Güncelleme Tarihi:
Lambrinidis, Kıbrıs barış harekatının yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs'ı ziyaretinin, BM Genel Sekreteri'nin iki toplumun liderlerini Cenevre'ye davet ettiği döneme denk geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Buna karşın, Türk Başbakan, kara yıldönümü arifesinde, işgal bölgesine yasadışı ziyareti öncesinde, Omorfo'yu (Güzelyurt) ve Rizokarpaso'yu (Dipkarpaz) iade etmeden Kıbrıs sorununun 'B' planıyla çözümünden söz ediyor ve Türkiye-AB ilişkilerini dondurmakla 'tehdit' ediyor. Bu açıklamalar Kıbrıs sorununun özünün işgal ve devam eden istila konusu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Türkiye, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm için gerekli olan niyeti gösterme yerine, boşuna AB'ye ne şekilde oluşacağını ve çalışma şeklinin nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışıyor."
Açıklamasında, Türkiye'nin 1974'te Kıbrıs'a olan müdahalesiyle "uluslararası yasal düzeni ihlal ettiğini" iddia eden Lambrinidis, "Kıbrıs konusunun Yunan dış politikasının önceliğini oluşturduğunu ve Türk askerinin Ada'dan ayrılmasının, Türk-Yunan ilişkilerinin tamamen iyileştirilmesinde önkoşul olduğunu" belirtti.
Lambrinidis açıklamasında ayrıca, "Yunanistan'ın, Rum Kesimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, Ada'da BM kararları ve kuralları ile AB'nin değerleri ve müktesebatı temelinde kalıcı, işleyebilir adil bir çözüm sağlanması yönündeki girişimlerini ve çabalarını yakından desteklediğini" kaydetti.