cezasını ağırlaştırmasını ve ROJ TV ile ana şirketine 2003 yılında verilen lisanstan doğan televizyon yayını yapma hakkını süresiz olarak geri almasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Yüksek Mahkeme bu kararıyla, PKK’nın bir terör örgütü olduğunu; ROJ TV’nin PKK terör örgütü tarafından finanse edildiğini; PKK propagandası yaparak terörizmi ilerleten ROJ TV yayınlarının ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini; hak ve özgürlüklerin kamu düzeni ve güvenliğine tehdit oluşturacak şekilde istismar edilmesine müsamaha gösterilemeyeceğini ve kanalın çalışanlarının terör örgütü ile yakın ilişki içinde bulunduklarını tescil etmiştir. Böylelikle, bazı mihrakların davayı siyasileştirme ve hukuki zeminden saptırma yönündeki gayretleri sonuçsuz kalmıştır.
Hiç kuşkusuz, Yüksek Mahkemenin bu önemli kararı terörle mücadelenin hukuki yönden uluslararası camia için emsal teşkil edecektir. Bu çerçevede, başta AB üyesi ülkeler olmak üzere, uluslararası toplumun ve medya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin PKK terör örgütü ve yandaşlarının hak ve özgürlükleri istismar eden ROJ TV benzeri girişimlerini engellemelerini bekliyoruz.’