Güncelleme Tarihi:
İtalya’nın Reaper filosunun silahlandırılması konusundaki teklif geçtiğimiz aylarda ABD Kongresi’ne sunulmuştu. Kırk günlük inceleme süresinin herhangi bir kongre üyesinden itiraz gelmeden sona ermesiyle iki ülke arasında prensipte bir anlaşma sağlanmış oldu.
Senato’da ve Temsilciler Meclisi’nde alınacak bir kararla satış engellenebilecek durumda olsa da analistler bu ihtimali düşük görüyor. Wall Street Journal’a konuşan bir Pentagon sözcüsü, satışı teyit etmedi ancak “güçlü bir ortak ve bir NATO müttefiki” olan İtalya’ya askeri imkan ve kabiliyet transferini savundu.
Şu an sadece İngiltere ABD’de üretilen Reaper insansız uçaklarını kullanabiliyor. İngilizler ilk kez 2007’de Afganistan’da devriye uçuşu yapmak için Reaper almıştı. Ancak bir yıl sonra Washington uçakların silahlandırılmasını kabul etti. O dönemde İngiltere’nin ABD’yle “özel ilişkisi” dolayısıyla istisnai olarak silahları alabildiği belirtilmişti.
Silahlı insansız hava aracı isteyen ülkelerden biri de Türkiye. Ankara’nın Reaper’lara olan ilgisi son olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün NATO zirvesi için gittiği ABD’de, Başkan Barack Obama ile yaptığı görüşme sırasında gündeme geldi.
Gül konuyla ilgili açıklamasında, Obama yönetiminin Türkiye’ye Reaper satışına olumlu baktığını ancak Kongre’nin henüz ikna edilemediğini söyledi.
ABD'de insansız hava aracı teknolojilerinin yabancı devletlerle paylaşılmasına ilişkin tartışmalar da sürüyor.
Beyaz Saray ve Kongre'nin gündeminde bir süredir yer alan, “Öldürücü insansız hava aracı teknolojimiz konusunda müttefiklerimize ne kadar güvenebiliriz?” sorusu özellikle Wall Street Journal’ın Uludere operasyonuyla ilgili haberi üzerine yeniden gündeme geldi.
ABD, hükümetlerin militanlara karşı harekete geçmediği ya da geçemediği Pakistan ve Somali gibi ülkelerde, terörist olduğundan şüphelenilen kişilerin yerlerinin tespit edilmesinde ve bu kişilerin öldürülmesinde silahlı insansız hava araçları ile özel operasyon timlerini kullanıyor. Yemen’de insansız hava aracı operasyonlarını hükümetin onayına bağlı olarak gerçekleştiriyor. Türkiye’de ise operasyonlar için istihbarat sağlıyor ancak saldırılarda doğrudan rol oynamıyor.
Hem halen görevde olan ve hem de eski ABD’li yetkililer, açıklamalarında, bu ülkelerin ABD istihbaratını Pentagon ve CIA’in kontrol edemediği şekillerde kullanılabileceğini, bu yüzden de bir dezavantaj yarattığını belirtiyor.
Zira insansız hava aracı teknolojisini kullanan ülkelerin “meşru hedef” standartları birbirinden farklı. Dolayısıyla bu ortaklıklar ABD’nin kendi güvenliğini çok da ilgilendirmeyen meselelere dahil olması anlamına geliyor.
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Rogers, geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada, “Ya bu istihbarat yabancı bir hükümete verilir ve onlar da bu istihbaratla yanlış bir şey yaparsa? Ya bu istihbarat onunla yanlış bir şey yapmak isteyen birilerinin eline geçerse?” diyerek kaygılarını dile getirmişti.