Güncelleme Tarihi:
Lübnan’ın El Akbar gazetesine konuşan Şara, Suriye’de bugün ne parçalı muhalefetin ne de Şam hükümetinin Suriye halkının tamamını temsil etme noktasında olduğunu söyledi.
Gazete Suriye’de karar alma mekanizmalarının dışında tutulan Şara’nın konutunun ve hareketlerinin, karar alma mekanizmalarının içindeki kişiler kadar yakından izlendiğini belirterek, “Şara’nın günlük olaylar konusunda kendi görüşleri, eleştirileri ve kaygıları var. Bunları resmi toplantılarda ifade etmeyi sürdürdü ancak medyaya açıklamadı” ifadelerini kullandı.
"Hiçbir muhalefet bu savaşı askeri olarak bitiremez, güvenlik güçleri ve ordu ise nihai bir sonuca ulaşamaz" diyen Şara, siyasi ve askeri çözümden her gün biraz daha uzaklaşıldığını söyledi.
DAHA FAZLA SESSİZ KALAMADI
Bununla birlikte Şara’nın artık kaygıları nedeniyle sessiz kalamayacağını ifade eden El Akbar gazetesindeki röportaj haberden bazı dikkat çekici satır başları ise şöyle:
- Şara, Suriyelilerle tarihi ilişkilerine sadık kalan Rus halkının bir dostu. Çin’le ilgili anılarından sevgiyle bahsediyor. İran’ın ise sadece rejime değil Suriye’ye en yakın güç olduğunu düşünüyor. Şara’ya göre devrimin ardından İran-Irak Savaşı yaşanmasa bu ülke çok büyük bir demokrasi deneyi olacaktı.
- Şara için en üzüntü verici şeylerden biri Suriye’nin ABD’nin Irak’taki başarısızlığından ve Batılı güçlerin Afganistan’dan çekilmesinden faydalanamamış olması. Şara’ya göre İran, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkeleri ABD’nin çekilmesinden faydalanabildi ancak Suriye çok büyük bir krize battı.
- Kendisiyle irtibat kuran herkese bir geçiş hükümetine liderlik etmeyeceğini ve böyle bir isteği olmadığını ifade eden Şara, ilk günden bu yana Beşar Esad’ın yanında oldu. Ancak 2011’de krizin başladığından bu yana Esad’ın şansının azaldığına inanan Şara, buna rağmen Esad’ın sözünün dışına çıkmıyor, arkasından iş çevirmiyor. Taraf değiştirdiğini yazan medya kuruluşlarıyla ise dalga geçiyor. Bununla birlikte Esad'ın kararlarının tartışılamaz olmasını da eleştiren Suriyeli siyasetçi, "Bazıları bir karar aldıklarında, masalarının üzerinde bulunan duvardaki portreyi (Beşar Esad) işaret ederek bunun tartışılmaya açık olmayan bir talimat olduklarını ima ediyorlar" diye de konuştu.
- İki muhalif hareket arasında önemli bir fark olduğunu ifade eden Şara, hem Arap Birliği’nin hem de Suriye hükümetinin birçok hata yaptığını belirterek, “Barışçıl protestocuların sayısındaki düşüş, bir şekilde militanların yükselişine neden oldu. Vatandaşların güvenliğini sağlamak devletin görevi olsa da bu krize askeri çözüm bulmaktan daha farklı bir durum. İki meselenin birbirine karıştırılmaması gerekiyor. Suriyeliler arasında bir diyalog gerekiyordu ancak işler o yönde ilerlemedi. Kriz Araplaştırıldı. Arap Birliği’nin kurucularından olan Suriye’nin üyeliği meşruiyet ya da Suriyelileri ikna edecek bir yer olmadan askıya alındı” dedi.
- Krize askeri ve siyasi olarak çözüm bulunması ihtimalinin her geçen gün biraz daha uzaklaştığını ifade eden Şara, “Suriye’nin varlığını savunmamız gerekiyor. Bir bireyin ya da bir rejimin hayatta kalması için savaşmıyoruz. Suriye’nin sorunları vatandaşların günlük hayatından uzak tutulamayacak kadar çoğaldı ve karmaşıklaştı” diye konuştu.
- “Çözüme ulaşmak için birçok meseleyle baş edilmesi gerekiyor. Kimse işlerin önceden olduğu haline döneceği yanılgısına kapılmış değil, zira zamanı geri çeviremezsiniz. Şu anki seçeneğin bizi nereye götüreceğinden emin değilim. Size Başkan’ın bile tatmin edemeyecek bir cevap vereceğini söylesem muhtemelen şaşırırsınız” diyen Şara’ya göre çözümün gerçekçi olması için en üst seviyelerde adımlar atılması gerekiyor.
- Sivil, silahlı ve yurtdışı bağlantılı farklı gruplardan oluşan Suriye muhalefetinin de, şu anki iktidarın da Suriye halkının meşru temsilcisi olma iddiasında bulunamayacağını ifade eden Şara, “İki taraf arasındaki güven kaybıyla ve dolayısıyla doğrudan diyalogun imkansızlaşmasıyla elde edilecek tek sonuç sürekli yıkım olacaktır ki bu da sadece İsrail işgaline yarayacaktır” ifadelerini kullandı. Şara bugün Suriye’de yaşananları 1990’larda Doğu Avrupa ülkelerinde yaşananlarla kıyasladı.