Güncelleme Tarihi:
Araf, 35 yaşında Şam'da yaşayan bir Suriye-ABD vatandaşı olduğunu söylüyor, Şam'da Eşcinsel bir Kız (A Gay Girl in Damascus) adlı blogunda Suriye'deki son durumu aktarıyordu.
Hem Suriyeli olması, hem kusursuz İngilizce konuşması, hem de eşcinsel olması Araf'ı kısa sürede dünya medyasının da gündemine taşıdı.
Guardian, New York Times, AP, Washington Post, Le Monde gibi dünyanın önde gelen yayın organları Araf ile e-mail üzerinden yaptıkları söyleşileri yayımladılar.
Benim de geçtiğimiz haftalarda Araf ile e-mail üzerinden yaptığım söyleşi, hurriyet.com.tr'de yayınlanmıştı.
Geçen hafta içinde blog üzerinden kuzeni olduğunu söyleyen bir kişi Araf'ın kaçırıldığını duyurdu ve olanlar oldu.
Bir yandan Araf'ın kurtarılması için kampanyalar başlatılırken, diğer yandan da ortaya çıkan soru işaretleri, "Gerçekte bu kız kim?" araştırması başlattı.
GERÇEĞİ İSTANBUL’DA TATİLDE ÇIKTI
Ve dün akşam saatlerinde bir grup internet aktivisti ve gazeteci Araf'ın gerçekte var olmadığını ortaya çıkardı.
Blogu yazan ve uzun süredir internet üzerinden Araf kimliğini yaşatan kişinin ABD'li Tom MacMaster olduğu açıklandı.
MacMaster, önce reddetti. Ancak köşeye sıkışınca blog üzerinden herkesten özür dilediği bir yazı yayımladı.
MacMaster'ın imzasının altında bulunduğu yer olarak İstanbul yazıyordu.
MacMaster ve karısı Britta Froelicher, tatil için geldikleri İstanbul'da "sobelenmişti."
TELEFONLA RÖPORTAJ VERİYOR
Kendileriyle hemen temasa geçtim. Sanal Emine ile yaptığımız yazışmaların ardından gerçeğiyle röportaj yapmak isteğimi ilettim.
Kabul ettiler ve Sultanahmet'te kaldıkları otelde buluştuk MacMaster ve Froelicher çiftiyle.
Görüştüğümüz süre içerisinde MacMaster sürekli olarak telefondaydı. Geldiğimde BBC ile görüşüyordu, bıraktığımda ise Guardian ile.
İLK YÜZ YÜZE SÖYLEŞİ
Ancak birazdan okuyacağınız söyleşi kendisiyle yüz yüze yapılan ilk röportaj olma özelliğini taşıyor.
Karşılaştığımız anda elimi sıkarken, "Yüzüme bir yumruk atmak istersen atabilirsin" dedi. Güldüm ve "Merak etme bunu yapmayı daha çok isteyenler var, hakkımı onlara devrediyorum" yanıtını verdim.
Kaldığı otelin bahçesinde yaptığımız söyleşiye, herkesin aklındaki soruyu sorarak başladım:
"Neden? Neden var olmayan bir karakter yaratıp, bu kadar insanla ilişki kurdun?"
“YORUM YAZABİLMEK İÇİN KURGULADIM”
MacMaster belli ki bu soruya hazırlıklı, hemen yanıtladı:
"Başta bloglara, haberlere, tartışma gruplarına yorum yazmak için yarattım bu kimliği. Bir Amerikalı olarak ABD'nin Ortadoğu politikalarını eleştirdiğimde beni 'Amerikan düşmanlığı' ile suçluyorlardı. Ama Emine olarak yazınca insanlar vermek istediğim mesajı anlıyorlardı. Sonra zaman içinde karakter gelişti. Ama asla bu kadar büyüyeceğini düşünmedim."
Emine Araf, MacMaster'ın bir kitap için kurguladığı bir karakter aslında. Suriyeli, eşcinsel ve hem Doğu hem de Batı kültürünü yakından bilen bir karakter.
MacMaster, tek bir kişiden ilham almamış. "Tanıdığım, arkadaşım 4-5 kişinin bir birleşimi aslında Emine. Ama düşüncelerinde, duygularında çokça ben var."
İLK ORTAYA ÇIKIŞI 2003
MacMaster, bu karakteri ilk olarak 2003-2004 yıllarında yaratıyor. Ancak yapılan araştırmalarda bu karakterin 2007 yılından sonra oldukça aktif bir hale geldiği ortaya çıktı.
MacMaster'ın "masum" olduğunu söylediği bir amaçla başlayan bu oyunu, bir anda okur ve medya ilgisi buluyor.
"Ben bir yazarım. Bana 'Ne kadar yakışıklısın' derlerse, mutlu olurum. Ama 'Ne kadar iyi yazıyorsun' denirse havalara uçarım. İnsanlar yazdıklarımı beğendi ve sonra basın ilgi göstermeye başladı. 'Guardian beni aradı demek ki herkesi kandırabilecek kadar zekiyim' dedim, egom şişti. Bırakmaya çalıştım ama yapamadım."
MacMaster, ısrarlı sorularım karşısında bu olayın arkasında bir istihbarat kuruluşunun olabileceği yönündeki iddialara sadece güldüğünü söyledi. "Sadece bendim. Kimse bilmiyordu. Ne karım ne de arkadaşlarım. Tek başıma yaptım her şeyi."
“ÇOK PİŞMANIM”
MacMaster yaptıklarından dolayı pişman olduğunu söylüyor. Özellikle de kendisinin bu sahtekarlığı yüzünden Ortadoğu'daki gerçek aktivistlerin zarar görmesi halinde bunun sorumluluğunu da kabul ediyor. Kendi deyimiyle, "yaptıklarından çok ama çok üzüntü duyuyor".
Öyle ya da böyle MacMaster, son yılların en ciddi internet sahtekarlığına imza atan isim. Hakkında dava açılması, hukuki yollara başvurulması gündemde.
MacMaster bu işten şahsi olarak ne kadar zarar görür bilinmez ancak en büyük zararı, gazetecilerin sokulmadığı Arap ülkelerinden haber verme işini gönüllü üstlenen onlarca isimsiz, internet aktivistinin gördüğü kesin.
Belki son sözü de MacMaster'a vermek gerekiyor:
"Eskiden kendimi iyi bir insan olarak nitelendirirdim. Ancak artık bundan emin değilim."