Güncelleme Tarihi:
Paris’te kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitiren Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor.
Soruşturmanın gizliliği ilkesi nedeniyle, soruşturmaya ilişkin ancak damla damla bilgiler sızıyor. Cinayetin üzerinden bir hafta geçti ve esrar perdesi de kalkmış değil. Dün bu soruların yanıtını bulmak için Elysee Sarayı ve hükümet koridorlarında dolaştık. Fransa’da siyaset koridorlarında olup bitenleri en yetkili ağızlardan dinledik.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, cinayetin hemen ardından PKK’lı üç kadından birini tanıdığını sık sık partililerle görüştüğünü söyledi. Hollande’ın açıklamasının hemen ardından bu kadının Rojbin kod adlı Fidan Doğan olduğunu yazmıştık. Dünkü görüşmelerimizde bunu sorguladık. Ve tabii hükümet kaynaklarından soruşturmanın gidişi ve sosyalist hükümetin bu cinayeti aydınlatma konusundaki kararlılığını sorguladık. İşte hükümet özellikle de soruşturmayı araştıran İçişleri Bakanlığı ve Elysee kaynaklarından edindiğimiz bilgiler...
SOSYALİST BAKAN VE VEKİLLERİ TANIYOR
Fidan Doğan’ı İçişleri Bakanı Manuel Valls de şahsen tanıyor. Sosyalist Parti kaynakları, Fidan Doğan’ın sosyalistlerin tanıdığı bir yüz olduğunu belirterek, “Partimizin Ekim ayı sonunda Toulouse kentinde yapılan parti kongresine de katıldı. Pek çok milletvekilimiz, Hollande ve Valls dahil önemli sayıda yönetici sık sık toplantılarımıza katılan ve bizimle görüşen Fidan Doğan’ı tanıyordu. Bu yüzden de Doğan’ın öldürülmesi karşısında pek çok sosyalist politikacı şok oldu” ifadesini kullandı.
KATİLLERİ TANIMA İHTİMALİ YÜKSEK
Hükümet kaynaklarından edinilen bilgiye göre ise soruşturma halen devam ediyor. Dün akşam itibarıyla henüz sonuca ulaşılamadı. Ancak son bulgulara göre, bugüne kadar tekrar ettiğimiz detaylara birkaç yeni bilgi eklenebiliyor. Saldırganlar birden fazlaydı. Apartman çok küçüktü ve cinayet hızla işlendi. Saldırganlar kapının kodunu bilerek içeri girdiler ve hızla, kan gölüne çevirdikleri odadan kapıyı kilitleyerek ayrıldılar. Sıkılan kurşunlar aynı kalibre (7.66 mm) ama farklı markalarda. Bu da iki ayrı silahtan sıkılmış ya da tek silahtan kullanılan farklı marka kurşunlar olabilir. Araştırma sonuçlanmadan, hangi ihtimal doğru, bunu kimse söyleyemez. Manuel Valls’in de ziyaret ettiği dairede tek bir zorlama, eşyalarda dağınıklık yoktu. Yani bir itişme, bir çatışma yok. Bu da tanıdıkları biri olduğu ihtimalini çok güçlendiriyor. Katillerin birden fazla olduğuna ve tanıdık oldukları ihtimaline güçlü bir şekilde inanılıyor. Son derece uzun izlemeler sonucu, birden fazla kişi tarafından, profesyonelce işlenen bir cinayet.
SADECE BİRİ PALTOLUYDU
Kaynaklar, ‘üç kadından yalnızca birinin üzerinde palto vardı’ diyor. Daha önce bize 3’ünün de üzerinde palto olduğu söylenmişti. Bu da iki yeni fikri akla getiriyor. Kadınlar eş zamanlı olarak büroya gelmediler. En son gelen, üzerinde paltosu olan, yeni gelmişti ve takip edildi. Katilleri büroya getiren oydu. Ya da bu kişi çıkmak üzereydi. Gelenlere kapıyı açan kişi olabilir. Soruşturma bütün bu elemanlar düşünülerek sürüyor.
ÜÇLÜ SENARYO
Son soru ise bu cinayeti kimin işlediği sorusu. Sosyalist Hükümet de bu sorunun yanıtını merak ediyor. Hükümet kaynakları, bugüne kadar tekrarlanan üç ihtimal üzerinde duruyor. Türk istihbaratı içinde barış sürecini istemeyenler, PKK içinde barışı istemeyenler, üçüncüsü ise PKK içi hesaplaşma... İçişleri Bakanlığı parti içinde bir hesaplaşma ihtimaline çok inanmıyor. Ama ‘PKK para ilişkileri yüksek olan, milyonlarca Euro’yu yöneten bir örgüt. Örgüt içinde bir hesaplaşma ihtimalini göz ardı etmiyoruz ama bunun çok zayıf bir ihtimal olduğunu düşünüyoruz’ diyorlar. Türkiye’den gelen bir saldırı olma ihtimalinde ‘derin güçleri’, PKK içinden gelmesi durumunda da dış servis bağlantılarını gözardı etmiyorlar. Yetkililer soruşturma ekiplerinin bu üç pist üzerinden yürütüldüğünü dile getiriyorlar.
FRANSA ÇATIŞMALARA EVSAHİPLİĞİ YAPMAK İSTEMİYOR
Bu suikastın gündüz gözü ile Paris’in göbeğinde bu kadar kolaylıkla ve soğukkanlılıkla işlenmesi Hollande hükümetini rahatsız ediyor. Mali’ye askeri müdahale ederek cihatçı örgütlerin öfkesini üzerine çeken Hollande iktidarı, bir de topraklarında PKK-Türkiye çatışmasına ev sahipliği yapmayı kesinlikle istemiyor. Bir hükümet üyesi, “Fransa’nın yeniden 1970’li yıllarda Alman Bader-Meinhof çatışmalarında olduğu gibi çatışmalara zemin olmak istemiyoruz. Bu bizi çok rahatsız ediyor. Bu saldırının faillerini bularak adalete teslim edip bu gidişi burada durdurmakta kararlıyız” diyorlar.