Güncelleme Tarihi:
DEMOKRATİK Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ile BDP Eşbaşkan Yardımcısı ve Van Milletvekili Nazmi Gür, Başbakan Erdoğan’dan bir hafta sonra, görüşmeler yapmak için Washington’a geldi. Ve tıpkı Erdoğan gibi ABD'li yetkililerle Suriye meselesini konuştu. Türk, toplantılardan sonra yaptığı açıklamada Suriye’de ABD'lilerle aynı düşündüklerini söyledi.
ÜÇ TOPLANTI OLDU
Ahmet Türk ve Gür, Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Beyaz Saray'dan gelenlerin de olduğu kişilerle üst üste üç toplantı yaptı. Normalde görüşmelerden birinin Beyaz Saray'da olması gerekiyordu ancak Türk'ün kalp pili taşıması ve Beyaz Saray'daki üst düzey güvenlik önlemlerinin Türk'ün kalp piline zarar verebilecek tarama yöntemleri içermesi nedeniyle o toplantı da Dışişleri'ne alındı. Ve görüşmelerde Türkiye'deki çözüm süreci, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'daki durum ele alındı.
Türk, Suriye konusunun görüşmelerinde büyük bir yer tuttuğunu, bunun Türkiye'deki çözüm süreciyle beraber ele alındığını belirterek şunları söyledi:
HASSASİYET VAR
"Ben ABD'lilerin sürecin hassasiyetinin bilincinde olduklarını görüyorum. Çünkü meselenin sadece PKK ile silahların susturulması olayı olmadığını, Ortadoğu'da artık Kürtlerin önemli bir aktör olduğunu, Kürtlerin geleceğini düşünmeden Ortadoğu'ya barışın ve istikrarın gelmeyeceğinin herkes farkında. Hatta Suriye'deki çözümün ancak Kürtler ve muhalefetin bir araya getirilmesiyle, Kürtlerin geleceğiyle ilgili yaklaşımlarla bunun demokratik bir sürece dönüşebileceğini açık açık söyledik. Esad'ın gitmesiyle her şey çözülmüyor. Suriye'deki herkesi kucaklayan bir anlayış olmazsa sonuçta bir iktidar değişikliği olur, başka bir şey olmaz. El Nusra'nın, El Kaide'nin orada muhalefetin bir parçası sayılması, Suriye'nin geleceği için bir yara".
İKİSİ BAĞLANTILI
Türk, "Suriye'deki Kürtlerin geleceği ne kadar Suriye halkını ilgilendiriyorsa, Suriye'deki Kürtlerin dışlanması Türkiye'deki barış sürecini de çok derinden etkileyecektir" derken Suriye'deki durumla çözüm sürecinin iç içe olduğunu ilk kez açıkça ifade etti. "Suriye'ye demokrasi isteniyorsa şu andaki politikanın bunu getirmeyeceği yönündeki düşüncelerimizi söyledik. Yani El Nusra'yı desteklemekle, El Kaide'yi oraya sokmakla bunun olmayacağını... Burada (ABD'nin) bizim gibi düşündüklerini ben hissettim" diyen Ahmet Türk, Türkiye'nin Suriye politikasının ise çözüme katkı sağlamadığını belirtip şöyle konuştu:
TÜRKİYE DEĞİŞMELİ
"Türkiye, Suriye'ye demokrasinin gelmesini istiyorsa, Türkiye başbakanı siyasetini gözden geçirmek zorundadır. Bugüne kadar Suriye Kürtlerine karşı çok dostane olmayan tavrını gözden geçirmek zorundadır. Kürt sorunu çözülmediği müddetçe Türkiye'de ne öncülük yapabilir ne de önemli bir aktör olabilir. Kürtsüz bir Ortadoğu’da demokrasinin gelişmesinin mümkün olmayacağı görülüyor. Kürtlerle dostane bir ilişki kurmadan, başka türlüsünün Türkiye’ye de bir şey kazandırmayacağı görülüyor".
ABD İLE AYNIYIZ
Türk, "Suriye'de ABD Yönetimi ile aynı görüşte olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?" sorusuna ise "Evet. Bu El Kaide'yle, El Nusra'yla demokratik bir Suriye'nin oluşmayacağında... Bütün farklılıkların kendini özgürce yaşatabileceği, özgürce kendini ifade edebileceği bir Suriye projesini hayata geçirmek gerekir. Bu konuda bizim gibi düşündüklerini kendileri de çok açık bir şekilde ifade etti" diyerek yanıt verdi.
BARIŞ SÜRECİ
Türk, ABD Yönetimi'nden Türkiye'deki çözüm sürecinde bir beklentileri olup olmadığı konusunda ise şöyle konuştu: "Biz bu meselenin içeriden çözümünü esas alan bir yaklaşım gösteriyoruz. Bu sorunu Türkler ve Kürtler çözmeli. Yerelde çözmeli. Halklar kendi sorunlarını kendileri çözmelidir. Ama tabii ki bir barış ortamının sağlanması sadece Türkiye'yi, Kürtleri, Ortadoğu halklarını ilgilendirmiyor, bütün dünyayı ilgilendiriyor. Cesaret verebilirler. Bu konuda katkıları olabilir. Ama biz asla ve asla birileri gelsin, müdahale etsin, haklarımızı alsın yönünde bir yaklaşım içinde değiliz. Ama demokratik bir Ortadoğu için herkes bu konuda katkı sunabilir."
PKK KONUŞULMADI
Türk, görüşmelerde PKK'nın ABD tarafından açıklanan terörist organizasyonlar listesinden çıkarılmasının konuşulup konuşulmadığı konusunda ise bunun gündeme gelmediğini söyledi ancak şöyle dedi: "Kürtler demokratik yöntemlerle sürecin geliştirilmesi konusunda büyük bir çaba gösterirse o zaman Kürtleri terörist listesinde tutmak anlamsız".