Güncelleme Tarihi:
Fransa’nın en önemli gazetelerinden Liberation, 7.65 mm'lik "otomatik silah" vurgusunu yaparken, gazeteye konuşan bir terörle mücadele uzmanı, "Kadınlar kapıyı, tanıdıkları ya da tanımadıkları (postacı gibi) biri geldiği için kendileri açmış olmalı" yorumunu yaptı.
Bir polis kaynağı da üç kadından birinin erkek arkadaşının, Çarşamba günü boyunca kız arkadaşından haber alamadığı için, binaya gittiğini ve cansız bedenleri bularak durumu kendilerine ihbar ettiğini aktardı.
OTOPSİ SONUÇLARI
Liberation'a konuşan bir polis kaynağına göre kadınlardan bir tanesi kafasına dört kurşun sıkılarak, diğer ikisi ise yine kafalarına sıkılan üçer kurşunla öldürüldü.
Yargı mensuplarının verdiği bilgiye göre 1998 yılından beri Fransa'da siyasi sığınmacı olan Sakine Cansız'ın Fransa'daki adli sicili "bomboş". Bir istihbarat yetkilisinin ifadeleri ise çok çarpıcı: "Kürt aktivistler arasında son zamanlarda ihtilafların çoğaldığına şahit oluyorduk. Bunlar bazen, özellikle de PKK'ya aktarılan paralar söz konusu olduğunda, şiddet ve hesap görmeye kadar varabiliyordu. Ama bu raddeye hiç ulaşmamıştı."
CENAZELERİ TÜRKİYE'YE GELECEK
Anadolu Ajansı, öldürülen PKK'lıların ailelerinin cenazeleri teslim aldıktan sonra defnetmek için Türkiye'ye getireceklerini bildirdi.
Sabah saatlerinde de, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez adlı kadınlar için Ahmet Kaya Kültür Merkezi'nde fotoğraflarının bulunduğu bir anma köşesi oluşturuldu, ziyaretçilerin taziyeleri burada kabul edildi. Cinayetlerin işlendiği binanın kapısının önüne de sabah saatlerinden itibaren gelen ziyaretçiler tarafından mum ve çiçek bırakıldı.
Reha ERUS / ROMA Libero: Paris’te son katliam. Üç Kürt kadın aktivist öldürüldü. Ankara “PKK’nın iç hesaplaşması” derken Kürtler “Türkiye’nin derin devletinin işi” ısrarındaPKK İNFAZLARINA İTALYAN MEDYASINDAN TEPKİLER
La Repubblica: Erdoğan’ın barış çabaları bu infazlarla söndü. Ya bir iç hesaplaşma ya da Ankara’nın şahinleri Öcalan ile anlaşma zeminine darbe indi.
Corriere della Sera: Susturucu ile enseye sıkılan kurşunlar üç Kürt kadın aktivisti katletti. Paris sokaklarında “Katil Türkiye” sesleri yükseldi. Ankara ile Öcalan arasında ki müzakereler durdu.
Il Messaggero: Öcalan ile Türk devleti arasında barış çabaları sırasında üç Kürt PKK’lı kadın Paris’te katledildi. Türkiye suçlanıyor. Ama Ankara, “Örgütün iç hesaplaşması” üzerinde ısrar ediyor.
Il Giornale: Paris’in göbeğinde karanlık işler. Öcalan’ın üç kadını öldürüldü. PKK ile Ankara arasında barış görüşmeleri durdu. Dış güçlerin parmağı var mı? Bu araştırılıyor.
RAI Radyo 1: Paris’te üç Kürt kadın militan katledildi. Gözler Ankara’ya çevrildi. Erdoğan örgüt içerisindeki iç hesaplaşmadan söz ediyor.
Le Parisien gazetesi de haberinde olay yeriyle ilgili detaylı bilgiler verdi. Maktullerden ikisinin bir sehpanın ayaklarının arasında, üçüncüsünün ise bir kanepenin yanında uzanmış halde bulunduğu ifade edilen haberde soruşturmaya yakın kaynakların ifadelerine dayanılarak kullanılan silah ya da silahların 7.65 mm kalibrede olduğu belirtildi.
Haberde bu tür silahların, büyük mafya örgütlerinin kullandığı bir tür olmadığına, yani yaygın bir silah olduğuna vurgu yapılırken kadınların kıyafetlerinin de bir yerden gelmiş ya da bir yere gitmek üzereymiş gibi olduğu belirtildi. Odada, içindeki kıyafetler özenle katlanarak dizilmiş kıyafetler bulunan bir valiz olduğuna dikkat çekildi. Maktullerin içlerinde para ve cep telefonları bulunan el çantalarının alınmamış olması ise hırsızlık ihtimali olmadığının kanıtı olarak değerlendirildi.
İMKANSIZ HATTA GÜLÜNÇ
Le Figaro’ya konuşan bir terörle mücadele uzmanı polis, “Türk devletinin bu türden bir operasyonu Fransa'da gerçekleştirmesini pek mümkün görmüyorum. Polisiye ve adli konular, Paris ile Ankara'nın en iyi yardımlaştığı iki alan. Fransız terörle mücadele yargıçlarıyla Türk mevkidaşları arasında bilgi paylaşımları oluyor. Bu şartlarda, bu olayın arkasında bir istihbarat işi olduğunu varsaymak imkânsız, hatta gülünç” dedi.
Bir terörle mücadele yargıcı da yine Le Figaro'ya, “Türk istihbaratının bizim topraklarımızda Kürtlere karşı bir operasyon düzenlediğini, özellikle de içinde bulundukları müzakere sürecinde düşünmek çok zor” diye konuştu. Bununla birlikte gazete, hiçbir varsayımın çerçeve dışında tutulmadığını vurguladı. Habere göre ilk etapta bunun bir PKK içi hesaplaşma olup olmadığına bakılıyor. İkinci ihtimalse, “Bozkurtlar” olarak görülüyor.
ZAMANLAMA VURGUSU
Uluslararası basında en çok dikkat çekilen nokta ise saldırının Türkiye’de İmralı’yla barış görüşmelerinin yapıldığı bir döneme denk gelmesi oldu.
Örneğin, Washington Post gazetesi, “Paris’teki saldırı Türkiye-PKK görüşmelerini rayından çıkaracak mı?” başlıklı yorumunda “Türk milliyetçiler ve Kürt yetkililer cinayetler nedeniyle birbirini suçluyor. Bu saldırı Türk hükümetiyle hapisteki bir PKK lideri arasında son dönemde yapılan barış görüşmelerini rayından çıkarma tehdidi taşıyor” denildi.
Yorumda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ile PKK’nın Avrupa’daki lideri Zübeyir Aydar’ın açıklamalarına da yer verilerek, “İç hesaplaşma mı derin devlet mi?” sorusuna yanıt arandı.
New York Times ise saldırıyla ilgili farklı teoriler olduğunu ancak kanıtların sadece "iyi planlanmış bir iş"e işaret ettiğini ifade etti. Paris Savcılığı Sözcüsü gnès Thibault-Lecuivre gazeteye yaptığı açıklamada, "Bu aşamada hiçbir hipotezi göz ardı edemeyiz" diye konuştu.
"SABOTAJ GİRİŞİMİ"
İngiliz Guardian gazetesi ise Türkiye’deki Kürt grupların bu saldırıların barış görüşmelerine yönelik bir sabotaj girişimi olduğu yorumlarına dikkat çekti. Örneğin DIHA haber ajansı muhabiri Mehmet Ali Ertaş gazeteye yaptığı açıklamada, “Bu cinayetler çok önemli bir anda yaşandı. Hem askeri operasyonlar hem de görüşmeler devam ediyor. Görünen o ki birileri barış süreci ihtimaline sekte vurmaya çalışıyor, birileri kaos yaratmaya çalışıyor” dedi.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı İhsan Kaçar ise cinayetlerin Türkiye’de henüz başlamakta olan barış sürecine verilen olumlu tepkileri zayıflatma amacını taşıyor olabileceğini belirterek, “Öcalan’la yapılan görüşmelerden çok umutluydum ama Paris’teki cinayet haberini okuyunca umutlarım yıkıldı” dedi.
Gazetede ayrıca geniş bir Sakine Cansız portresine yer verildi. Portrede Cansız’ın Kürt kadın hareketinin en önemli lideri olduğuna vurgu yapılarak Öcalan’ın 1999’da yakalandığı zamanki sözleri hatırlatıldı.
"TÜRKİYE'NİN SAVAŞI"
Independent gazetesinin de başlık seçimi dikkat çekti: "Türkiye'nin savaşı Paris sokaklarında"...
Financial Times, Fransa'nın eski terörle mücadele savcısı Jean-Louis Bruguiere gibi isimlerin görüşlerine Öcalan'ın barış sürecini reddeden muhalif PKK'lıların cinayetleri işlemiş olmasına daha çok ihtimal verdiğini belirtti. Tam nedenin anlaşılması için zamana ihtiyaç olduğunu ekleyen Bruguiere, üç kadının para anlaşmazlığı ya da dışarıdan bir grubun saldırısı sonucu da öldürülmüş olabileceklerini söyledi.
Times gazetesi ise “Kürtlerin Davası” başlıklı başyazısında, “Türkiye'de hükümet ile Kürtler arasındaki yakınlaşma işaretlerinin Paris'te işlenen zalimce cinayetlerin nedeni olabileceğini” belirtirken “Bu suçlar istikrar arayışını rayından çıkaramaz” ifadelerini kullandı.
Gazete, Kürtlerin hak arayışını desteklemekle beraber, PKK konusunda çok ilginç bir yoruma da yer verdi: “Öcalan bir Nelson Mandela değil.”
İngiltere'nin bir diğer önemli gazetesi Daily Telegraph ise haberinde hükümet sözcüsü Bülent Arınç'ın ölümler nedeniyle duyduğu üzüntüyü ifade ettiği sözlerine yer verdi. Gazete Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Senegal'deki "Yorum yapmak için çok erken" açıklamalarını da hatırlattı.