Güncelleme Tarihi:
Olayla ilgili önce Türkiye’nin konuşmasını bekleyen Suriyeli yetkililer de o saatten itibaren üç resmi açıklama yaptı.
Açıklamaların ortak noktaları şunlardı: Suriye, Türkiye’ye düşman değil. Olay bir kaza. Uçak vurulduktan sonra Türk olduğu anlaşıldı. Kayıp pilotlar elbirliğiyle aranıyor.
Yani Türkiye’ye tansiyonu düşürmeye yönelik mesajlar gönderdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise dün yaptığı açıklamada, uçağın uluslararası hava sahasındayken vurulduğunu söyleyerek, Suriye’yi yalanladı... Davutoğlu’nun meselenin NATO ve BM Güvenlik Konseyi’ne taşınacağını açıklamasından kısa bir süre sonra bu “saldırgan eylem”le ilgili Suriye’ye bir diplomatik nota verildi.
SURİYE BUNDAN SONRA NE YAPACAK?
Peki bundan sonra ne olacak? Davutoğlu Türkiye’nin eylem planının hazır olduğunu ve Salı günü Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulacağını bildirdi ancak Suriye’nin nasıl bir yol izleyeceği konusunda henüz bir açıklama yok.
Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nden Suriye uzmanı Seda Altuğ’a göre, Suriye’nin ilk andan beri yürüttüğü tansiyon düşürme politikası devam edecek.
“Bu uçağın düşürülmesi savaş sebebi sayılabilecek kadar büyük bir olay. Ama buna rağmen Suriye resmi haber ajansı SANA’da bile çok küçük yer verildi buna” diyen Altuğ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumartesi günkü açıklamalarını hatırlatarak, iki ülkenin de düne kadar düşük tansiyon politikaları yürüttüğünü ifade etti.
İŞ SİYASİ İRADEDE BİTİYOR
Peki bu ortamda Türkiye için tazminat ve özür yetecek mi yoksa bu bir savaş sebebi mi sayılacak?
Altuğ’a göre asıl iş siyasi iradenin, yani Ankara’nın kararında bitiyor. “Siyasi irade bu durumun üzerini kapatabilir, ama aksine isterse durumu kaşıyabilir, provoke edebilir” diyen Altuğ, dengede büyük bir değişiklik beklemediğini söyledi.
Dahası Altuğ, Türkiye’nin iki sebepten dolayı Suriye’ye tek başına bir askeri operasyon düzenleme ihtimali olmadığını anlattı:
“Birincisi Türkiye’nin kendi iç sorunları, yani Kürt meselesi. Irak sınırında çatışmalar sürerken bir de Suriye’yle Batı cephesi açılmasını Türkiye kaldıramaz. İkincisi, Türkiye bir NATO ülkesi olduğu için NATO’yla birlikte karar vermesi gerekiyor. ABD’nin pozisyonu belli; Kasım ayındaki seçimlere kadar pasif kalacaklar. Avrupa Birliği (AB) daha doğrusu Batı Avrupa da aynı şekilde.”
“NATO’DAN MÜDAHALE KARARI ÇIKMAZ”
“Ben Suriye’nin pazarlık gücünü artırmak için bu tür bir radikal eylem yaptığını düşünüyorum. Türkiye’nin de Suriye’de takındığı radikal tutumun amacının bölgesel aktörlük rolünü güçlendirmek amacıyla, pazarlık gücünü artırmak olduğunu düşünüyorum.”
Ancak mesele Salı günü olağanüstü toplanacak olan NATO Konseyi’nde ele alınacak.
“Buradan bir dış müdahale kararı çıkmaz mı?” diye sordum, Altuğ, “Bence çıkmaz; olsa olsa yaptırımların dozu artırılır ve Suriye rejimine yönelik tehditlerin tonunun daha da sertleşir” yanıtını verdi.
SURİYE’DE DURUM BÖYLE DEVAM EDER
Bu arada Altuğ’u yakalamışken sohbeti sadece uçak mevzusuyla bırakmak istemedim. Türkiye’nin askeri müdahale ihtimali üzerinden olası bir uluslararası müdahale ihtimalini ve Suriye’deki genel tabloyu da değerlendirdi.
Altuğ, Suriye’deki durumun en az bu yıl sonuna kadar olduğu gibi devam edeceğini belirterek, aylar önce daha şartlar olgunlaşmadan başlayan müdahale tartışmalarının rejime, “Ben anti-emperyalistim” argümanını kullanma ve bu tartışmalar üzerinde kendini meşrulaştırma fırsatı verdiğini belirtti.
Altuğ, “ABD, Türkiye, Arap Birliği, Katar, Suudi Arabistan bloğunun böyle bir şey yapmayacağının, Rusya’nın arabulucu olduğunun, dışarıdaki muhalefetin parçalı olduğunun, Batı’nın Kaddafi’de olduğu gibi ‘Hadi hemen Esad gitsin’ şeklinde atik davranamadığının rejim de farkında” diye konuştu.
SALDIRI SÖYLEMİ BİR CAYDIRMA POLİTİKASI
Şu an yaşanmakta olanları Soğuk Savaş dönemiyle kıyaslayan Altuğ, ABD’nin kayıt dışı açıklamalarında, “Saldırmayacağız” dediğini ancak resmi söylemde saldırı ihtimalinin hala geçerli olduğunu vurgulayarak bir “caydırma politikası” uygulandığını da vurguladı.
Diyelim ki, dış müdahale kararı çıktı? O zaman ne beklemeliyiz? Altuğ’a göre, müdahale deyince ilk akla gelen Irak ve Afganistan örneklerinden çok farklı bir senaryo beklemek lazım. Yani Tampon bölge, insani koridor gibi müdahale olasılıkları:
“Tampon bölge kurulursa bazı üst düzey ordu mensupları ile zorunlu hizmetteki askerin büyük bir kısmı ordudan ayrılma özgürlüğüne kavuşacak. Suriye Ulusal Konseyi’nin hesaplarından biri de bu. Böylece orduda ve buna bağlı rejimde çatırdamalar olacak. Bu yüzden müdahale istiyorlar.”
seturan@hurriyet.com.tr
https://twitter.com/sevinturan
Sevin Turan