Güncelleme Tarihi:
Sıradan bir vatandaş olarak, “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu” gibi Türkiye’de bazı yetkililerin pek de kanundan saymadığı anlaşılan (!) yöntemlere başvurup 2.5 ay boyunca sorularıma yanıt alamadıktan sonra, bilişim sektöründeki bir arkadaşımın yardımıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) bir yetkilisine ulaştım.
Yetkili, ana alan adları kullanılarak sitelerime neden ulaşılamadığını şöyle açıkladı:
“Domainlerin (alan adları) barındırıldığı IP, Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesi kararları ile engellenmiş, Türk Telekom tarafından karar uygulanmış. Davacı Digital Platform. Telif ile ilgili konu olabilir diye düşünüyorum.”
İnternette yaptığım kısa bir araştırma durumu iyice açıklıyor:
Digiturk, Lig TV maçlarını internet üstünden yasadışı biçimde yayınlayan bir bloğu engellemek istemiş. Sadece o bloğu engelleteceğine, daha binlerce bloğun yer aldığı söz konusu Amerikan şirketinin sunucusunun tüm IP adreslerine yasak koydurmuş. Ben de o ABD şirketinden alan adı satın aldığımdan, süreçle hiç ilgim olmadığı halde piyango bana da vurmuş böylece…
Kısacası, kişisel internet sitelerine Türkiye’den erişilememesinde ne TİB’in bir kabahati var, ne de benim. Digiturk –bence haklı- bir talepte bulunmuş. Mahkeme ise –bence hukuki olmayan- bir yasayı Türk Telekom’a uygulatmış.
Hürriyet köşeyazarı Ferai Tınç dört yıl önce tam da bu konuya değinmiş, benim şikâyetimi de alıntılamıştı. (bkz. http://tinyurl.com/bloglarkapatila )
Öyleyse Türkiye’de bu sorun neredeyse blogculuk tarihi eski…
Bu durumda asıl sorumluluk, yasaları uygulayan mahkemelerin değil, onları güne uyarlamayan hükümetin omuzlarına yükleniyor.
Zira öyle görünüyor ki yıllar geçmiş, ama ne bu yasalar düzeltilmiş, ne de bu yasaların demokratik hakları ihlal etmeyecek şekilde uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmış.
Mesela merak ediyorum, yargıçlar ve savcılar, bu dört yıl içinde internet teknolojileri ve çevrimiçi hukuk konusunda acaba hiç mesleki eğitim aldılar mı?
Hadi benimle ilgisi olmayan bir mahkeme kararına dayanılarak benim sitemin de, üstelik bu karar söz konusu sayfada duyurulmadan erişim yasaklamasına tâbi tutulmasını da geçtim.
Peki, muhtemelen bir mahkeme kararına bile dayanmadan Türkiye’den erişimi engellenen Rolling Stone ve venus.com gibi örnekler konusunda kime hesap soracağız?
Demokratik bir devletin “ileri” olma kıstası, öncelikle hesap verebilir ve şeffaf olmakla ilgili değil midir?
Umutsuzca bu soruları soruyorum ama, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yaptığım başvurulara, yasal olarak en geç 15 gün içinde yanıt vermeleri gereken resmi kurumlardan aylarca ses seda çıkmayan bir ülkede yaşadığımı da biliyorum.