Güncelleme Tarihi:
Hollanda'da, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 1963'te imzalanan Ankara Antlaşması ve 1980 tarihli Ortaklık Konseyi kararlarına dayanılarak kazanılan davalara bir yenisini daha ekleyen Avukat Ejder Köse, son kararın emsal teşkil ettiğini ve Türklere yeni fırsatlar sunacağını söyledi.
Utrecht Merkezi Yüksek İdari Mahkemesi geçen hafta aldığı bir kararla, daha önce iki bölge idare mahkemesinin bu iki anlaşmaya dayanarak verdiği "mecburi uyum yasasının Türklere uygulanamayacağı" yönündeki kararları onayladı.
Mahkemenin bu kararı AB sınırları içinde yaşayan tüm Türkleri yakından ilgilendiriyor. Bu karar emsal teşkil ettiği için farklı AB ülkelerinde açılacak davaların kazanma şansını bir hayli yükseltiyor.
AB'de yaşayan Türkler için hayati önemde olan bu yargı başarısının mimarı, genç Türk avukat Ejder Köse. 39 yaşındaki Köse, sekiz yıl önce başladığı bu yargı sürecinde şimdi başarıya ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor.
Uluslararası ve yabancılar hukuku alanında uzman olan Köse, AA muhabirine verdiği demeçte, şimdiye kadar Ankara Anlaşması ve Ortaklık Konseyi kararlarına dayanılarak açtıkları bir çok davayı kazandıklarını belirterek, "Utrecht;teki mahkemenin verdiği son karar hayati önemde" dedi.
Utrecht'teki mahkemenin yargı sürecinde son nokta olduğunu, hukuki yol tamamen kapandığı için bu karara başka bir mahkemede itiraz hakkı olmadığını vurgulayan Köse, "Bu karar AB'de yaşayan tüm Türkleri hatta Türkiye'den Avrupa'ya gelmek isteyen Türkleri de yakından ilgilendiriyor" dedi.
Her iki anlaşmanın hem Avrupa'da yaşayan hem de buraya gelmek isteyen Türklere geniş haklar tanıdığına vurgu yapan Köse, bu hakların şimdiye kadar etkin bir şekilde kullanılamamış olmasına hayıflandığını dile getirdi.
"Ankara Antlaşması'na göre Türkler AB vatandaşlarıyla eşit haklara sahip. Türkler için geniş haklar getiriyor" diyen Köse, anlaşmanın özellikle 9'uncu maddesinin önemli olduğunu ifade etti.
Köse, son olarak Utrecht'teki mahkemenin kazanılmasında da önemli rolü olan 9'uncu maddeyle ilgili şu yorumda bulundu: "9'uncu madde, Türk vatandaşlarının AB nezdinde buradaki vatandaşlarla aynı muameleye tabii tutulmasını öngörüyor. 1980'den sonra Türk vatandaşlarının hakları kısıtlanamaz deniliyor. Hollanda'nın 2007'de çıkardığı Zorunlu Uyum Yasası hakları kısıtladığı için bu maddeye de aykırılık teşkil ediyor. Mahkeme buna dayanarak bizi haklı buldu."
Özellikle Ankara Antlaşması'nda Türklerin AB vatandaşlarından ayrı muameleye tabi tutulamayacağının net bir şekilde dile getirildiğine vurgu yapan Köse, "Mesela Polonya'dan biri gelip burada çalışma hakkına sahip. Ama bir Türk vatandaşının gelmesi için vize alması lazım. Dil kanunu var, Türkiye'den Hollanda'ya aile birleşimi çerçevesinde gelmek isteyenler ilk önce ülkesinde dil sınavına girmek zorunda. Oysaki bu, Kesinlikle Ankara Antlaşmasına aykırıdır. Bu konuyla ilgili olarak 20 Eylül'de duruşmamız olacak. Bunu da kazanacağız hiç şüphem yok."
    Â
ANLAÅžMANIN TESADÃœFENÂ FARKINA VARDI
Yaklaşık 10 yıldır avukatlık yapan Köse'nin Türkiye ile AB arasındaki anlaşmaların Türklere getirdiği geniş imkanları keşfetmesi tesadüf eseri ortaya çıkmış.
Anlaşmaların varlığından Hollandalı bir profesör arkadaşının uyarısı sayesinde haberdar olduğunu anlatan Köse, "Anlaşmanın Hollandacasını kendisinden aldık. İnceledikten sonra çok hakkımız olduğunu ve bugüne kadar henüz talep edilemediği kanaatine vardık. Anlaşmaya dayanarak davalar açmaya başladık ve peş peşe kazandık" diye konuştu.
Köse, şimdiye kadar iki anlaşmaya dayanarak açtıkları ikamet izinleri, ticari ve aile birleşimiyle ilgili davaların önemli bir bölümünü kazandıklarını söyledi.
       Â
TÃœRK FÄ°RMALARI AB'DE Ä°HALELERE KATILABÄ°LÄ°R
Bundan sonra ağırlığı daha çok Türk şirketlerinin AB şirketlerine tanınan haklardan yararlanması konusuna vereceklerini ifade eden Köse, gerekli prosedürleri yakında başlatacaklarını kaydetti.
Bu iki anlaşmanın aynı zamanda Türkiye;de bulunan ticari kurumlar için de geniş imkanlar getirdiğine dikkati çeken Köse, şöyle konuştu:
"Diyelim Hollanda'da bir ihale yasası var. Herhangi bir devlet kurumu bina yapmış, yeni masalar, sandalye vs. almak istiyor. Yasaya göre yalnızca Hollanda veya AB ülkeleri şirketleri katılabilir bu ihaleye. Kesinlikle yanlış. Türk firmaları da rahatça bu ihalelere katılabilir bana göre. Çünkü Ankara Antlaşmasının 9'uncu maddesi eşitlik muamelesini getiriyor. Bunun yanı sıra, 1973 tarihli Katma Protokol'ün 41'inci maddesinde de daha çok işletme sahiplerine yönelik haklarında kısıtlamalar yapılmaz deniliyor."
Â
Â
Â