Barış gelince de barış dili susmamalı

Güncelleme Tarihi:

Barış gelince de barış dili susmamalı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2013 00:00

“BARIŞ gazeteciliği” semineri için İstanbul’da bulunan ve bu alanın dünyadaki en saygın isimlerinden olan ABD’li Dr. Susan Dente Ross, “Barış dili her zaman lazım. Türk medyası bu süreçte öğrendiklerini, Kürt sorunu çözüldükten sonra da unutmamalı” dedi.

Haberin Devamı

Washington Devlet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan, TODA Barış Gazeteciliği Araştırma Grubu koordinatörü ve barış çalışmaları ile ilgili araştırmalar yapan PAXİM Araştırma Grubu kurucusu Dr. Susan Dente Ross, alanında en saygın isimlerden. Yunanistan, İsrail-Filistin, Kuzey Kıbrıs, Bosna-Hersek, Lübnan gibi ülkelerde yaşayıp barış gazeteciliği üzerine bilimsel çalışmalar yapmış bir uzman. Ross, Basın Enstitüsü Derneği ile Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin geçen perşembe Hürriyet sponsorluğunda düzenlediği, önde gelen çok sayıda gazeteci ve akademisyenin katıldığı ‘Barış Süreçleri ve Medya Semineri’nde bir konuşma yaptı. Seminerin ardından Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Dr. Ross, özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

'BU ÇATIŞMA NE İÇİN’ DİYE SORMALI

“Ülke içi veya ülkeler arası çatışmalarda gazeteciler ‘Nasıl gidiyor, kim yeniyor’ diye değil, ‘Bu çatışma ne için’ sorusuna yanıt aramalı. Tarafsızlık mutlak değildir. Şiddete karşı şiddetsizliğin, savaşa karşı barışın tarafını tutmak gerektiği aşikâr. Vietnam Savaşı sürerken ABD’de ünlü televizyoncu Walter Cronkite böyle yapmış ve tüm toplumu peşine takarak barışa ön ayak olmuştu. Bugün Türkiye’de de barış gazeteciliği mümkün. İrlanda’da, Hindistan’da, Kenya’da ve daha birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de barış dili toplumun tamamı lehine sonuç verecek bir dönüşümü tetikleyebilir. Örneğin ölenlerin sayısı ve kazanılan alan yerine, yıkılan ailelerin acısı gibi insani detaylar daha çok paylaşılmalıdır.”

ÖNCÜLÜK EDEN TARİHE GEÇER

Yarın Hürriyet Dünyası’nda da bir konuşma yapacak olan Dr. Ross, şöyle devam etti:

“Barış gazeteciliği kendine acımak da değildir; ama ötekini anlamak ve toplumsal uzlaşıyı inşa etmektir. ‘Biz’ ve ‘Onlar’ asla ‘İyi’ ve ‘Kötü’ karşıtlığına indirgenemez. Barış için her iki taraf da mutlaka karşı mahalleye gitmeli, ayrılıkları değil, ortaklıkları vurgulamalı. Kürt Sorunu çözüldükten sonra da Türk medyası barış dilini terk etmemeli. Barış gazeteciliği her zaman, içeride ve dışarıda, her çatışmada uygulanmalıdır. Bugün barış dilinin öncülüğünü yapanları yarın tarih hayırla yad edecek.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!