Güncelleme Tarihi:
McCain, ABD'nin başkenti Washington'daki düşünce kuruluşu Middle East Enstitüsü tarafından düzenlenen “Üçüncü Yıllık Türkiye Konferansı”nda konuştu.
ABD'de, önceki başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olan Arizona senatörü McCain, hayatı boyunca Türkiye'ye ve Türkiye'nin tarihteki merkezi rolüne yakınlık ve kalıcı bir inanç duyduğunu, gençliğinde Osmanlı İmparatorluğu ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından modern Türkiye'nin kuruluşunun “destansı” tarihini okuduğunu anlatarak, İstanbul'un, Kudüs'le birlikte, dünyadaki en favori iki kentinden biri olduğunu belirtti.
Konuşmasında öncelikle Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesi olayına değinen McCain, halen kayıp olan iki Türk pilotunun sağ bulunması için dua ettiğini söyledi. Suriye'nin eylemini de, “gereksiz ve kabul edilemez bir saldırı” olarak niteleyen McCain, “Türkiye ve Suriye arasındaki gerilim artmaya devam ederken, Türk hükümeti ve halkı şunu bilmeli ki müttefikleri ABD, sağlam bir şekilde onların yanında yer almakta” dedi.
McCain, Türkiye ve ABD'nin, hayati önemdeki bölgenin geleceği için paylaştığı ortak vizyonu harekete geçirme yeteneğinin, tüm bölge genelinde ama en fazla Suriye'de test edildiğini söyledi.
Türk askeri uçağının düşürülmesinin, Esad rejiminin şiddeti hala tırmandırmasının bir ürünü olduğunu belirten McCain, Esad'ın katliam yapmasına Rus ve İran silahlarının imkan sağladığını ve hatta Suriye'de İranlı ajanların görev yaptığına dair haberler olduğunu kaydetti.
“SURİYE'DEKİ İHTİLAF, TÜRKİYE'YE STRATEJİK BİR TEHDİT HALİNE GELMEKTE”
“Bu adil bir savaş değil” ifadesini kullanan McCain, Senatör Joe Lieberman ile geçen Nisan ayında Türkiye'de Suriyeli sığınmacı kampını ziyareti sırasında gördüklerini hala unutamadığını anlattı ve sözlerine şöyle devam etti:
“Suriye'deki vaziyet, ABD'nin liderlik etmesi için haykırıyor, sadece Suriyelilerin hayatlarını kurtarmak için değil, desteğimize en fazla ihtiyaç duyduğu anda müttefikimiz Türkiye'ye destek vermek için. Suriye'deki ihtilaf, Türkiye'ye stratejik bir tehdit haline gelmekte. Ülke zaten dev boyutta sığınmacı akışıyla yüz yüze ve onların binlercesini kabul ediyor. Şimdi Türk pilotları uluslararası suların üzerinde vuruluyor. Ve bu ihtilaf uzadıkça, daha kötü bir hale geliyor, mezhepsel bölünmeler artıyor, El Kaide daha fazla etki kazanıyor, Suriye devleti daha fazla bölünüyor ve Türkiye sınırında daha şiddetle kaosla karşı karşıya kalıyor”.
McCain, ABD'nin Suriye'deki ihtilafı mümkün olduğu kadar erken sona erdirmeye yardım etmek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini vurgulayarak, bunun Türkiye ile ilişkilere de olumlu yansıması olacağını, Türk halkı ve hükümetine, ABD'nin onların güvenliği için riskler üstlenmeye hazır olduğunu, Türkiye'deki bazı çevrelerin iddiasının aksine, güvenilmez bir müttefik ya da düşüşteki bir güç olmadığını gösterebileceğini belirtti.
“TARİHÇİLER TÜRKİYE'YE BAKACAK”
Arap ayaklanmalarına da değinen McCain, Türkiye'nin, şu anda Ortadoğu halklarının elde etmek istediği modernizm ile İslam ve laikliğin bir arada bulunduğu, serbest piyasa ekonomisine sahip örnek bir ülke olduğunu ve bölge halkının Türkiye'den ilham aldığını bölge gezilerinde defalarca gördüğünü söyledi.
McCain, modern Türkiye'nin bölgedeki gelişmeleri biçimlendirmede hiç bu kadar büyük etkiye sahip olmadığını ve bu önemli gücün de Türkiye'ye örnek olarak öncülük etmede daha büyük sorumluluklar getirdiğini kaydederek, bölgede giderek daha fazla sayıda kişinin, “ders almak” için Türkiye'ye baktığını ve bu noktada “doğru derslerin” alınmasını önemli olduğunu belirtti. McCain, Türkiye'nin, demokratik gelişimde en üst standartları oluşturma yeteneğinin hiç bu kadar kritik önem taşımadığını söyledi.
McCain, geniş Ortadoğu'nun savaştan çok barış, sefaletten çok refah, tiranlıktan çok özgürlükle tanımlanan bir bölge haline geldiği takdirde, gelecekteki tarihçilerin, bu noktaya gelinmesinde Türkiye-ABD ilişkilerinin önemine işaret edeceklerini belirtti.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Türkiye-ABD ittifakında şu ankinden daha dinamik ve heyecan verici bir anı hatırlamadığını kaydeden McCain, Türkiye'deki önemli gelişmeler ile bölgenin jeopolitiğindeki tektonik değişimlerin iki ülke ittifakına yeni bir ışık verdiğini ifade etti.
ABD'de son yıllarda görülen, “Türkiye'nin laiklik pahasına İslam'ı kucakladığı, Batı'ya sırtını çevirdiği, Türk-Amerikan işbirliğinin gergin bir rekabete dönüştüğü” gibi tartışmaların “günümüzü yanlış okuduğunu ve işin özünü kavrayamadığı”nı ifade eden McCain, şunları söyledi:
“Gerçek şu ki, Türkiye değişirken, ittifakımızın doğası da onunla birlikte değişim geçiriyor. Bu değişimlerin iyi amaca hizmet edebileceğine ve etmesi gerektiğine inanmak için her türlü neden mevcut. Gerçekten de, şu anda ittifakımızı temelden dönüştürmek, daha derin, daha kalıcı, daha geniş kapsamlı ve daha önemli, kısacası dünyadaki en önemli ikili ilişkilerden biri haline getirmek için elimizde bir fırsat var. Kimse bunun kolay olmasını beklememeli, öyle de olmayacak. Bu, görüş ayrılıklarımızı sona erdireceğimiz anlamına da gelmiyor, bunlar sürecek. Ancak birkaç ana ilkeyi kendimize rehber edinmeye devam edersek, ittifakımızı dönüştürmede başarılı olabiliriz”.
McCain, bu noktada, iki ülkenin daha dürüst ve gerçekçi münasebet kurması ve daha fazla güven inşa etmesi gerektiğini söyleyerek, “Türk-Amerikan ittifakının, Amerikalıların emir vermesi ve Türklerin hizaya girmesi şeklinde olmadığını anlamamız gerekiyor. Ayrıca Türkiye ile ittifakımızın, içe dönük özel çıkarlardan oluşan tek boyutlu perspektiflere düşürülmemesi gerektiğini fark etmeliyiz. Belki de en önemlisi, biz Amerikalılar, artık farklı bir Türkiye ile ilişki kurduğumuzu farkına varmalıyız” diye konuştu.
İki ülkenin birbirlerinin başarılarına yatırım yapması gerektiğini de belirten McCain, “Amerika, Türkiye'nin gücünün artmasından korkmuyor, bunu sınırlamaya da çalışmıyor. Tam tersine, Türkiye'nin başarısından çok büyük çıkarımız var ve bunu siyasi, ekonomik ve askeri açıdan geliştirmek istiyoruz. Ortak değerler paylaştığımız, daha kapasiteli, daha aktif ve daha etkili bir Türkiye, Amerika'nın ulusal çıkarlarına net fayda sağlar ve her iki ülke de bu ilişkilere daha arzulu yatırım yapmalı” diye konuştu.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İLE MÜCADELEDE DESTEK
Bu kapsamda, Türkiye'yi, terör örgütü PKK ile ortak mücadelesinde güçlendirmek gerektiğini kaydeden McCain, Senatör Lieberman ile birlikte Senato'ya sundukları, Kongre'nin Türkiye'nin PKK ile mücadelesine dayanışma mesajını içeren tasarıyı hatırlattı. McCain, bu tür adımların, Türkiye'deki Kürtlerin “meşru taleplerini” ele almak isteyen Türk liderlerin ellerini güçlendirebileceğini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bunu yapma arzusunu gösterdiğini söyledi.
McCain, Türkiye'nin geniş yelpazede bir dizi daha ileri düzeyde savunma kapasiteleri edinme taleplerini dile getirdiğini, ABD'nin de, askeri modernizasyonunda Türkiye'nin doğal ortağı olduğunu ifade ederek, “Bunu, askeri kapasitelerimizi uyumlaştırmada, birlikte çalışabilir hale gelmede ve savunma sanayilerimiz arasında işbirliğine rehberlik etmek için ortak stratejik çerçeve oluşturmada bir fırsat olarak kullanmalıyız” dedi.
Son 10 yılda Türk demokrasisinin daha kapsayıcı ve Türk toplumunu daha iyi temsil eden yapıya bürünerek, İslami ve laik mirasın, sivil yönetim ile ordunun siyasi hayattaki tarihsel rolü arasında yeni dengeyle tanımladığını hatırlatan McCain, büyüyen Türk ekonomisinin de Türkiye'yi küresel ölçekte elit karar vericiler arasına yerleştirdiğini söyledi.
Ancak, gazetecilere yönelik tutuklamalar gibi “sıkıntı verici” gelişmelerin de meydana geldiğini ifade eden McCain, İsrail ile ilişkilerde yaşanan problemlerin de hiçbir çıkara hizmet etmediğini savundu.
“TERÖR ÖRGÜTÜ PKK GİDEREK DAHA İZOLE HALE GELDİ”
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan McCain, Kürt meselesine yönelik soru üzerine, Kuzey Irak'ta son yıllarda yaşanan ekonomik atılımlarda Türkiye'nin etkisi ve yatırımlarının rol oynadığını dile getirerek, bu ekonomik başarının terör örgütü PKK'nın da bölgedeki etkisini çarpıcı biçimde azalttığını ve örgütün giderek daha izole hale geldiğini söyledi.
McCain, “PKK'nın bir terör örgütü olduğuna dair hiçbir şüphe yok. Türkiye'deki Kürt halkının bazı meşru şikayetleri olduğunu düşünüyorum, ancak Türk hükümeti Kürtlere daha fazla el uzattıkça ve askeri açıdan da daha aktif hareket ettikçe, PKK da giderek daha izole hale geliyor” diye konuştu ve PKK terörünün son bulması için ABD'nin elinden gelen tüm yardımı sağlaması gerektiğini vurguladı.
“TÜRKİYE-SURİYE SINIRINDA GÜVENLİ BÖLGELER OLUŞTURULMALI”
“Türkiye'den Suriye konusundaki beklentilerine” ilişkin bir soru üzerine de McCain, Suriye'deki muhalefetin liderliğinin bir bütün olmadığını, bu bütünlüğü sağlamak ve muhalefetin organize olabilmesine olanak sağlamak için Türkiye-Suriye sınırında “güvenli bölge” oluşturulması gerektiğini söyledi.
ABD'nin Suriye konusunda tek başına hareket etmeden, liderlik yaparak ve bölgedeki müttefikleri ve dostlarıyla beraber çalışarak, muhaliflere destek için bir “gönüllüler koalisyonu” oluşturması gerektiğini ifade eden McCain, ABD Başkanı Barack Obama'nın Suriye politikasını pasif olmakla eleştirdi.
McCain, NATO'nun 1990'larda Bosna ve Kosova'da yaşananlara müdahalelerini hatırlatarak, ittifakın şimdi Suriye'de de müdahil konuma geçmesi gerektiğini, NATO Genel Sekreteri ve ittifak üyelerinin bu konudaki “isteksiz” tavırlarının kendisinde hayal kırıklığı yarattığını belirtti. McCain, ABD'nin “liderlik” etmesi halinde ise bu durumun bir ölçüde değişebileceği görüşünü dile getirdi.