Güncelleme Tarihi:
Ayrıca Mars'ın yörüngesinde halen dolaşan üç uzay aracı da var. Onlardan da önce, Mars'a yakın yörüngeden geçen bazı derin uzay araştırma araçlarıyla bu gezegenin yakından fotoğrafları da çekilmişti.
Mars, dünyaya olan 'yakınlığı' sebebiyle tarihin başından beri ilgi çekmiş bir gezegen. Adında 'Marslılar geliyor' veya 'Marslıların istilası' gibi kelimeler geçen kim bilir kaç film, kaç roman, kaç öykü var.
Mars'ın dünyaya benzerliği de açık. Hemen hemen dünyanın yarısı kadar bir gezegen Mars. Buna karşılık güneş etrafındaki yörüngesi de hemen hemen dünyanınkinin iki katı uzunlukta. Yani bir Mars yılı bizim iki yılımıza yakın.
Bir atmosferi var Mars'ın. Gerçi hesaplara göre 4 milyar yıl önce manyotosferini kaybettiği için güneşin etkilerine çok açık, hep tehlikeli radyasyona maruz bir gezegen ama atmosferinde az miktarda oksijen de var. Gezegende su olduğunu da biliyoruz, iki kutup bölgesinde geniş buzullar erise gezegende 11 metre derinlikte okyanuslar olacağı hesaplanmış.
Peki Mars'ta hayat var mı? Aslında olması için gereken her şey var. Hatta NASA, Mars'ın kuzey kutbuna yakın bölgelerde kuşkonmaz türü bitkilerin yetiştirilmesine uygun olduğu kanısına da vardı.
Bu sabah Mars'a başarıyla iniş yapan Curiosity (Merak) adlı aracın hikayesi de ilginç. Onunla ilgili çalışmalar 2004 yılında başladı. Araca isim bulmak için yarışma açıldı, Curiosity (Merak) adını Kansaslı bir küçük kız koydu.
Curiosity'yi taşıyan roket 2011'in 26 Kasım’ında fırlatıldı. Sekiz ayı aşan bir yolculuk sonrası dün iniş gerçekleşti. İşin ilginci bizler de internet başında bu inişi seyrettik. Başkalarını bilmem ama benim dikkatimi çeken ve hayran olduğum şey, dünyadaki aletlerin Mars'taki araca inanılmaz bir hassasiyetle hükmetmesiydi.
Curiosity'nin Mars'ta dört ana görevi var:
1. Mars'ta yaşamın mümkün olup olmadığını araştırmak; 2. Mars'ın iklimini araştırmak; 3. Mars'ın jeolojisini araştırmak; 4. Mars'a insanlı uçuşlar için plan yapmak.
Araç bu görevleri yerine getirmeye çalışırken altı temel bilimsel hedefi gerçekleştirmeye çalışacak:
1. Mars'ın yüzeyindeki ve yüzeye yakın yerlerindeki mineralleri belirlemek; 2. Olası yaşam formları için biyolojik izler olup olmadığına bakmak; 3. Yüzeydeki kayaların ve toprağın oluşmasına neden olan süreçleri anlamak; 4. Uzun dönemde (4 milyar yıl gibi) Mars atmosferindeki değişimleri anlamaya çalışmak; 5. Şu anki su ve karbondioksit çevrimlerini belirmeye çalışmak; 6. Yüzeydeki farklı biçimlerdeki radyasyonu ve radyasyon etkilerini tam olarak belirlemek.
Curiosity ile ilgili söyleyecek çok şey var ama canınızı sıkmak da istemem. Son bir bilgi vermeye çalışayım:
Bütün bu Curiosity görevi toplamda 2.5 milyar dolara mal oldu. Amerikan vergi verenlerine maliyeti kişi başına 7 dolar yani.
Benim de aklıma ilk gelen, 2.5 milyar doların fazla bir para olmadığıydı. Hatta, İstanbul'da halen inşaatı bitmek üzere olan Zorlu Center binalar kompleksinin toplam maliyeti de aşağı yukarı bu kadar.
Ama sadece o paraya sahip olmak, Mars'a araç göndermenize yetmiyor. O bilime de sahip olmalısınız. O bilim ki, sadece uzaya roket göndermek, Mars'a yıllar önce belirlenmiş iniş alanına bir aracı indirmekle kalmıyor, bir de Mars yüzeyinde dolaşacak o aracı uzaktan kumanda etmenizi de sağlıyor. Biz, daha kendi insansız hava aracını üretip bunu uzaktan kumandayla yönetmeyi başaramadık; yakın zamanda bunu başarmayı umuyoruz.
O bilime sahip olmadığımız, sahip olmak gibi bir düşüncemiz olsa dahi buna uygun özgürlük ortamını yaratmadığımız için, böyle önemli gelişmelere sadece uzaktan imrenerek veya kıskanarak bakıyoruz.
Bilimi küçümsemeye devam ettikçe de bakmaya devam edeceğiz.