Güncelleme Tarihi:
İran devlet televizyonunun haberine göre, Myanmar'da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarına ve katliama son verilmesi için İran yönetiminin uluslararası toplum, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve BM nezdinde girişimleri sürüyor.
Bu çerçevede İran'ın BM daimi temsilcisi Muhammed Hazai tarafından BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a gönderilen mektupta, Myanmar'da yaşayan Müslümanlara yönelik eylemlerin durdurulması için derhal harekete geçilmesi istendi.
Myanmar'da çok sayıda sivilin katledildiği, cami ve evlerin yıkıldığına dikkat çekilen mektupta, Müslümanların yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan atılmasının kabul edilemeyeceği belirtildi.
MÜSLÜMANLARA UYGULANAN ZULMÜN GÖRÜNTÜLERİ / WEB TV
Eski adı Burma olan Myanmar'daki Müslümanların durumu sosyal medyada da günün konusu oldu. Türkiye'deki Twitter kullanıcıları arasında #ARAKANdiyebiryervar ve #StopKillingBurmeseMuslim (Burmalı Müslümanları Öldürmeyi Bırakın) hashtag'leri günün konuları arasında ilk iki sıraya yükseldi. Anadolu Ajansı da Twitter mesajında "Myanmar'daki katliamı tüm dünyaya duyurmak için 5 ayrı dilde haber yayınına başladığını" bildirdi.TWITTER’DA GÜNÜN KONUSU
Mektupta, uluslararası toplumun, Myanmar'daki katliamlar karşısında sessiz ve tepkisiz kalmasının buradaki Müslümanların temel haklarının gasp edilmesine ve durumun daha da kötüleşmesine neden olduğu uyarısında bulunuldu.
Myanmar hükümetinden de olumlu ve yapıcı hareket etmesi, uluslararası toplumun endişelerini gidermesi ve Müslümanların kendi yurtlarında güvenli biçimde yaşamalarını sağlanmasını beklendiği belirtildi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile yaptığı görüşmede konuya değindi.
İhsanoğlu, İİT'nin Myanmar'daki sivil toplum kuruluşları ve bütün uluslararası insan hakları örgütleriyle temasa geçeceğini, buradaki Müslümanlara yardım gönderileceğini söyledi.
İhsanoğlu ayrıca, Myanmar yönetimine saldırıları durdurması ve Müslümanları koruması için baskı yapılacağını ifade etti.
İran ve İTT’nin çabalarına Batı’dan da destek geldi.
Myanmar'da Haziran ayının başında üç Müslüman erkeğin bir Budist kıza tecavüz ettiği söylentisi bir anda iç savaşa dönüştü. Bazı eyaletlerde olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Çatışmalar özellikle ülkenin batısındaki Rakhine eyaletinde yoğunlaştı. Hint, Çinli ve Bangladeş kökenli Myanmar Müslümanları resmi rakamlara göre 60 milyonluk ülkenin yüzde 4’ünü oluşturuyor. Ancak İslami liderlere göre bu rakam aslında yüzde 10. Müslüman azınlığın çoğu eskiden Hindistan sınırları içinde olan Bangladeş kökenli göçmenlerden oluşan Rohingya halkı. Ayrıca aralarında ataları Arap ve İranlı yerleşimciler olanlar da var. Bangladeşli Müslümanlar Myanmar’a İngilizler tarafından getirilmiş. Çünkü İngilizler özellikle katiplik ve ticaret konularında onlardan yararlanıyormuş. 1962’de milliyetçi askerlerin darbesi sonrası Müslümanlar ordu ve politikadan hemen dışlanmış. Budist-Müslüman çatışmasının kökeni 16’ncı yüzyılda Budist hükümdarı Bayinnaung’un kurban kesmeyi yasaklamasına dayanıyor. Bayinnaung Müslüman tebaasına Kurban Bayramı’nı da yasaklarken Budist vaazları dinlemeyi şart koşmuş. MYANMAR’DA NELER OLUYOR
Uluslararası Af Örgütü dün akşam bir açıklama yaparak Myanmar'da devam eden şiddet olaylarında hedefin azınlıkta olan Rohingya Müslümanları olduğunu bildirdi.
Örgütten yapılan açıklamada, ülkede olağanüstü hal ilan edilmesinin ardından devam eden şiddet olaylarında hem güvenlik güçlerinin hem de yerel Rakhine Budistleri'nin suçlu olduğu belirtildi.
Açıklamada ayrıca yaralanan, ölen ve tecavüze uğrayanların sayısının bilinmediği belirtilirken, grubun Asya sorumlusu Benjamin Zawacki, şiddetin öncelikli olarak Rohingyalılara yönelik olduğunu ileri sürdü.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
Birleşik Krallık Burma Rohingya Kuruluşu'nun (BROUK) Başkanı Tun Khin de uluslararası toplumun acil harekete geçmesi ve Myanmar rejimine baskı yapması gerektiğini söyledi.
Myanmar'daki Müslümanlara yönelik şiddet olaylarıyla ilgili, geçen ay İngiliz Parlamentosu'ndaki Myanmar parlamento grubunda konuşma yapan Khin, şimdiye kadar binden fazla Müslümanın Arakan'da kayıp olduğunu ve birçoğunun öldüğünün tahmin edildiğini kaydetti.
Arakan'da birçok insanın, gördüğü işkencenin yanı sıra açlıktan da hayatını kaybetmekte olduğunu belirten Khin, "Su, yiyecek ve ilaç yok" dedi.
İngiliz hükümetinin Myanmar'daki insan hakları ile demokrasiyi desteklediğini ve reformların gerekliliğini vurguladığını ifade eden Khin, ancak bunun yeterli olmadığını, İngiliz hükümetinin ve uluslararası toplumun acil harekete geçmesi ve Myanmar rejimine baskı yapması gerektiğini kaydetti.
"Şiddetin sona erdirilmesi ve insani yardımın yapılabilmesi için uluslararası toplumun Myanmar rejimine ve hükümetine baskı yapması gerekir" diyen Tun Khin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Myanmar'daki Müslümanlara yönelik şiddet olaylarına dikkati çekmesinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.