Güncelleme Tarihi:
Uydu ve gözlem fotoğraflarını inceleyen ABD’li ve İsrailli istihbarat ve füze teknolojisi uzmanları, tesisin yüksek katı yakıtlı füzelerin test edildiği bir merkez olduğunda hemfikir. Uzmanlar, tesisin kullanılamaz hale gelmesiyle İran’ın uzun menzilli füze programına büyük bir darbe vurulduğunu düşünüyor.
Sıvı yakıtlı füzelere göre daha uzun menzile sahip olan ve hemen ateşlenebilen katı yakıtlı füzeler, Tahran rejiminin düşmanlarına karşı en caydırıcı silahlarından biri olarak kabul ediliyor.
PATLAMANIN NEDENİ KAZA OLABİLİR
Füze tesisindeki patlamanın nedeni hala netleşmemiş olsa da, ABD’li yetkililer bunun bir kaza olabileceğine inanıyor. Bunun sebebi, İran’ın hala hassas ve tehlikeler içeren teknolojiler konusunda tecrübesiz olması.
İran, füze programının önemli isimlerinden Devrim Muhafızları Komutanı Hasan Tehrani Mukaddem’in öldüğü patlamanın kaza olduğunu belirtmişti. İranlı yetkililerden bazıları patlamanın sabotaj olduğunu öne sürdü. Ancak bu iddianın delillere mi, yoksa Tahran sokaklarında nükleer fizikçilere düzenlenen suikast ve nükleer tesislere yapılan virüs saldırısı sonrasında oluşan varsayımlara mı dayandığı bilinmiyor.
KATI YAKITLI FÜZE TEHDİDİ
ABD’li ve İsrailli yetkililer için İran’da yaşanan patlama ortak bir amaca hizmet ediyor. Batılı bir istihbarat uzmanı, “Tahran’ın gelişmiş bir füzeye nükleer başlık takmasını erteleyecek her türlü gelişme küçük bir zaferdir” dedi.
İran, kendisine yönelik olası askeri operasyon riskini caydırmak için geliştirdiği silahlar arasında katı yakıtlı füzelere de büyük önem veriyor. Obama yönetiminin füze kalkanı sistemi ihtiyacının temeline koyduğu bu füzelerin, nihayetinde kıtalararası menzile ulaşması bekleniyor.
12 Kasım'da yaşanan patlamanın öncesinde ve sonrasında çekilen uydu görüntüleri.