Güncelleme Tarihi:
Federal Meclis Yeşiller Milletvekili Kılıç, sünnetin serbest bırakılmasıyla ilgili yasal düzenlemeye karşı çıktı. Kılıç, Birlik Partileri, SPD ve FDP’nin ortaklaşa sunduğu sünnetin serbest bırakılmasıyla ilgili yasa hazırlanması yönündeki önergeye de ret oyu vermişti. Memet Kılıç, çocukların sünnete 14 yaşından sonra kendilerinin karar vermesi gerektiğini belirtti. Kişisel internet sitesinde görüşlerini açıklayan Kılıç'ın, sünneti "kanlı dini bir ritüel“ olarak tanımlaması ise dikkat çekti.
Memet Kılıç Berlin’de yayımlanan Taz gazetesine verdiği röportajda Köln Eyalet Mahkemesi’nin verdiği kararın kendisinin bu konuda düşünmesine neden olduğunu belirterek, "Kutsal kitaplarda yazanlar, aklın ışığında ve tıbbi gelişmelerin doğrultusunda yeniden yorumlanmalı. Gerçi bir devlet tek başına, vatandaşlarının dini gelenekleri ve göreneklerini değiştiremez. Ancak konuyu sorgular ve dini cemaatlerle diyalog yoluna gider" dedi.
KILIÇ: SÜNNET TURİZMİ SÖZKONUSU OLMAZ
Memet kılıç, yasak kalıcı olursa sünnet turizmi başlar yönündeki eleştirin de doğru olmadığını ifade ederken, "Zaten pratikte var. İnsanlar daha az masraflı diye veya akrabalarıyla birlikte kutlamak için memleketlerinde sünnet ettiriyorlar. Ancak burada gerçekleşsin diye kolaylaştırmak hukuk devletinin görevi değildir“ dedi.
Memet Kılıç, sünnetin sağlık açısından avantaj sağladığının bilimsel olarak ispatlanmadığını da vurguladı. Memet Kılıç, "Eğer tıbbi açıdan gerekiyorsa zaten izin verilmeli. Ancak dini emirleri meşrulaştırmak için sağlık argümanlarını gündeme getirmek sorunludur. Sünnetle birlikte bazı dini gruplar üyelerini işaretliyor. Ben kişinin bu kararı kendisinin vermesinden yanayım. Dini açıdan reşit oldukları 14 yaşında olabilir“ dedi.
Yahudilerde erkek bebeğin 8'inci gününde sünnet ettirilmesi zorunluluğu konusunda da Britanya’yı örnek veren Kılıç, Britanya’da Yahudiler’in 8'inci günde sembolik olarak tören yaptıklarını ve sünneti sonraya ertelediklerini kaydetti.
KILIÇ: KANLI DİNİ RİTÜEL
Öte yandan Memet Kılıç internet sitesinde yaptığı kişisel açıklamada sünneti, "kanlı dini ritüel" olarak tanımladı.
Memet Kılıç’ın, internet sitesinde Viola von Cramon ve Afrst Wagner ile birlikte yayımladığı kişisel açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:
"Çocuklar ne ebeveynin ne dini cemaatlerin ne de devletin malıdır. Her bir çocuk birey olarak haklara sahiptir. Çocukların sağlığı, yasalar çerçevesinde ebeveynlerin ve devletin koruması altındadır. Bireylerin özgür hareket edebilmesi için dini cemaatlerin baskısından kurtulmak ya da bunu azaltmak aynı zamanda seküler devletin görevleri arasındadır. Tıbbi açıdan gerekli olan vücuda yönelik bir müdahele bu tartışmanın dışındadır. Sözkonusu olan dini cemaatlerin vücuda, hatta çocuklara yönelik kanlı ritüellerinin ne kadar dini cemaatlere ya da ailelere bırakılacağının tanzim edilmesidir. Sünnet olayında bu soru ön plana çıkmaktadır. Hem bilimsel hem de siyasi açıdan bunun insan vücuduna yönelik basit bir müdahale olmadığı konusunda fikirbirliği vardır. Ancak, bir çok ailenin dini ve gelenekleri çocukları üzerinde uygulamak istemeleri de sosyolojik bir gerçekliktir. Yasama, yetişkin bir bireyin kendi karar vermesine olanak sağlayacak bir geçici uzlaşı sunabilir“ denildi.
TÖREN: ZİHNİYET DİKTATÖRLÜĞÜ
Sünnetle ilgili önergeyi hazırlayanlar arasında yer alan Hür Demokrat Parti Federal Meclis Milletvekili Serkan Tören ise Yeşiller’in sünnet önergesine karşı çıkmasına sert tepki gösterdi. Serkan Tören, "Bir çok Yeşiller üyesi için kendi zihniyet diktatörlüklerinde Yahudilere ve Müslümanlara yer yok. Yeşiller Meclis Grubu’nun önergeyi desteklememesi vatandaşlarımızın özgürlüğünü ne kadar az dikkate aldıklarını göstermiştir. Yeşiller hoşgörüden bahsedeler ama kendi düşüncelerini yansıtan uygulamaları yoktur. ‘çeşitlilik yerine tek olmak’ Yeşiller’in gerçek sloganıdır“ açıklamasında bulundu.