Başyazı: AK Parti’nin başarısı takdir ve endişeyle geldi
Güncelleme Tarihi:
Guardian gazetesinin bugünkü başyazısında, üçüncü kez iktidara gelen AK Parti’nin başarısının Avrupa’daki partilerle kıyaslandığı zaman çok büyük ve altında ekonomik nedenlerin yattığı belirtildi. Öte yandan, ekonomik başarının açtığı yolda yürüyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyasi amaçlarının endişe verici olduğuna dikkat çekilen yazıda Türkiye’nin bu arzuları sınırlandırması gerektiği ifade edildi.
Yazının detayları şöyle:
Başbakan Erdoğan, Avrupalı liderlerin sadece rüyasında görebileceği bir seçim kazanma rekoruyla övünüyor. Pazar günü yapılan seçimler sadece lideri olduğu AK Parti’nin üçüncü galibiyeti değildi. Aynı zamanda partinin en vurgulu zaferiydi. AK Parti iktidara ilk geldiği 2002 yılında, 10.7 milyon oy almıştı. Pazar günü, yüzde 87’lik katılım bazı ülkeleri utandırırken, Erdoğan 2002’deki desteğini iki katına çıkararak 21.4 milyon oy aldı. Ancak Türkiye’nin tuhaf orantılı temsil sistemi dolayısıyla AK Parti’nin parlamentodaki sandalye sayısı 2002’deki 363’ten 326’ya düştü. Yine de siyasi açıdan çok önemli olan bu azalma, AK Parti’nin seçim başarısının değerini düşürmemeli.
Erdoğan, Türkiye’deki politikayı her şeyi üzerinde bir faktör sayesinde yönetiyor: Ekonomi. Türkiye yılda yüzde 9 büyümeye devam ediyor. Kişi başına düşen GSYİH 2002’den bu yana iki katına çıkarken, Türkiye’nin ihracatı üç katına çıktı. AK Parti, özellikle oylarının merkezini oluşturan, çoğunluğu muhafazakar ancak girişimci Anadolu halkının yaşamında bir dönüşüm sağladı.
Türkiye’nin orta ve doğusundaki birçok bölgede, yaşam standartları 20 yıl öncesine kıyasla çok farklı. Seçim kampanyasında Erdoğan yeni kamu çalışmaları sözü verdi. Diğer Avrupalı liderler ekonomik sıkıntıların sorumlusu olarak gösterilmek istenmezken, Erdoğan ekonomik başarının semeresini sürüyor ve siyasi alanda da yükselişine devam ediyor.
ENDİŞE BAŞLIYOR
Ancak bu noktada takdir endişeye dönüşüyor. AK Parti, bu noktada ödül olarak yeni anayasa hazırlamayı ve başkanlık sistemini getirerek parlamento ile ordunun gücünü azaltmayı öngörüyor. Bu görüldüğü kadar kolay olmayabilir. AK Parti’nin bu hedefe ulaşma şansı Pazar günkü seçimle arttı. Ancak Türkiye’nin yarısı AK Parti’nin karşısında. Dahası, geleneksel olarak Kemalist olan ordu ve yargı ile uzlaşma sağlanmadı.
AK Parti’nin parlamentoda ihtiyacı olan üçte ikilik çoğunluğa sahip olmaması, oylarını yüzde 5 artıran CHP ve bağımsız Kürt vekillerin görüşlerine danışmasını gerektirecek. Bu kısıtlamalar, başta Erdoğan’ın Başbakan’ı eleştiren basın kuruluşlarının cezalandırılması ve gazetecilerin tutuklanmasına kadar varan buyurgan tavırları yüzünden olmak üzere birçok açıdan çok önemli.
Yeni Türkiye hakkında, içerde ve dışarıda takdir edilecek çok şey var. Ancak barışçı devrimler kendi kendilerini aşabilir. Dolayısıyla Türk toplumunun Başbakan Erdoğan’ın büyük hırslarını sınırlandırması çok önemli.