Metehan DEMİR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2013 00:00
Dünyanın en sıkı korunan binalarından biri olan Beyaz Saray’a giriş de doğal olarak çok zor oldu.
Ancak buna rağmen 100’den fazla Türk gazeteci Rose Garden denilen bölümdeki basın toplantısına girmeyi başardı. Amerikalı ve diğer yabancı gazetecilerle birlikte içeride 200’e yakın basın mensubu yer aldı.
2.5 saat süren heyetler arası görüşme her yıl Washington’a yapılan ziyaretlerdeki Türk basınının gelenekselleşmiş ritüelini de bozmadı. Bu görüşme de planlanandan 45 dakika uzun sürdü ve esprilere neden oldu.
Amerikalı gazetecilerin gündeminde ABD’yi sarsan ve çay partisi skandalı olarak bilinen “muhaliflere vergi incelemesi” soruları vardı.
İçerideki görüşmelerde Amerika’nın ikramı zayıftı. Sadece kahve ile çay ikram edildi.
Basın toplantısına Başbakan Erdoğan’ın mavi gömlek üzerine turkuaz renkli kravatı dikkat çekerken, Başkan Obama, klasiğinden vazgeçmedi ve mavi tonda kravat kullandı.
Yağmur bir ara etkisini artırınca devreye Amerikan deniz piyadeleri girdi. Obama’nın “şemsiye getirin” uyarısıyla iki deniz piyadesi esas duruşta iki lidere şemsiye tuttu.
Başbakan Erdoğan, konuşması tam yağmurun etkisini artırdığı sırada bitince yanlış anlaşılmamak için, “Yağmurdan kaçmıyorum. Aklınıza bir şey gelmesin, yağmur berekettir” esprisi yaptı.
Görüşmeye 1+ Başbakan haricinde Türk tarafından 13 isim daha katıldı. Bu, ilk kez katılımın bu kadar yüksek sayıda olması açısından dikkat çekti.
Son dönemlerde yurtiçi ve yurtdışı tüm kritik gezilerde görmeye başladığımız Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Beyaz Saray’da da vardı.
Bakanların yanı sıra AK Parti’nin üç yöneticisi Ayşenur Bahçekapılı, Numan Kurtulmuş, Mevlüt Çavuşoğlu da içeride hazır bulundu.
Başbakan’dan sonra görüşmelerin en kıdemlisi, bugüne kadar en çok toplantılara katılan isim olarak Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’tı.
Obama’nın basın toplantısında, “Sayın Erdoğan benden daha çok yol almış, ondan öğreneceklerim var, kız çocuk yetiştirmede” diye açıklaması ve akşamki yemeğe atıfta bulunması basın toplantısını daha sempatik bir havaya soktu.
Ziyaret boyunca kalabalık gelen Türk heyetini en iyi alışveriş merkezlerinde, akşamları da en seçkin et lokantalarında ve restoranlarda görmek mümkündü. Zaman zaman bazı restoranlar Türklerin şehir lokali görüntüsünü verdi.