Güncelleme Tarihi:
Hiç kuşkusuz, başbakanın kamuoyuna sunduğu gibi değil gelişmeler. Türkiye’de hiç kimse Esad gibi bir diktatörün arkasında durmuyor. Tersine Esad’ın gitmesi gerektiği konusunda hemen herkes birleşiyor.
AKP’nin yanlışı şurada:
Esad’ın gitmesi için militanca bir politika götürmesi.
Türkiye topraklarını muhaliflere açarak onların Hatay’da üs kurmalarına izin vermesi.
AKP iktidarı bununla da yetinmiyor muhaliflere her türlü yardımı yapıyor. Türkiye’nin bu stratejisi kadar ileri götürüldü ki ABD dahil hemen bütün Batılı ülkeler Türkiye’ye karşı kuşkuyla bakmaya başladı.
Yapılan değerlendirmeler şu noktalarda birleşiyor:
Türkiye Suriye’de mezhepçilik yaparak İslamcıların iktidar olması için silah ve eğitim veriyor. Onların Türkiye topraklarına girip çıkmasına göz yumuyor.
Batıda oluşan bu kanı giderek yaygınlaşıyor. Bazı batılı uzmanlar bu politikanın Türkiye’ye büyük zarar vereceği yolunda değerlendirmeler yapıyorlar.
İçerde ise bu gelişmeler konusunda eleştiriler yapıldığında Başbakan ve Dışişleri Bakanı eleştiri sahiplerine dönük bir sindirme harekatı yürüterek onları Esad’ı desteklemekle suçluyorlar.
Büyük bir öfkeyle onları Müslümanları katleden zalimlerin savunucusu olarak ilan ediyorlar.
Bu politika Türkiye’yi şu noktaya getirdi:
Suriye de iç savaş giderek kızışıyor ve masum insanların ölümleri artıyor.
Kuzey Suriye’ye PKK yerleşiyor.
Türkiye’ye gelen mülteci sayısı 100 bine yaklaşıyor.
Bu karşı karşıya kaldığımız durum hiç kuÅŸkusuz hem kısa, hem de uzun vadede Türkiye’ye büyük zarar verecektir. Â