Güncelleme Tarihi:
Dış Haberler Şefi Emre Kızılkaya, ilk izlenimlerini şöyle aktardı:
Suriye yönetimi, referandumu izlemek üzere ülkeye gelen gazetecilere askeri bölgeler dışında her yere gidebileceklerini söylüyor. Gerçekten de böyle, ama Suriye’de hep var olan sivil polis takibatı yine geçerli. Sık sık durdurulup kimliğim ve iznim soruldu.
SURİYE 11 aylık isyanın başından beri belki de en kritik haftayı yaşıyor. Humus başta olmak üzere rejim karşıtı isyanın merkezlerinde Suriye ordusunun kuşatması sürerken, son bir haftada önde gelen 3 yabancı gazeteci öldü. Uluslararası toplumun geniş bir kesminin desteklediği ağır yaptırımlarla kuşatılan Şam ise bugün referanduma gidiyor. Bu kritik haftasonunda Şam’da Suriyelilerin nabzını tutan Hürriyet, “çok partili demokrasiye” geçişi öngören ve Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından halkoyuna sunulan yeni anayasa için bugün yapılacak halk oylamasını yerinde izliyor. Hürriyet editörünün ilk izlenimleri şöyle:
- UÇAKTAKİ LİBYALILAR: Bir grup Türk gazeteciyle birlikte dün 01.20’de Şam’a indik. Uçaktaki Libyalıların bolluğu dikkat çekiciydi. Libya’da Kaddafi rejimini yıkan militanların paralı asker olarak Suriye’ye getirildiği iddialarının ayyuka çıktığı bir dönemde, uçağı neredeyse tamamen dolduran bu Libyalıları Şam havalimanında uzun bir sorgu bekliyordu.
- UYDU TELEFONU YASAK: Şam yönetimi, 11 aylık isyan boyunca Suriye’ye yasal ve yasadışı yollardan gelen Türk gazetecilerin tek yanlı olduğunu düşündükleri haberleri nedeniyle rahatsız olmuş. Bu nedenle biz de havalimanında “kontrol” için pasaportlarımızı verip, Beşar Esad’ın bir portresinin asılı olduğu bir lobide yaklaşık 3 saat bekletildikten sonra ülkeye girebildik. Suriyeli yetkililer tutanak karşılığında uydu telefonlarına ülkeden çıkana kadar el koydu.
- SİVİL POLİSTEN SIKI TAKİP: Şam dün sakin görünüyordu. Parlamento yakınlarındaki otelden çıkıp Roma döneminden kalma Bab-ı Tuma (Thomas Kapısı) çevresinde dolandım. Suriye yönetimi, referandumu izlemek üzere ülkeye giriş izni verdiği tüm gazetecilere askeri bölgeler dışında her yere gidebileceklerini söylüyor. Gerçekten de böyle, ama Suriye’de hep var olan sivil polis takibatı yine geçerli. Sık sık durdurulup kimliğim ve izinli olup olmadığım soruldu.
- REFERANDUM NE OLUR: Şam’da Türk gazeteci deyince neredeyse kimse konuşmak istemiyor. Devletten çekinenler kadar, Türklere karşı gelişen tepkinin izleri görülüyor. Adil, “Eski anayasa yüzde 50 iyiyse, yenisi yüzde 85 iyi” diyor. Çarşıda konuştuğumuz üç genç kızdan Esma, “Tabii ki oy vereceğim. Evet diyeceğim” ifadesini kullanırken, yanındaki arkadaşı ismini vermiyor ve oy kullanmaya gitmeyeceğini söylüyor. Çarşıdaki Rezzak Mücevherat’ın sahibi Refik El Habib de “evet” diyeceğini belirtiyor.
TÜRKMEN ADİL’İN DRAMI
Bab-ı Tuma yakınlarındaki çarşı girişinde piyango bileti satan Halepli Türkmen Adil Cüneyt’e rastlıyoruz. Kısa süre öncesine kadar Türk turistler için rehberlik yaparken kriz yüzünden kesilen turizm onu piyango satıcısına dönüştürmüş. Şamrehber.com adresli sitesinde Başbakan Tayyip Erdoğan ile bile fotoğrafı olduğunu söylüyor. “Allah üstümde, ben yalan söylemem. Devletten bir alacağım da yoktur. Ama Türkiye’de duyduklarınız abartı. Burada devlet olmasa çok daha fazla insan ölürdü” diyor ve şöyle ekliyor:
HALEP YOLUNDA SOYULDU: “Ben elhamdüllilah Sünniyim ama biz burada kim Alevi, kim Kürt bilmezdik. Geçen hafta Halep’e giderken otobüsümü durdurup askerleri indirdiler, götürdüler. Bizi de soyup bıraktılar. Bunlar asker üniformalı, maskeli kişilerdi. O askerleri öldürmüşler. Ramazan Bayramı’nın ilk günü ağabeyimin mezarını ziyarete gittim. Sakallı Libyalılar ellerinde poşetlerle geldi, içleri silah doluydu, ‘Ya bizim eylemlere katılırsınız ya ölürsünüz’ dediler. Mesele Suriye değil, Ortadoğu’da yeni harita çizmek.”
Referandumda ne oylanacak
Suriye Yönetimi, yeni anayasanın “barışçı” muhaliflerin de katkısıyla hazırlandığını savunurken, merkezleri Suriye dışında bulunan muhalif gruplar bunu reddediyor.
Çoğunluğun onayını alması halinde hemen yürürlüğe girecek ve 90 gün içinde genel seçimlere gidilmesini sağlayacak yeni anayasanın getirdiği en büyük yenilik, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın 1970’te iktidara el koyan babası Hafız Esad tarafından mevcut anayasaya eklenen ve “Baas Partisi’nin devletin ve milletin lideri olduğunu” belirten 8. maddeye yer vermiyor oluşu. Yeni anayasa, başbakanı atama yetkisi olan devlet başkanının görev süresini de 7’şer yıllık azami 2 dönemle sınırlıyor. Buna karşın, 2014’te ikinci dönemini dolduracak Beşar Esad’ın yeniden aday olup olmayacağı muallakta.