Güncelleme Tarihi:
DEMOKRAT TAKTİĞİ
Demokratlar 2000’de Al Gore ile George W Bush’a karşı ülke genelinde daha çok oy almalarına rağmen, Florida gibi kritik eyaletleri kaybedip başkanı belirleyen seçici delegelerde başkanlığı kaybettikleri zaman taktik değişikliğine gittiler. Ülkede siyasi kutuplaşma arttığından karşı taraftan bir seçmen kazanmak zor hale gelince… Karşı partinin tabanına yönelik çalışmaktansa ülkede potansiyel seçmenler üzerinden yüzde 60’larda dolanan oy verme oranını da düşünerek kendi seçmenlerini sandığa götürmeye öncelik tanıdılar.
CHICAGO USULÜ
22 yıl boyunca Chicago Belediye Başkanlığı yapan Richard Daley’ye mal edilen ve “ground game” (saha çalışması) denilen taktiği Demokratların başkanlık kampanyasına en iyi uygulayan, yine Chicago’dan çıkma Barack Obama ve onun kentten arkadaşı stratejist David Axelrod oldu. 2008’de işledi. Demokratlar 2012’de de bir gönüllü ordusuyla kapı kapı dolaşıp sandığa seçmen taşıma oyununu sürdürdü.
KATILIM REKORU
Her ne kadar anketlerde Obama’yı destekleyen tabanın 2008’e göre daha az heyecanlı olduğu çıksa da, ground game taktiğiyle 2008’de Obama’ya oy verme oranı yüzde 93 olan siyahların katılım oranı bazı bölgelerde 2008’i bile geçti. Örneğin Pensilvanya’da bu sayede Obama’nın zaferi sandıkların kapanmasından sadece 1.5 saat sonra ilan edildi. Böylece kayıtlı seçmen üzerinden yüzde 90 olan 2008 seçimlerinin katılım oranına ulaşıldı.
ÜLKE ÖNEMLİ DEĞİL
Demokratlar ayrıca ground game’i uygularken, iki tarafa da kayabilecek eyaletlere odaklandılar. Ve kamuoyuna açık kişisel bilgileri edinip bu eyaletlerdeki seçmenlerle bire bir ilişki kurarak, tüm enerjilerini hedefe yönelik harcadılar. Ülke genelinde bir seçim stratejisi yerine mikro çalışmayla sadece ihtiyaçları kadar oyu hedeflediler. Bu yüzden Cumhuriyetçilerin ağırlıklı olduğu eyaletlerde oyları belki daha da düştü. Ama seçim sistemi içerisinde amaca yönelik hareket etmiş oldular.
VE KOTARDILAR
Sonuçta bir yıl süren kampanyaları sonunda da Cumhuriyetçiler’den 2000’in intikamını almış oldular. Şimdiye kadar açıklanan oy oranlarına göre (TSİ 07.00) ülke genelinde Cumhuriyetçilerle yüzde 49-49 başa başlar. Aldıkları oran 2008’deki yüzde 53’ün çok altında. Hatta belki Cumhuriyetçilerin gerisinde dahi kalacaklar. Ama ülke geneli oyuna değil delegeye odaklanarak daha zeki davrandılar ve seçimi kotardılar.
SON ILIMLI
2012 Kampanyası elbette şimdi Cumhuriyetçilere de birçok açıdan ders olacak. Romney parti içindeki ön seçim döneminde rakipleri Newt Gingrich ve Rick Santorum’un ağır saldırılarına uğramış ancak yine de partideki John McCain gibi önemli isimlerin desteğini alarak Cumhuriyetçi Parti’yi Çay Partisi ve Gingrich gibi aşırılara bırakmamıştı. Birçok yorumcuya göre bu yenilgiden sonra Romney artık Cumhuriyetçi Parti içindeki son ılımlı aday olacak. Çünkü Amerika’yı iki yıldır sallayan Çay Partisi, 2016 adaylığına bütün ağırlığını koyacak. “Şimdiye kadar hep sizin dediğiniz oldu, şimdi sıra bizde” diye…